- 896 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Battan Bey ve Avcı Şems-İkii-
Sultan Sandal, tahtını Battan’a bırakıp,emekliliğini maaş kuyruğu yerine sefahat içinde geçiriyordu. Hatta haremine her geçen gün envai çeşit hatun ekliyormuş. Son evliliğini Ukrayna Kralı, 3.Elsidi’nin güzel kızı Empe’yle yapmış. Otuz dokuz gün, otuz sekiz gece yapılan düğünde Seleşlerle havaya sıkılan kurşunlardan epey bir telef olduğu bildirildi.Bu evlilikten dört kız çocuğu olmuş.Karısı Empey’e düşkünlüğünden kızların isimlerini numaralandırmış sadece. En sevdiği kızı Empe Üçmüş .Bu kızının müzik piyasasında iki singılı,üç kırkbeşliği varmış .(Hap kadar gazetelerde,bacak kadar boyuyla,el kadar pozlar veriyormuş.(Alıntı:Gazete Wenice))
Tahtı bırakmadan önce, halkını kırıp geçiren Sultan Sandal, hiç halk meclisi toplamaz,kendi verdiği kararları uygular,büyük küçük dinlemezmiş. Son zamanlarda isyancı, terörist gruplara göz yumduğu ,(cümleyi şöyle toparlayayım) bu gruplar Sandal’a verdikleri Tevşür ile onun gözlerini sararttığı ayyuka çıkmıştı. Artık, onun gözü sarılıydı. Gözünün sarılığı geçmeden,ordu komutanı Kahpe Zigon çıka geldi. Yaptığı kahpelikler,Sultan Sandal’ı masum bile çıkarıyordu halkına karşı.En büyük merakı dört ayaklı oyunlarıydı.Bu oyunlarının bir bölümünü, Çapanoğlu ve Ali Cengiz ile uyguluyordu.
Sultan Sandal’ın halkına yaptığı en büyük yatırım,altına yatırım ve ülkenin kaldırımlarını yenilemesi imiş. Bir de av yaptığı ormanlara “savaşma-seviş alanları “ kurmasıymış.Ha birde, birkaç ormana ankesörlü telefon kulubesi kurdurmuş o kadar.
Tüm bunların aksine komşu ülke İyeistan öyle mi? İyeistan’da kraliçe olan Sultan’ı iye Gah güzelliğinin yanı sıra altın kalpliliğiyle ve yaptığı yeniliklerle anılır olmuş. Her bulduğu yeniliğe iye ekini takarmış. İye sevgi demekmiş,güzellik demekmiş,paylaşma demekmiş.( Bunlar kullanıldığı cümlelere göre farklılık yaparmış,İye Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı, Nizam VERES değişik bir gün yaptığı röportajda söyledi.)
“Söz yerine gelmişken bir anektod olarak söyleyeyim; Yıllar sonra bağlı Bulunduğu Üniversite Yerleşk-iye-sinin kapısında karşı görüşlü bir grup tarafından öldürülecek ve o kapının girişine Nizam-iye, boşu boşuna öldürüldüğü için soy ismine de iye eklenecekti.”
Gelelim hikayemize, birinci bölümü okuyanlar çok çabuk kavrayacaktır. Battan Bey ve Avcı Şems ormanda karşılaşmak üzereydiler. Bu kanlı savaşın farkına varan Sultan’ı iye Gah güçlü ordusu ile iki tarafı kontrol altında tutmak için gizlice ordusunu yollamış.Çünkü, bu iki delikanlı da Sultan’a boş değillerdi.Sultan,ikisine de mavi boncuk yollamıştı.Cevaplarını ise, biri diğerini öldürdükten sonra vereceklermiş. Gönderdikleri namelerde öyle söylemişler.Sultan, buna razı olamazdı.Sevgi varken kavga,yaşamak varken boşu boşuna ölmek olmazdı.
Battan ve küçük ordusu ormanda kulübenin yanına konuşlandılar.Karınları acıkmış,susamışlardı.Ama önce telefon etmeliydi babasına...Yanına konuşlandığı kulübenin içine girdi.Tahtadan jetonu,suntadan telefon deliğine bıraktı.Hayır,bu olamazdı! Yağmur suyuna maruz kalan delik şişmiş jeton içine girmiyordu.Bu durum çok vahim boyutlara ulaştı dedi, kendi kendine içinden.Alelacele çıktığı sarayda babası ve Kahpe Zigondan savaş taktiği alamamıştı.Şimdi ne yapacaktı.? Bu bir skandaldı! Gazetelerde boy boy resimlerini hayal etti ve kaderine derinden bir ah çekti!
Dandig atıyla ormana gelen Şems, bu orduyla tek başına nasıl başa çıkardı? Atlı sayısı on,dolayısıyla toplamda yirmi canlı var demekti. Sırtında ki heybede yirmi ok’u vardı,ama gelirken av için attığı ok’un biri bok’a konmuştu. Şimdi ne yapacaktı? Savaşı kazanamazsa üçüncü sayfa haberi bile olamazdı.Vah kaderim vah! dedi. Kapalı dehlizler,çıkılmaz sokaklar,bumeranglar v.s.düşündü ve inledi.Aaaaaaaa
Devamı Arefe günü ...
(Öykünün bazı yerlerinde geçmiş,bazı yerlerinde şimdiki,bazı yerlerinde mişli geçmiş zaman (bilerek)kullanıldı.)
YORUMLAR
Yazı bir harika, Resimler desen mükemmel, bindik bir alamete gediyoz kıyamete haydi hayırlısı bakalım. Tek bir şey var biraz kulağımı tırmalayan o da avcı '' Şems '' Başka bir isim olsaydı diye düşündüm ben lakin sonra da '' Vardır bir hikmeti mutlaka '' dedim. Sonunu merekle beklediğim bir hikayeye başladık. İnşallah Aysel hanımın yazdığı ile karşıtırıp da ileride sana ''eeee Engin'e ne oldu?'' diye sormam.
Baki selamlar ile Mubarek Kurban bayramını kutluyorum.
zekanıza ve klavyenize sağlık. valla son günlerdeki olaylar ve bayram stresinin üzerine iyi geldi bu hikaye yüzümüz güldü acık :))
yarın görüşmek üzere iyi bayramlar . selam ve saygılarımla.
İbrahim ERZURUMLU
İbrahim ERZURUMLU
Yani bu anlatım kıvrak bir zeka ürünü:)
Tebrikler-başarılar-hayırlı Cumalar