- 986 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Mersin'de "Büyük Uzlaşma"
Mersin, her etnik köken ve inançtan insanın yaşadığı çok güzel ve özel bir kentimizdir. Mersin demek, Anadolu demektir. Alevi, Sünni, Ermeni, Süryani, Arap, Kürt, Laz vb. saymakla ve yazmakla bitmeyecek kadar, etnik köken ile inançlar çoktur. Tüm bunların yanında, inanılmaz bir güzellik ve bir sıcaklık var Mersin’de. İklimin sıcaklığını, tüm bu insanların yüreğinde bulurusunuz. Mersin insanı içten ve çok samimidir. Mersin, Anadolu’nun istisnasız tüm kentlerinden daima göç alan bir kentimizdir. Mersin’e ilk defa geliyorsanız, kentin kozmopolit yapısı size mutlaka çok itici gelecektir. Başta yaşadığınız bu olumsuz duygular, gün geçtikçe yerini daha güzel duygulara bırakacaktır. Bu gelişmeler hemen, hemen yeni gelen veya gelecek herkesin yaşayacağı duygulardır. Her nedense ilk gelenler, hemen Mersin’in sıcağından ve burada yaşayan tüm insanlarından yakınmaya başlar. Bu yakınma yaklaşık 1 ila 2 yıl sürebilmektedir. Bu süreci atlatan kişiler, inanılmaz bir şekilde değişerek, Mersin’e adapte olmaya başlarlar. Mersinliden çok daha Mersinli olmaya başlarlar. Mersin’de kısa veya uzun süre geçici olarak bulunup da ayrılanlar, mutlaka geri dönmeyi düşünmektedirler. Eğer, bu konumda olan tanığınız varsa, mutlaka sorunuz ki, alacağınız cevap benim yazdığım gibi olacaktır. Hatta biraz daha ileri gitmiş olmaz isek; kamu görevlisi olup da buradan ayrılanların büyük bir çoğunluğu, emekliliğinde geri dönüp buraya yerleşmek istemektedirler. Tabi bu arada dönmeyi düşünüp de, imkânların el vermemesi nedeniyle dönemeyenler olmaktadır. Baştaki olumsuz tepkiler Mersin’in sıcak ikliminde eriyip gitmektedir. Mersin, yaz aylarında inanılmaz derecede sıcaktır, ama buda çözümsüz değildir. Mersin hem çok sıcaktır, hem de çok serindir. Mersin hem ovadır, hem dağdır. Mersin hem denizdir, hem yayladır. Mersin hem tarımdır, hem de sanayidir. Mersin, saymakla bitmeyecek kadar çok şeydir. Mersin’e bir Anadolu’dur desek mübalağa etmiş olmayız. Hatta tüm Anadolu kentlerinin tüm özeliklerine sahip tek kentimizdir. Mersin hem fakir hem de zengin insan demektir. Mersin hem inançtır hem de bilim yuvasıdır. Mersin her etnik köken ve inançtan insanca insandır. Kısacası Mersin tam bir barış ve uzlaşma kentidir. Mersin bu günlerde büyük bir heyecan içerisindedir. Yerlisi ile yabancısı, yıllardır yaşadıkları bu güzel kentimizde iyice kaynaşmış durumdadırlar. Tüm etnik köken ve inançtan insanları ben “Ben Mersinliyim!” demeye başladılar bile. Bu kenti her durumda ve ortamda iddialı duruma getirme çalışmaları başlamış bulunmaktadır. Mersin, çok değişik bir proje ile ayrı bir heyecan yaşamaktadır. “Büyük Uzlaşma Projesi” adı altında “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” diyerek haykırmaktadır.
Mersin tablosunu siz değerli okuyucularımla birlikte resmetmeye çalıştım. Gelelim sadede; sizleri iyice meraklandığınızı düşünmeye başladım. Sizleri fazla merakta bırakmadan asıl konuya girelim. Evet, Mersin bugünlerde yeni bir oluşum ile tanışmış durumdadır. Bu oluşumun amacı; dürüst, temiz, çok duyarlı, katılımcı, paylaşımcı, adil, çevresinde kabul görmüş insanları bir araya getirmektir. Bu oluşum, herhangi bir etnik köken ve inanca endeksli değildir, olmayacaktır.”Kim olursan ol, yine de gel!” diyen, bilimsel bir oluşumdur. Ancak bu oluşumda kabul görmek için, kesinlikle doğru, dürüst, ilkeli kararlı, ülkesini ve bayrağını seven kişilerden veya kişiliklerden olmak gerekmektedir. Bu oluşumda daha temiz yarınlara gitmek ve yönetmek sevdasıyla dolu olanların katılımı heyecanla beklenmektedir. Bu, “ Bin Toplum Önderi” projesidir. Her önder, en az 30 (otuz) çekirdek aileyi örgütlemek ve yarınlara hazırlamakla mükelleftir. Tam 30 (otuz) aile, 31 (otuz bir) aile değildir! İşte bu oluşum iyice yayına oturduktan sonra hem yerel yönetime, hem de Türkiye yönetimine talip olmak hedef ve çabası içerisindedir. Aynı zamanda politikayı “yalan”dan uzaklaştırmak ve doğrular üzerine yeniden kurmak isteyen bir oluşumdur. Parti liderlerinin değil tüm vatandaşların etkili olacağı katılımcı, paylaşımcı, laik ve Atatürkçü bir yönetim şeklini amaçlamaktadır. Kendine güvenen ve 30 çekirdek aileyi çevresine toplamak isteyen herkes bu oluşumda yer alabilecektedir. “Bin Toplum Önderi Projesi” şuanda yedi yüz kişiye ulaşmış durumdadır. Bu oluşumun fikir babası, “ Güneşten önce uyanan adam” diye anılmaktadır. Bu oluşumun merkezi adresi, Piri reis Mahallesinde ve Piri reis heykeli karşısındadır!...
Şimdiki durum ile yarınları bir şiir ile kıyaslayalım;
Ankara Yolcusu (Şiir)
Şık elbise ve güler yüzlü adam ile madam
Asalet dersi vermek için süzer ve süzülür size
Keskin zekası ile inceler bizleri kurnazca
Aşikar naralar atar, insanlık adına çok şık
Şık ve güzel giyimli,ayrıca çok zengindir görsel
Her durumda ayrı pozisyon alır,rol keser bize
Etkileyici ve cazip izler bırakır herkese
Aşikar naralar atar, insanlık adına çok şık
Her durumdan vazife çıkarır, yöresel bilgili
Yer altından girer, yer üstünden çıkar,vaatleri
Her konuşmadan sonra ’offf pofff! ..’ ile çekilir eve
Aşikar naralar atar, insanlık adına çok şık
Parasal kaynaklar,aksayan yerleri kaynak eder
Paralı parasız kalabalık oluşur, şakşakçı
Amacına ulaşır sonunda, mebus olur adam
Aşikar el kaldır, el indir olmuş moda taş bakan! ..