- 827 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dilinde aşk vardı yüreğinde ihanet-3/ Son Nefeste Veda Bölüm-11
Dilinde aşk vardı yüreğinde ihanet-3/ Son Nefeste Veda Bölüm-11
1
Şebnem’in telefonda benimle konuşmak istemesine şaşırmadım desem yalan olur. Biraz sonra yanımda olacağını söyleyerek telefonu kapattı. Hakikaten beş dakika sonra karşımda oturuyordu.
Emir dağlı:
_ Sabah, sabah benimle konuşacağın önemli konu nedir şebnem? Yoksa Yasemin fikir mi değiştirdi?
Şebnem:
_ Bütün gece sabaha kadar annemle seni konuştuk Emir Bey. Dün gece yıllardı ilk defa annemin yüzünün güldüğünü gördüm. İlk defa gözlerinin içi gülüyordu. Kısaca akşam annem çok mutlu idi. Siz belki farkında olamazdınız ama annemin etrafına örmüş olduğu duvarları yıktınız. Şu kâğıtta annemin cebinin telefon numarası var. Şimdi sizden rica ediyorum annem benim ve kardeşim için çok önemlidir. Onun gururu ile sakın oynamayın, eğer böyle bir şey düşünüyorsanız lütfen geldiğiniz yere geri dönün.
Emir dağlı:
_O nasıl söz Şebnem Öyle bir şey nasıl düşünebilirim. Ben ki yıllardır bu günü
hayal ediyordum Allah’ıma şükür hiç ummadığım bir yerde Yasmin’ime kavuştum kaybetmeye de hiç niyetim yok. Tabi burada sizin onayınız da çok önemli.
Şebnem:
_Telefon numarası önünde, aç telefonu konuşmaya ikna et buluşun. Şirvan Hanım beni aramadan ben de yerime gideyim.
Emir Dağlı:
_ Söz veriyorum anneni üzmeyeceğim Şebnem.
2
Buluşma
Emir Dağlı, Şebnem’in çıkıp gittiğini bile fark edemedi, dalgın gözlerle masanın üzerindeki kâğıtta yazılı numaraya bakıyordu. Sevdiği kadın bir alo diyecek kadar uzaklıktaydı. Yıllarca bekledikten sonra hayatının bu kadar kısa zamanda çok çabuk değişebileceğine inanamıyordu. İçinden geçen bir his, birisi gelecek ve kendisini çimdikleyecekti. Bir anda kendisini İstanbul’da Gürleyen Holdingin kırk sekizinci katındaki ofisinde masa başında buluverecekti. Heyecandan titredi. Cebinden cep telefonunu çıkararak kağıtta yazılı rakamları tuşlamaya başladı. Telefonun zili uzun, uzun çalmaya başladı. Bir, iki, üç, dört galiba açan olmayacak tam umutsuzluğa kapılırken, karşı taraftan gelen yıllardır hasretliğini çektiği o büyülü sesi duydu
_ Alo kimsiniz?
Derin bir nefes aldı birkaç saniye bekledikten sonra kısık bir sesle cevap verdi.
_ Ben, ben Emir Dağlı.
_ Aman Allah’ım, sen misin doğru söyle?
_ Benim Yasmin. Bu gün benimle buluşur musun?
_ Evet, evet, evet, saat kaçta ve nerede?
Emir Dağlı:
_Sen söyle.
Yasmin:
_ Fuarın 9 Eylül kapısında buluşalım saat tam on üç otuzda. Gerisini daha sonra kararlaştırırız.
Emir Dağlı:
_ Tamam Yasmin saat on üç otuzda 9 Eylül kapısında buluşuyoruz.
Telefonu kapatırken içini sonsuz bir sevinç yumağı kapladı yıllardır umutsuzca beklemenin sonucunu alacaktım. Hemen saatime baktım, on bire geliyordu. Hızla büromdan çıktım biraz sonra Şebnem’in yanındaydım.
Emir Dağlı:
_ Annenle konuştum. Saat on üç otuzda buluşacağız, sana söz veriyorum anneni üzecek hiçbir davranışta bulunmayacağım. Sana bir teşekkür borçluyum bunu unuttuğumu sanma. Şirvan Hanım geldi mi?
Şebnem:
_ Geleli on beş dakika kadar oluyor.
Kapalı olan İki defa tıklattım. Gir sesini duyduktan sonra kapıyı açarak içeri girdim. Beni görünce ayağa kalktı
Şirvan:
Gel dayıcıyım
karşılıklı oturduk
Şirvan:
_ Ne içersin, çay, Türk kahvesi meyve suyu.
Emir Dağlı:
_ Bu günüm çok iyi başladı. Bol köpüklü Türk kahvesi ile devam etmesini isterim. Bu gün uzun zamandan beri en güzel geçecek günüm olacak.
Şirvan:
_ Dur tahmin edeyim. Bu sakın Yasmin’le ilgili olmasın. Ne dersin dayı?
Emir Dağlı:
_ Sen beni takip mi ettiriyorsun?
Şirvan:
_ Tamam, tamam pes. Sadece biraz Şebnem’i sıkıştırdım o kadar. Ama sen sakın kıza bir şey söyleme. Şimdi biraz da iş konuşalım. Dün yaptıklarını detaylı olarak anlat bana.
Emir dağlı:
_İlk işim Fuar alanını dolaşmak oldu. Daha sonra birkaç telefon görüşmesi yaptım. Burada bulunan bir arkadaşımla buluşup biraz sohbet yaptık. Benim için çok yararlı konuşmalar oldu. Dün yaptığım konuşmaları sıraya koyduğum zaman karşıma düzgün bir yol haritası çıktı. İzmir 2012 de EXPO 2015 Dünya fuarına aday olmuş yapılan elemede diğer adaylar elendikten sonra finale iki aday kalmış biri bizim İzmir diğeri İtalya’nın Milano Fuarı. Yapılan son oylamada Milano çok az bir farkla kazanan taraf olmuş. EXPO nun özelliği 160 yıllık bir geçmişi olması ve her beş senede bir dünyanın başka bir şehrinde yapılması. 2016 da 2020 için bir kere daha aday olmuş ama bu seferde Paris karşısında yine çok az bir farkla kaybetmiş. 2025 için aday olmamış. İki sene evvel 2030 için yeniden aday olmuş ve bu sefer hiç zorlanmadan kazanmışız.
Şimdi bu güne dönelim. Amacımız ne? Eğer geleneksel bir katılım istiyorsan katılalım, ama eğer bu seneki fuarda keşfimizi açıklamak katılmak istiyorsan ben onay vermiyorum.
Şirvan:
_Nerden daha fazla bekleyelim. Sırrımızı bir an evvel bütün dünyaya açıklamak istiyorum.
Emir Dağlı:
_ Olmaz, önümüzde uzun bir zaman var ve yapacağımız açıklamalar hata kaldırmaz. Sana bir örnekle anlatayım ilaç piyasasında bir ilacı kullanıma sürmeden evvel yıllarca deneylerden geçiriliyor. Bu deneyler en az on yıl sürüyor. Şu anda bizde aynı durumdayız. Üreteceğiz stok yapıp az bir kısmını piyasaya süreceğiz ve bekleyeceğiz ve bombamızı EXPO 2030 da patlatacağız. İşte Ogün sen dünyanın en çok konuşulan kadını olacaksın. Ama 2030 da. Sen yine de bu açıklamayı bu sene yapmak istiyorum dersen, Önce benim istifamı kabul etmelisin.
Şirvan:
_ Bu geminin kaptanı sensin dayı ben ikinci kaptanım ve emirlerini bekliyorum.
Emir Dağlı:
_ O zaman bu sene için büyük bir pavyon açalım ve diğer ürünlerimizi teşhir edelim. Eğer iş konuşması bitti ise bir iki saat sonra bir randevum var hazırlık yapmalıyım.
Şirvan:
_ Şimdiden izinlisin dayı ortalıktan kaybolabilirsin.
Saat bir buçukta emir Dağlı buluşma yerindeydi. Ve Yasmin onu bekliyordu. Gözü Yasmin’den başkasını görmüyordu. Yasmin’in gözü de Emir Dağlı’dan başkasını görmüyordu. Aralarında ki mesafe yarım metreye düşünceye kadar yaklaştılar birbirlerine ve durdular. Zamanda durmuştu. Bir anda hiç ayrılmayacakmış gibi sarıldılar birbirlerine. Yasmin ağlıyordu, Gözlerinden gözyaşları değil boşa giden zamanlar akıp gidiyordu. Ya emir Dağlı onunda Yasminden kalır tarafı yoktu. Hiçbir şey düşünmeden yılların birikimi akıp gidiyordu gözlerinden.
Temmuz 2011/ Haznedar
tugrulpekel.com
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.