Adı Gül-i Zar (Son)
Günler, aylar birbirini kovalarken birlikteliğimiz de duyulmuştu ister istemez. Çok nadir olarak çıktığımız bir akşam yemeğinde paparazziler tarafından resimlerimiz çekilmiş, ertesi gün gazetelere " Ünlü modacı Mine Mansur’ un genç sevgilisi" manşetiyle çıkmıştık. Bu olay üzerine küplere binmiş gazete sahibini arayarak ağzına geleni söyleyip tekzip ettirmişti haberi. Niye kızmıştı anlayamamıştım yakın çevremizde herkes haberdar dı bu ilişkiden hatta bizi tanıştıran arkadaşım Emre " Hadi oğlum evlenin artık" demişti.
Emre’ nin bu önerisi içimde ne zamandır plandığım teklifi yapmam için cesaret vermişti bana. O akşam eve giderken bir kuyumcudan tektaş bir yüzük almıştım. Yemekte heyecanımı öyle belli etmiş olmalıydım ki " Hayırdır bir başkalık var bu akşam sende" dedi. Bu söz üzerine cebimden yüzüğü çıkartıp uzatmış " Seni tanıdıktan sonra değerlenen hayatımı bundan sonra ebediyen değerli kılar mısın?" diye sormuştum.
Yanlış bir şey yapmamıştım ama niye susmuş ve ağlamaya başlamıştı ki?
_ O gazete haberi yüzünden buna kendini mecbur hissetmen gerekmezdi deyince afalladım, 40 yıl düşünsem bu teklifimi böyle yorumlayacağı aklıma gelmezdi. Kırık bir sesle " O haber yüzünden değil sadece gerçekten böyle istediğim için bu teklifi yaptım" dedimse de " Bunu daha sonra konuşuruz biz böyle de mutlu değil miyiz zaten?" diyerek susturdu beni. Biliyordum aramızda ki o kahrolasıca yaş farkı yüzünden böyle söylediğini oysa o kadar da büyük değildi benden. Sadece 7 yıl yüzünden böyle yapması canımı sıkıyordu bende çocuk sayılmazdım ki 29 yaşındaydım en nihayetinde!
Bu olanların üzerinden henüz bir kaç ay geçmişti ki kariyerim açısından çok büyük bir teklif almıştım. Sadece moda ve sanat dünyasında değil endüstri alanında da iyi bir fotoğrafçı olduğumdan iş dünyasının önemli bir şirketinden Amerika’ da bir iş teklifi gelmişti. En az 3-4 aylık bir çalışma olacaktı bu. Heyecan içinde akşamı bekleyemeden telefonda Gülizar ile paylaştım bu sevincimi. Kısa bir sessizlikten sonra çok sevindiğini söyleyerek kapattı telefonu. Hayal kırıklığına uğramıştım benim onca heyecanıma böylesi kayıtsız kalışı ve lütfen sevindim demesi canımı sıkmıştı.
Akşam eve gidip bu konuyu açtığımda gözlerinden bir hüzün bulutu geçti. Bu işin kariyerim açısından bulunmaz bir fırsat olacağını ama benden ayrılacağı için üzüldüğünü söyleyince " Deli misin sen" dedim.
_Ayrılmayacağız ki! Birlikte gideriz diye düşünmüştüm.
Bunun mümkün olmadığını işleri bırakıp bu kadar uzun bir süre öyle uzak bir yere gidemeyeceğini söylediğinde düşünmeden işi kabul etmeyeceğimi söyledim. " Saçmalıyorsun" dedi.
_ Elbette kabul edeceksin benim için böyle bir fırsatı kaçırmanı istemiyorum. Beni böyle bir vebal altında bırakamazsın.
Anlamıyordu. Benim için ne kadar önemli olduğunu, değil işim canımdan bile öndeydi varlığı bilmiyor muydu?
Teklifi düşünmem için istediğim 1 haftalık süre boyunca onu ikna etmeye çalıştım ama her çabam maalesef kavgayla sonuçlanmaya başlamıştı. En sonunda bir gece çok şiddetli bir kavga etmiş ve bana gitmeni istiyorum demişti. Nasıl yani? dedim.
_Sensiz gitmemi istiyorsun öyle mi?
_ Evet istiyorum. Hatta hemen şu anda bu evden de gitmeni istiyorum.
Duyduklarıma inanamıyordum. Şaka yapıyor olma ihtimaline karşı gözlerini aradım belki muzipçe gülecek " seni nasıl kandırdım" diyecekti. Ama hayır yüzünde son derece ciddi bir ifade ile bana bakıyordu. Nefsime yenilmiş " İstenmediğim yerde 1 dakika bile durmam" diyerek kısa sürede eşyalarımı toplamış ve kapıyı vurup gitmiştim.
Yapılan teklife olumlu yanıt vermiş ve bir kaç günlük pasaport ve vize işlemlerinden sonra uçağa binip Amerika’ nın yolunu tutmuştum işte. İlk bir haftayı bu muhteşem ülkeyi keşfetmekle geçirip sonra işlere gömülmüştüm. Deli gibi çalışıyor onu aklıma getirmemek için elimden geleni yapıyordum. Gün içerisinde bunu başarıyor olsam da gece bir başıma kaldığımda özlem yılan gibi çörekleniveriyordu yüreğime. Kırgın ve kızgındım hala ama hala deli gibi de aşık!
Bir gece telefonuma gizli bir numaradan çağrı geldi, açtığımda karşı taraftan sadece bir nefes duydum. Bir kaç kez alo kimsiniz dediğim halde hala ses gelmiyordu. Birden Gülizar diye haykırınca telefon hemen kapandı. Nasıl kızmıştım kendime niye onun olduğunu anladığımı belli etmiştim ki!
Uzunca bir süre yeniden aramadı. Tekrar aradığında artık bende hiç konuşmuyor sadece birbirimizin nefeslerini dinliyorduk. İki farklı kıtada birbirimizden binlerce km. ötede varsıl bir yalnızlığın yoksulluğunda azalıyorduk. Aşk böyle bir şey olsa gerekti, böylesi büyük ve öylesine mağrur.
Sessiz telefonlarından başka internet üzerinden okuduğum gazetelerden de haber alıyordum ondan. Reklam dünyasından bir derginin düzenlediği bir anketten en başarılı iş kadını ödülünü almıştı. Elinde ödülü ile gazetecilere poz verdiği resmi ne kadar hoş görünüyordu. Üzerinde kendi kreasyonu olan gri bir tayyör vardı, o bayıldığım kuzguni siyahı saçlarını sımsıkı bir topuzla toplatmış gayet ölçülü bir makyajla güzelliğine güzellik katmıştı.
Bir süre sonra yine bir gazete de çocuk esirgeme kurumundan bir kız çocuğunu evlat edindiği haberini okumuş onunla bir kez daha gurur duymuştum. Başka Gülizar’ lar olmaması adına kendisi nasıl yabancı bir ailenin yanında sevgiye ve mutluluğa doymuşsa o da aynı sevgiyi başka bir çocuğa vermek istemişti kanımca.
İsmi ister Mine, Lale ya da Gülizar. Ne olursa olsun bu kadını anlatılamaz bir sevgi ile seviyordum. Evet belki birbirimizden çok uzaktaydık. Kabul birbirimizi uzun zamandır görmüyorduk ta. Ama ne farkeder di ki?
Gözümüzle gördüğümüz müydü sevdiğimiz?
Yoksa ruhuna dokunabildiklerimizi mi seviyorduk?
Kısa bir süre sonra buradaki işlerimi tamamlayıp geri döneceğim. İlk işim bu soruyu onun o bin anlam yüklü gözlerine bakarak sormak olacak.
Kimbilir belki de bu sefer beklediğim cevabı alabilirim...
Ne dersiniz?
YORUMLAR
Merhabalar,
Bir solukta okudum desem yalan olur.Çünkü iki solukta okudum.Yarısını dün kalanını bugün.İyi peki güzel de yarın-öbür gün ne okuyacağım ben söyler misiniz?:))
Evet aslında bir solukta okunacak çok güzel bir hikaye idi.Aslında roman ya da film senaryosu da olabilir.Hem neden olmasın.Bir de bu yönünü düşünün olayın.Kurgu güzel,anlatım güzel,içine akıcılık güzellikler katmışsınız.Yüreğinizden kendinizden birşeyler ya da herşeyler katmışsınız. İyice yoğurup çok güzel pasta sunmuşsunuz bizlere.İnsanca olan, sevgiyle yoğrulan yüreğinize saygılarımı sunuyorum.Emeğinize sağlık diyorum.Nice nice yeni eserlerden bizleri mahrum bırakmamanızı diliyorum.Ve bunların olacağını da adım gibi biliyorum.Teşekkürlerimi iletirken saygılarımı da sunuyorum...
Hamuş-71
Çok teşekkür ediyorum efendim. Ne güzel sözler söylemişsiniz ki bunlar beni bundan sonra yazacaklarım için ziyadesiyle yüreklendirmiştir. Öykümü okuma nezaketiniz ve sabrınız içinde müteşekkirim size varolunuz.
Madem ne okuyacağım diye sordunuz yarın ve öbür gün de diğer yazılarımı okursunuz efendim zahmet olmazsa. :)
Ya da kim bile bilir belkide yepyeni bir öyküyle çıkarım karşınıza değil mi?
Verdiğiniz desteğe ve samimi yorumunuza kalben teşekkürlerimi bir kez daha kabul edin lütfen.
Saygıyla...
Mehmet Ali Çıbıklı
her bitiş yeni başlangıçlara gebedir
nice öykülere
hayırlı bayramlar, kızına ve sana sevgiler..
Hamuş-71
Haklısınız değerli yazarım her son yeni bir başlangıçtır aslında. Güzel dilekleriniz için kalben teşekkür ediyor, size de tüm sevdiklerinizle mutlu, sağlıklı, hayırlı bir bayram diliyorum.
Sevgiyle...
Çok başarılı bir öyküydü ve ben anlatımını çok beğendim. Yeni öykülerde buluşmak üzere diyor sevgilerimi sunuyorum sana. Sevgilerimle.
Hamuş-71
Değerli yazarım ilk günden beri öykümü takip ettiğiniz ve değerli yorumlarınızla şahsıma güç kattığınız için çok teşekkür ediyorum.
Nicelerine inşaallah... Hep birilkte.
Daim sevgimle...
Bir yazarımız eşine doğum gününde şu satırları yazmış:(tam olarak hatırlayamamış olabilirim)
Eğer bir gün beni etrafında göremezsen,
Arayıpta bulamazsan,
Sakın seni bırakıpta gittiğimi sanma.
Yukarlardan bir yerlerden seni
izliyor olacağım.
Ne zaman bana ihtiyacın olursa,
Adımı fısıldaman yeterli.
O an ,orada kalbinde olacağım...
Mesafelerin kalbe bir hükmü olmadığı kanısındayım.Mühim olan yürek...İster bu dünyada ister başka tarafta...Ayrıca bitiş de mükemmel bence;kişi kendince yorumlayabilir:))
Hamuş-71
Mesafelerin hükümsüz olduğu bir duygudur aşk mutlaka. Nerede olursanız olun o hep sol yanında gider kişinin.
Teşekkür ediyorum güzel yorumunuza değerli yazarım. İyi bayramlar diliyorum.
Saygıyla...
Hamuş-71
Teşekkür ediyorum Sn. Atila iyi bayramlar diliyorum.
Saygıyla...
Değerli kalem güzel ve kaliteli bir seriydi...Nice paylaşımlara derken,bayramını tebrik ederim...selamlarımla
Hamuş-71
Teşekkür ediyorum Sn. Erzurumlu.Sizi sayfamda görmek her zaman mutlu etmiştir beni.
Sizlere de hayırlı ve mutlu bir bayram diliyorum efendim.
Saygımla...
Hamuş-71
O kadar karamsar olmamalı sevgili Sultan. Her kara gecenin aydınlık bir sabahı mutlaka vardır. Umut hepimizle olsun.
Rabbim sizinde Cumanızı hayırlı eylesin. Dua ile..
Hamuş-71
Aslında böyle bir son düşünmüyordum açıkçası :) İlk yazdığım finalde ayrılıyorlardı. Gülizar sevdiği erkeğin kariyerine engel olmamak için sevgisini feda ediyor bunu hazmedemeyen (bir isim bile vermeyip okuyucuyu " Ya bu adamın adı ne ola ki dedirttiğim) :) kahramanımızda gittiği ülkede kalıp hiç dönmüyordu.
Ama kıyamadım :)
Finalinde umut barındıran ve sizin dediğiniz gibi her okuyanın kendine göre belirlediği bir sonunun olması daha iyi oldu kanaatindeyim.
Öyküme gösterdiğiniz ilgiye, şahsıma verdiğiniz desteğe teşekkür ediyorum
Sevgiler...
inci*
Hamuş-71
Saygımda sevgimde yüreğinde binbir umut ve güzellik taşıyan şahsınıza gelsin.
Hayatta size hep sizin ona baktığınız gözlerle baksın...Gülümseyerek.
Hamuş-71
Artık sizi görmediğimde meraklanır oluyorum Sn. Karan :)
Yine hoş ve ne kadar güzel gelmişsiniz. Çok teşekkür ediyorum öyküme ve bana göstermiş olduğunuz teveccühe.
Ucu umutla açık bırakılmış bir şekilde noktaladım öykümü. Mutsuz bir son yazmaya elim varmadı açıkçası. Sizlerin beğenisini aldımsa ne mutlu bana.
Tüm sevdiklerinizle geçireceğiniz hayırlı ve mutlu bir bayram diliyorum bende.
Saygı ve sevgilerimle...
AYSE 09
hayırlı bayramlar tüm sevdiklerinizle
doğrusunu söylemek gerekirse hiç beklemediğim bir sondu.biz bir hikaye okuduk belki.böyle nice hikayeler var yaşanan.yaşadığımız hayat biz nefes aldıkça bir çok hikayelere gebe aslında.çok güzel di ayrıca tebrik ediyorum sizi.yazılarınızı takip edeceğim.ayrıca tebrikler.
Hamuş-71
Hoşgeldiniz Sn. Yazarım. Nazik ziyaretiniz ve öyküme gösterdiğiniz ilgi için kalben teşekkür ediyorum.
Hayat devam ettiği sürece böyle hikayeler de yaşanmaya ve yazılmaya devam edecek elbette. Rabbim kendi hikayesi mutlu son ile bitenlerinden eylesin cümlemizi.
Şimdiden hayırlı bayramlar diliyorum. Saygıyla...
Gecenin Sessizliği
Sonuna kadar pür dikkat evlenecekler mi diye okudum:( Artık gerisi bizim hayal gücümüze kalmış.
Sonunda finali de yaptın canım.Şimdi sana sormak istiyorum; "Öyküyü sevdin mi?"
Yeni öyküler bekleyeceğiz artık.
Kutluyorum. Sevgiler.
Hamuş-71
Evet sevgili Aynur Rabbim izin verdi ve finali yaptım çok şükür. Hiç aklımda yokken ve daha önce böyle bir şeyi hiç denemişken içimden gelen sese uyarak ilk kez bir öykü yazdığımı en iyi sen biliyorsun.
Şimdi senin sorunu cevaplamak isterim. Evet öykü yazmayı çok sevdim. Bu bana gerçek hayatta sahip olduğum ayrıntıcı kişiliğimi bir kez daha ispatladı. Çünkü bir kaç bölüm diye başladığım öykü 11. bölümde bitti. senin tabirinle bir o kadar bölüm daha götürebilirdim ama okuyucuyu sıkmak istemedim biliyorsun.
Uzun soluklu hikayelerde ilk ve son bölümler arasında senkronu tutturmak titiz bir çalışma ve kuvvetli bir hafıza gerektiriyor. Bunlara rağmen evet çok sevdim ama asıl sorulması gereken şu : Öykü de beni sevdi mi? :)
Gelip sayfamı ve günümü ışıttığın için bir kez daha gönülden teşekkürlerimi kabul et lütfen.
Sonsuz sevgimle...