- 674 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
“BARDAK OLMAYI BIRAK…”
Acaba diyorum; yeryüzünde yaşayan insanlar arasında bir araştırma yapılsa, dertsiz insana rastlamak mümkün müdür?
Ya da en basitinden böyle bir araştırma yapmadan herkes ilk gördüğüne bu soruyu yöneltse alacağı cevap ne olurdu sizce?
Boşuna meraklanmayın, hemen hemen herkesin vereceği cevap eminim aynı olurdu.
Cevap kısa ama nettir. “ Hayır”
Demek ki dert, herkesin başında ... Ancak bir farkla biri diğerinden ayrılabilir. Nedir o fark diyeninizi duyar gibi oluyorum. Madem dertten bahsediyoruz, al bir dertte benden… Hemen cevap vermektense yaşlı bir usta ile yanında çalıştırdığı çırak arasında geçen şu olaya bir göz atalım; zaten cevapta kendiliğinden verilmiş olacak o zaman.
Çırağının her şeyden sürekli şikâyet etmesinden bıkan yaşlı bir usta; bir gün çırağını tuz almaya gönderir. Yaşamındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyler. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yapar ama içer içmez de ağzındakileri tükürmeye başlar.
“Tadı nasıl?” diye soran yaşlı adama öfkeyle;
“Acı” diye yanıt verir çırak.
Usta gülümseyerek çırağını kolundan tutar ve dışarı çıkarır. Sessizce az ilerideki gölün kıyısına götürür ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyler. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken yaşlı usta aynı soruyu sorar:
“Tadı nasıl?”
“Ferahlatıcı” diye yanıt verir genç çırak.
“Tuzun tadını aldın mı?” diye soran yaşlı adamı, “Hayır” diye yanıtlar çırağı.
Bunun üzerine yaşlı adam; suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturur ve şöyle der:
“Yaşamdaki acılar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Acının miktarı hep aynıdır. Ancak bu acının acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Acın olduğunda yapman gereken tek şey, acı veren şeyle ilgili duygularını genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya bak…”
Ne demek istediğim ve yukarda ki sorunun cevabı anlaşılmış olmalı.
Yok, eğer göl olmaya bakmak istemezseniz bari o zaman ‘bardağın dolu tarafını’ görerek acılarınızla, dertlerinizle barışık olunuz ve yüksek sesle haykırınız:
“Ben buyum…”
HALİL MANUŞ-2011