- 1084 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Nihat Joy Foster
İkircikli dünyamıza farklı bir pencere açalım mı?
Ahlak kurallarımızı mesela ne şekillendiriyor? Ölçülerimizi neye göre koyuyoruz?
İdeolojilerimize göre, siyasi- sosyal kimliklerimize göre değişebilen bir şey midir acaba?
Ülkemiz çok zengin malzemeler sunuyor bize "acaba" dedirtecek.
Hayır, hayır..!
"Varoşlarda fuhuş olan şey, bazen zengin, elit kesimde aşk olarak adlandırılır" yüzeyselliğinde bakmıyorum.
Evli, küçük bebek sahibi kadının, başka erkeğin evinde sabahlamasını, "su testisi su yolunda" veciz ifadesiyle açıklamaya çalışanlarımız da oldu, " sana ne kardeşim, kimsenin özel hayatı kimseyi ilgilendirmez" diyerek karşılayan da. Otel odasında 3-5 hayat kadınıyla birlikte sabahlayanları "vay be malı götürmüşler" diyerek yüceltenlerimiz de oldu, "vay fuhuş ha,vurun o zaman" diyerek iştahını kabartanlarımız da..
Doğal, değil mi aslında?
Fakat ters giden bir şeyler var yine de.
Örneğin birinde kahramanımızı yüceltenler ile diğerinde kahramanımız yüceltenler aynı kişiler değil.
Birisini yerin dibine batırırken, diğerinin elinden tutanlar da aynı kişi ve sosyal gurup mensubu değiller.
Sosyal aidiyetimize göre bakış açımızın değişebilmesi normal mi acaba?
Hayatın her kesiminde böyle değil miyiz zaten?
Kimimizin kahraman gördüğünü bir başkamız hain olarak algılamıyor muyuz?
Duruşumuzu belirleyen şey ne olmalı peki?
Yasalar mı?
13 yaşındaki kıza tecavüzü "rızası vardı" diyerek ceza indirimine tabi tutan da yasalarımız değil mi peki?
Ya da kahraman sandıklarımızı hapse tıkan, hain sandıklarımıza duyarsız kalan da yasalarımız değil mi?
Değiştirelim o zaman..
Hangi ölçüye göre değiştireceğiz peki?
Genel ahlak kuralları desek,
Dini değerlerimiz desek?
Dünya, insan hakları, çağdaş ölçütler desek?
Hepimiz hem fikir olacak mıyız?
Görelim bakalım...
YORUMLAR
13 yaşında birisi (cinsiyet ayırmaksızın) çocuktur. Bunun tartışması olabilir mi? Yargıtay 13 yaşındaki çocuğun, baba ve dedesi yaşında 26 adamla “kendi rızası dâhilinde birlikte olduğuna” karar verdi. Yargıtay utanç veren bu çirkin kararı onadı.
Bu bir insanlık ayıbıdır.
Bu karar kirletilmiş hukuk sisteminin, tecavüze uğramış adaletin resmidir.
Böyle bir adalet olabilir mi?
Mağdur edilmiş, adalet arayan insanlar kime başvuracak, 13 yaşındaki bir çocukla kendi rızasıyla birlikle olunduğunu onayan Yargıtay’a mı?
Sekiz yıl….
Tam sekiz yıldır adaletin kendi yanında olmasını bekleyen birine adaletin şamarı bu olsa gerek. Bir çocuğun hayallerini,gelecekte kadınlığını, ismini, sağlıklı birey olma şansını çalan o 26 kişi demek N.Ç ye sormuşlar “Kızım biz sana tecavüz edeceğiz, ister misin?” diye.
N.Ç’nin her şeyin farkında olduğunu söylemişler. O zaman durun durun, baştan değiştiriyoruz yasaları.
Demek ki bir çocuk her şeyin farkındaysa ona tecavüz edilebilir…
Neaşağılık bir durum.
13 yaşındaki bir çocuğun haklarını koruyamamış bir ülkede yaşıyor olmak insanı kahrediyor.
Bir şeyleri düzeltemiyor olmak, uzaktan adaletin buharlaştığını izlemek ...
Varsayalım ki o çocuk kendi arzu ve iradesiyle bu yanlışa düştü, fakat siz adaletsiniz, akıl baliğ olmayan bir çocuğun haklarını savunmak yine sizin işiniz!
Ta ki 18’ine kadar… Kendi rızasının bir ehemmiyeti, anlamı oluncaya kadar.
Tecavüz edenler arasında muhtardan tutun, okul müdürüne, askerine kadar var.
N.Ç’ye tecavüz eden o koskoca adamların da çocukları vardır herhalde.
Eğer bir gün birileri de çıkıp, onların çocuklarına aynı şeyi yaparsa, bilsinler ki, onların çocuklarını da korumayacak bu sistem. Tam tersi onlara bunu yapan büyük amcalarının yanında olacak.
Bu, böyle sonuçlanan ilk vaka değildir. Altı yaşındaki çocuğa tecavüz edenlerde aynı şeyi söylemişti. Ve bu hafifletici unsur olarak o davada da görülmüştü. Onun da rızası varmış.
Yeni binalar yapmak, yeni kanunlar yapmak yetemedi. Bir de kafaları değişmek gerek.
Bu ülkede mavi nüfus cüzdanına sahip olmayan birbiriyseniz, bilin ki hayatınız zor geçecek.
Tecavüz edilebilir, dövülebilir hatta öldürülebilirsiniz.
Ama rızanızı almadan yapmazlarmış, öyle buyurdu adalet.
“Yer misin, yemez misin?” diye..
Sevgili N.Ç siz isminizin böyle noktalı yazılmasından utanmayın, bu kararı alarak sizi koruyamayan, suçu teşvik eden, uğradığınız cinsel saldırıya hafifletici sebepler getiren en üst yargı kurumu utansın.
bazen görmek istemiyoruz ama
çoğunlukla aslında
fikri kapalı,şuuru kaymış, yabancı bir ahlak kültürü benimseyip üzerimize giydirmişiz ne yazık.
sinek saman çöpünün üzerinde sallanıp dünyayı ben döndürüyorum sanıyor.
öyle işte...
çok saygımla...Rabbin koruma altına aldığı kullardan eylesin bizleri inş....çok saygımla...