- 1307 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DOSTLUK PINARI
Dostluk Pınarı, bir kayanın arasından çıkarmış, şırıl şırıl düz ovaya akarmış. Onu gören herkes hayran hayran bakarmış. Çok yardımsever olduğu için “su” diyenin yardımına koşarmış. Gerekirse yüce dağlar aşarmış...
Bir gün her zamanki gibi yerden kaynayarak akmaya devam ediyormuş. Bir kartal gelmiş su içmeye. Pınara eğilince üzerine su sıçramış. Kendini beğenmiş kartal:
- Bu ne saygısızlık, sen kuşların kralını nasıl ıslatırsın, diye çıkışmış.
Dostluk Pınarı akmaya devam ederken:
- Özür dilerim kartal kardeş, burası benim doğuş noktam olduğu için suyum fışkırarak çıkıyor. Yoksa kötü niyetten kaynaklanmış bir durum yok, demiş.
Demiş demesine de kartal, onun özrünü kabul etmemiş. Hakaretler yağdırarak Dostluk Pınarı’na meydan okumuş:
- Sen herhalde kendini bir şey zannediyorsun. Benimle yarışa var mısın? Akdeniz’e kim önce varacak bakalım. Kozumuzu orada paylaşırız, demiş.
Demesiyle beraber uçup gitmiş. Dostluk Pınarı da hızla akmaya başlamış. Sevgi Rüzgârı bu yarışmayı duyurmuş herkese.
Dostluk Pınarı telaşla girmiş ormana. Ulu çınarın yanına varıp:
- Susuzluk çeken bir ağaç veya fidan var mı çınar kardeş, demiş.
- Sağ olasın pınar can. Yalnız duyduk ki kendini beğenmiş kartalla yarışıyormuşsun. Ormandaki bütün pınarlara söyledim sana katılacaklar, demiş.
Teşekkür eden pınar:
- Gölgesi serin çınar,
Kökleri derin çınar,
Daima yeşil kalsın
Güzel dalların çınar, deyip devam etmiş yoluna.
Kendisine katılan diğer sular sayesinde hızla akıyormuş Akdeniz’e.
Bu sırada kartal da ormanın üzerinde süzülüyormuş. Aşağıda bir güvercin görmüş. Karnımı doyurup öyle devam edeyim yoluma, diye düşünmüş. Güvercine doğru bir dalış yapmış. Ağaçlardan biri, onu engellemek için dalını uzatmış. Dala hızla çarpan kartalın bir kanadı incinmiş. Zorlukla uçmaya devam etmiş.
Dostluk Pınarı soluk soluğa dağın eteğine gelmiş:
- Dağ kardeş, sizin için yapabileceğim bir şey var mı, diye sormuş. Yüce dağ da:
- Sağ olasın, yolun açık olsun. İlerideki kayanın arkasında gizli bir geçit var. Oradan rahatlıkla geçebilirsin, demiş.
Teşekkür eden Dostluk Pınarı:
- Rengârenk taşın güzel,
Bulutlu başın güzel,
Yağmur olup dökülse
Senin gözyaşın güzel, deyip gizli geçide doğru akmış.
Bu sırada kartal da dağın üzerinde süzülüyormuş. Aşağıda bir tavşan görmüş. Bari şu tavşanla karnımı doyurayım deyip süzülmüş aşağıya. Pençesini atmış tavşana. Nereden gelmişse bir taş gelip ayağına çarpmış. Kartal seke seke yoluna devam etmiş. Artık uçamıyormuş.
Dağın içindeki gizli geçitten çıkan Dostluk Pınarı, Akdeniz’le kucaklaşmış.
Bu sırada yorgun argın deniz kıyısına gelen kartal, susuzluktan ölecek gibiymiş. Tam su içeceği sırada Dostluk Pınarı’nı görünce biraz geriye çekilmiş. Bunun üzerine Dostluk Pınarı:
- Çok yorgun görünüyorsun kartal kardeş. Buyur, iç suyumdan. Güneş aydınlatırken nasıl ayrım yapmazsa biz de ayrım yapmayız, demiş...
Bestami YAZGAN