- 914 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
KÖY HALİNDEKİ ÇOCUKLUĞUM
Köy hayalindeki çocukluğum
Bir köy kahvesini bir köy kahvaltısını kırlarda bayırlarda kır gezintilerini
yavan ekmeği yerken bazlamanın hayalini yorgunluğun akşam dinlenmesini,sıcak güneşte toprakla haşır neşir,toprakla uğraşmanın bostan sulamanın domates,biber fidelerini dikmenin yetiştirmenin gönül rahatlığını
sabah erken kalkıp güneşin doğuşunuı horozların sabah sedalarını
karıncaların telaşlarını kendi, diktiğin ağacın gururu ve huzuruyla öğle sıcağında gölgesinde oturup serinlemeyi
kaynak pınarından eğilip buz gibi suyu kana kana içmeyi
baharla açan tomurcukları ve kırların yeşerip kelebeklerin uçuçmalarını uzaktan duyulan eşek naralarını
ılık ılık esen bahar rüzgarlarının baharı müjdelercesine melteme dönüşümünü
unutamadığım çocuk arefelerinin,bir naylon veya lastik ayakkabıya sahip olmayı bir dikilen mintanı bayramı bile beklemeden uykusundan vazgeçerek defalarca giyip çıkardığım o günleri
gözümü açmadan kokan o mis gibi çay kokusunu
büyüyp asker olma hevesini evlenmeyi çocuk sahibi olmayı ev yapma hayalinin gururunu,ilk okul çağlarının haşeri çocukluğumu
aşı yapılmadan aşı yapılmış gibi kollarımızı toplu iğnelerle kanattığımızı
güneş huzmelerinin sabahın tatlı uyku faslını bile bölerken doğaya karşı gerilerek uyanmaları
karınca yuvalarına ekmek ufalayıp döktüğüm azık artıklarını,onların gökten yardım paketi dökülmüş gibi içeri taşımalarına dalarken
otlattığım dana ve kuzuları kaybettiğim çok olmuştur
bir keresinde atmaca yavrusu diye çıktığım kavak ağacından karga
yuvası olduğunu anladığımda o kargaların beni inmeme bile fırsat vermediklerini iyi hatırlıyorum
sanki alarm çalmışcasına ne kadar karga varsa beni inerken kartalın leş kaptığı gibi üzerime hucum ettiklerini ve ağaçtan nasıl indiğimi şimdi bile hatırlamıyorum
bunları hayal ederken bir baktım! yaş gelmiş geçmiş yük binmiş
omuza beş kazancın onbeş masarafa yetmediğinde anlaşılmıştı hayat.
ne köy kokusu kalır akılda ne toprak sıcaklığı
boş geçen ömürde nafile çabaların karşılıksız kaldığı
keşke o hayalden uyanmasaydım diyorum
o zaman ne yapardım biliyormusun?
yakardım semaveri ceviz ağacının gölgesinde geçerdim karşısına cıgaramı dolar hayatın ve ömürün anasını satardım..
Ali Kılıç
YORUMLAR
Ali KILIÇ (Sessiz şair)
Küçüktük küçücük ne kadarda genişti dünya yaşamımıza parelel
hayallerimizde küçüktü masumca,uçardık sonsuzca rüyalarımızda
yetinirdik ne bulsak,ne verseler sevinirdik,ama küçücük yüreklerimizde
o kadar masumane düşlerimiz vardı,ki vefasızlığı,acıyı insanları değerlendirmedik kafamızda.
tek çıkarımız üç beş kuruş harçlık,gıcır gıcır üç beş bilye ve arkadaşlarımızdan artı
bir naylon top'umuzdu bizi üstün kılan.
heyy gidi çocukluğum,çocuksu düşlerim,hey gidi masumca gülüşlerim hey gidi
akşam yemeği bile yemeden yorgunluktan bitap özlemim yatağım
hey gidi melek düşüm rüyalarımdaki uçuşlarım.
uç,uca uladığım ipteki özgür uçurtmam.
vurdular gökyüzünü ihlalden senide,gerdiler düşlerimi kırdılar kanatlarından
yatamıyorum artık,batıyor yastıklar.rüyalarıma karabasanlar dadandı.
kirlettiler rüyalarımı,özgür uçurtmam,söktüler iplerinin ilmeklerini.
rüzgara yenik düştü,uçurdu savurdu kanatlarından.
kirlendi maviler düşlerim gibi,kırdılar dişlileri,bozdular ayarlarını dünyamın.
hey gidi düşlerim,hey gidi kirlettiler senide..
ali kılıç