KİTAP OKUMAYIN
Kitap okumayın. Evet çok samimiyim. Kitap okumayın diyorum size.
Hayır yanlış da okumadınız. Açık açık kitap okumayın dedim sizlere. Biliyorum haklı olarak “Neden?” sorusunu soracaksınız. Siz sormadan ben size söyleyeyim.
Pek çok kişinin birinden ya da bir şeylerden şikayetçi olduklarını duydum. Söz konusu kişiler ya da durumlar hep bir yalancılık içindeymiş. Aşklarımız yalan, sevgilerimiz yalan, işimiz yalan, gücümüz yalanmış. Biraz daha ileri gidenler, aynaya baktıklarında aynadaki yüzü de yalan olarak görür olmuşlar.
Yalan diyoruz hayata. Sanki yalanı bizden başkası bizim kulağımıza fısıldamış gibi (!). Oysa kitaplar öyle mi? Ta ilkokul sıralarından öğretilmeye başlanır en samimi, en yakın dost diye. Biz kitapları bir yana atmış hep başkalarından bahsetmeye başlamışız. Doğal olarak da bize dost görünen sahtelerden hep kazık yemişiz.
Eğer size yalan söyleyecekse, her seferinde size kazık atma derdine düşecekse boş verin kitap okumayın…
Anlatanlar, hep gitmeyeceğim dediği halde hayatından ansızın çıkıp gidenlerden de bahsettiler. Oysa birbirlerine verdikleri söz varmış. Aklıma geldi de, ne vakit bana da gitmeyeceklerine dair söz verseler, hep hayatımdan giden oldu. Dost gibi, zaman gibi, söz gibi… Düşündüm de beni yalnız bırakmayan tek değerlilerim, rafta tozlanmaya bıraktığım kitaplarım oldu.
Bir gece ansızın yatağınızın yanı başındaki komodinin üzerinden ya da hep silmeye üşendiğiniz kitaplığınızdan hesapsız ve zamansız çıkıp gidecekse kitap okumayın…
En yakınımdan yediğim tokadı düşündüm, diğer yandan da içten hesaplı ettiğim hareketleri. Her defasında ya canım acıdı, ya da can yaktığımı fark ettim. Oysa kendimden çok da kitaplara zarar vermiştim o anlarda. Kimi sayfalarını karalamış, kimi sayfalarını da yırtmıştım. Gariptir ben kitabımın canını yakarken, o benim gönlümü avutmuştu.
Eğer canınızı yakacak, gururunuzu kıracak, yetmezmiş gibi attığınız tokada da karşılık verecekse kitap okumayın…
Ne zarar gördüm ne de ihanet. Ne kitaplarımdan yakın dost gördüm ne de kitaplarım kadar bilgili bulabildim. Çok gezen mi yoksa çok okuyan mı bilir dediler ya. Çok gezmeyen nasıl çok yazabilsin ki diye ekledim. İsteyene bilge, isteyene dost, isteyene aşk olur kitaplar.
Bütün bu şeylere rağmen hâlâ bir oyun var bunda derseniz boş verin kitap okumayın… Bu saatten sonra da böyle diyebiliyorsanız siz çoktan dünyalarınızı kitaplarla ayırmışsınız zaten…
İshak SAKA
YORUMLAR
Merhaba İshak Bey,
Kitap okumayın savınızı gayet iyi bir şekilde işlemişsiniz. Kutlarım.
Bazen ben de, karşımdaki olumsuzsa onun olumsuzluğuna destek çıkarım. Yararı oluyor.
Dediğiniz gibi kitap okumasınlar. Yalancı, kulaktan kulağa ulaşan bilgiler edinsinler. Bazıları,
bu sözde bilgileriyle yazı yazıyor. Okunsun diye. Kendileri okumuyor ama yazdıklarının okunmasını istiyor.
Dediğiniz gibi kitaplar gerçek dost. Okuyanlar için...
Başarı dileklerimle saygılar.