- 1081 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
DEPREM GERÇEĞİ(3)-Yapı Denetim
Mustafa CEYLAN
*************************
4708 sayılı "Yapı Denetim Yasası" 29.06.2001 tarihinde kabul edilmiş, 13.07.2001 tarihli resmi gazete yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kanunun ilk maddesinde : "Bu Kanunun amacı; can ve mal güvenliğini teminen, imar plânına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Bu Kanun; 3194 sayılı İmar Kanununun 26 ncı maddesinde belirtilen kamuya ait yapı ve tesisler ile 27 nci maddesinde belirtilen ruhsata tâbi olmayan yapılar hariç, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak yapıların denetimini kapsar." denilerek, kanunun amacı anlatılmış; bu amaca ulaşmak için de YAPI DENETİM KURULUŞLARI’ nın kurulması öngörülmüş, Yasa’nın 2. maddesinde de bu Yapı Denetim Kuruluşlarının görevi tariflenmiştir.
Yapı Denetim Kuruluşları’ nın Yasada belirtilen görevi :
" Bu Kanun kapsamına giren her türlü yapı; Bakanlıktan aldığı izin belgesi ile çalışan ve münhasıran yapı denetimi ile uğraşan tüzel kişiliğe sahip yapı denetim kuruluşlarının denetimine tabidir. Yapı denetim hizmeti; yapı denetim kuruluşu ile yapı sahibi veya vekili arasında akdedilen hizmet sözleşmesi hükümlerine göre yürütülür. Yapı sahibi, yapım işi için anlaşma yaptığı yapı müteahhidini vekil tayin edemez.
Yapı denetim kuruluşlarının nama yazılı ödenmiş sermayelerinin tamamının, mimar veya mühendislere ait olması zorunludur.
Yapı denetim kuruluşları ; denetçi mimar ve mühendisler ile yardımcı kontrol elemanları istihdam eder.
Yapı denetim kuruluşunda görev alacak denetçi mimar ve mühendisler ile yardımcı kontrol elemanlarında ve laboratuvar görevlilerinde aranacak nitelik ve deneyim ile bu kişilere belge verilmesi, yapı denetim kuruluşunun ve laboratuvarların çalışma usul ve esasları Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikle düzenlenir.
Yapı denetim kuruluşları aşağıda belirtilen görevleri yerine getirmekle yükümlüdür:
a) Proje müelliflerince hazırlanan, yapının inşa edileceği arsa veya arazinin zemin ve temel raporları ile uygulama projelerini ilgili mevzuata göre incelemek, proje müelliflerince hazırlanarak doğrudan kendilerine teslim edilen uygulama projesi ve hesaplarını kontrol ederek, ilgili idareler dışında başka bir kurum veya kuruluşun vize veya onayına tabi tutulmadan, ilgili idareye uygunluk görüşünü bildirmek.
b) Yapı denetimini üstlendiğine dair ilgili idareye taahhütname vermek, yapı ruhsatının ilgili bölümünü imzalamak, bu yapıya ilişkin bilgileri yapı ruhsatı düzenleme tarihinden itibaren yedi gün içinde Bakanlığa bildirmek.
c) Yapının, ruhsat ve ekleri ile mevzuata uygun olarak yapılmasını denetlemek.
d) Yapım işlerinde kullanılan malzemeler ile imalatın proje, teknik şartname ve standartlara uygunluğunu kontrol etmek ve sonuçlarını belgelendirmek, malzemeler ve imalatla ilgili deneyleri yaptırmak.
e) Yapılan tüm denetim hizmetlerine ilişkin belgelerin bir nüshasını ilgili idareye vermek, denetimleri sırasında yapıda kullanılan malzeme ve imalatın teknik şartname ve standartlara aykırı olduklarını belirledikleri takdirde, durumu bir rapor ile ilgili idareye ve il sanayi ve/veya ticaret müdürlüklerine bildirmek.
f) İş yerinde, iş güvenliği ve işçi sağlığı konusunda gerekli tedbirlerin alınması için yapı müteahhidini yazılı olarak uyarmak, uyarıya uyulmadığı takdirde durumu ilgili bölge çalışma müdürlüğüne bildirmek.
g) Ruhsat ve eklerine aykırı uygulama yapılması halinde durumu üç iş günü içinde ilgili idareye bildirmek.
h) Yapının ruhsat eki projelerine uygun olarak kısmen veya tamamen bitirildiğine dair ilgili idareye rapor vermek.
i) Zemin, malzeme ve imalata ilişkin deneyleri, şartname ve standartlara uygun olarak laboratuvarlarda yaptırmak." şeklinde tariflenmiştir.
Bu tarif, kâğıt üzerinde doğrudur; ama, uygulamada maalesef gene bir gediğini bulup, kendimize göre çareler, çıkış yolları üretmişiz. Kâğıt üzerinde EVET YAPI DENETİM ŞİRKETLERİ’ nin kurucuları MİMAR - MÜHENDİS olacak; DOĞRUSU BU, gelin görün ki, ÜLKEMİZDE Kİ YAPI DENETİM KURULUŞLARI’ nın kurucuları mühendis sahipleri de UYANIK-PARA BABALARIDIR. Yani, kâğıt üstünde PATRON veya PATRONLARINDAN maaş alan mühendisler vitrinde gözükmekte; geri planda, hiç bir şekilde TEKNİK HİZMET-MÜHENDİSLİK HİZMETİ ile UZAKTAN YAKINDAN ilgisi-alâkası bulunmayan kişiler YAPI DENETİM’ LERİN sahibidirler. Elbette, MÜHENDİSLER tarafından gerçekte yönetilen şirketler de vardır, ama, çoğu kuruluşların avukat, müteahhit, zengin veya uyanık kişilerce sahiplenilip yönetildiği; çoğu yapı denetimin de maalesef çalıştırdığı MÜHENDİSLERE düzgün ve yeterli ÜCRET ÖDEMEDİKLERİ -ÖDEYEMEDİKLERİ gün gibi aşikârdır.
Sorumluluk, projeden-temelden-iskâna; iskandan da 17 yıl sonraya kadar İMZA ATAN MÜHENDİS’e olurken, paralar-kâr ve kazanç da mühendislikle ilgisi bulunmayan patronların kasalarına gitmektedir.
Hele ki hele şuna bakın!
Yasanın uygulama yönetmeliği ve sık sık genelgelerle ve Yapı denetimlerin iş yapma kapasteleri, denetleyecekleri inşaat m2 leri düşürülerek, çok sayıda UZMAN ve İŞİNİN ERBABI mühendis sektörden dışarıya İTİLMİŞTİR.
Yapı Denetim Şirketleri’ne o tarif ettiğimiz ŞAPKALI -UYANIK PARA BABASI MÜTEAHHİTLER, parmağını sallayarak; "keyfime göre-beni sıkmayacak Yapı denetime iş verdiririm, veririm ben, ona göre haaa?!!!" demiyor mu; insanı çileden çıkaran da bu. Ve yapı denetim şirketi iş alabilmek için yasada ve yönetmelikte hiç bir şekilde KIRIM-İNDİRİM ORANIN SÖZ KONUSU OLMADIĞI HALDE- şirketler % 50, % 60 a varan İNDİRİMLER YAPARAK iş alıyorlarsa, bunun sebebi, HAVUZ SİSTEMİ KURAMAMIŞ BİR YAPI DENETİM UYGULAMASI, piyasa ekonomisi ve rant savaşına teslim olmuş bir YAPI DENETİM demek değil de nedir?
Doğrusu, TBMM’ de görev yapan mühendis Milletvekilleri, o ceylan derisi koltuklara oturduktan sonra mı değişiyorlar? Ona hayret ediyorum?! Herkes biliyor ki, bu KIRAN KIRANA İŞ ALIM-PROJE ALMA SAVAŞI, BU AMANSIZ VE ANLAMSIZ SAVAŞ, bu indirim oranlarıdır LAYIKI VEÇHİ İLE DENETİM YAPILMASINI ÖNLEYEN... %60 İNDİRİM yaparak DENETLEME işi alan Denetim Firması ne yapacaktır? Vergi kaçıracaktır, çalıştırdığı mühendisin-denetimcinin ücretini az verecek veya vaktinde ödemeyecektir; böylece denetimden kaçmak isteyen bizim ŞAPKALI UYANIK da inşaat demirleri üstünde, kalıplar içerisinde dilediğince at oynatacaktır. Bunu cümle cemaat, bunu bütün dipten doruğa herkes açık açık bilmekte; ama neşter vurmamamakta; ilgili-yetkililer EMREDERSİN PAŞAM -YAŞA VAROL-SEN ÇOK YAŞA dedikleri için de; bu saçma sapan binalar ve çarpık kentleşme, bozuk - denetimsiz yapılar ortaya çıkmaktadır.
İşin temelinde daha, Mühendislere ait MESLEK ODALARI’ nın PROJELERİ DENETLEME görevi varken, MESLEK ODALARI MÜHÜRCÜ durumunda, harcını alıp, mühürü basıp HİÇ BİR ŞEKİLDE PROJE İNCELEMESİ YAPMADAN ONAY VEREN KURULUŞLAR DURUMUNDADIR. Ve bunun böyle devamına ağabeylerimiz sevinmektedir. Çünkü dönsün çark, aman yanmasın kebaplar meselesi var...
Öyle ise, öncelikle PROJE DENETİMLERİ, meslek odalarında CİDDİ bir ŞEKİLDE yapılmalıdır. BU HUSUS MUTLAKA ve MUTLAKA bir yasa ile bağıtlanmalıdır.
Yapı Denetimlerin kuruluşlarına SINIR GETiRMEK veya hata yapanlar olur ise onları KAPATIP, mühendislerine CEZALAR YAĞDIRMAKla meselenin çözüme kavuşmadığını gördük.
Şimdi,
Van ve Erciş’te YAPI DENETİM yok muydu?
Vardı, elbette!!!
2011 yılbaşından itibaren daha önce 19 ilde PİLOT OLARAK UYGULANAN yapı denetim sistemi, bütün ülkeye yayıldı.
Yayıldı da ne oldu dersiniz?
Yapı denetim şirketlerinin patronları ŞİRKETLERİNİN YEDEKLERİNİ KURUVERDİLER.
Evet;
Yapı Denetim görmüş binalar, yapı denetimin denetiminden geçmiş binalar daha önce BELEDİYELER DENETİMİNDEKİ halden çok çok daha iyidir. En azından sorumlusu vardır. Statik hesapları ve projesi vardır, denetlenmiştir.
Ama;
Ya BELEDİYE?
Evet Yapı denetimlerde görev yapan mühendislerin sicil amiri olan Belediyeler; onlar, EVET SİSTEMİN EN ÇÜRÜK TARAFI ONLAR, BELEDİYLERDİR.
Neden mi?
1)YAPI DENETİM ÖNCESİNDE- Belediye mücavir alanında bulunan BİNA STOĞUNUN- yani ŞEHRİN - MEVCUT binalarının durumu nedir? Bir deprem anında bu mevcut binalar ne duruma düşeceklerdir? Binalardan güçlendirilme yapılacaklar var ise tespitlerinin yapılması gerekmektedir. Ki bunun görevlisi ŞU ANDA BELLİ DEĞİLDİR.
Yani,
seneler önce yapılmış bir binada oturuyorsanız, DERHAL BİNANIZIN DURUMU ile İLGİLENMELİSİNİZ. Binanızın DEPREME DAYANIKLI OLUP OLMADIĞINI BİLMİYORSANIZ, sahipsizsiniz demektir.
Çıkarılacak yeni DEPREM-AFET YASASI ile Yapı Denetimler dışında kalmış-önce veya sonra yapılmış- m2’ lerine ve büyüklüklerine bakılmaksızın mevcut BİNA STOĞU’ nun DASK-DEPREM SİGORTASI dahil-mevcut durumlarının analizi ve tespitlerinin yapılması gerekmektedir. Bence bunda sorumlu BELEDİYE ve DASK olmalıdır.
HİÇ BİR yapı denetim şirketi, sadece TAŞIYICI SİSTEM bakımından 17 yıl sorumlu olduğu denetlediği bina için DEPREM SİGORTASI yapmamaktadır, yapmamıştır. Maalesef, yarın bi kaç yıl sonra İFLAS eder, kaybolursa o yapı denetim şirketi, ortada mühendisler kalmaktadır. Bu korku statikçi-inşaatçı mühendise yetmekte ve artmaktadır. Oysa böyle olmamalı. Deprem sigortası mecburi hale getirilmelidir.
---------------------------------BİLGİ İÇİN-------------
www.alomaliye.com/yapi_denetimi_kanunu.htm (YAPI DENETİM KANUNU)
----------------------DEVAM EDECEK--------------------
YORUMLAR
İnsana ve emeğe saygının, vefanın, değer bilirliğin olmadığı veya zaafa uğradığı ya da hançerlendiği toplum ya da toplumlarda elbette zihinler kadar yapılar da, hizmetler de, sistemler de çürük olur! Zira, bu çürüklüğün dayanağı ve tetikleyicisidir mevcut sistem ve o sisteme menfaat çarkıyla katkı sağlayan anlayış!
Sistemin handikapları gün gibi aşikârken, bunlara "kör parmağım gözüne" misali kayıtsız kalan ya da, daha da semizlenmesine türlü şekillerde aracı olan, tepkisiz kalan, hukuku öteleyen toplumsal bilince de yazıklar olsun, demeliyiz!
Doğal afetler elbette bütünüyle ortadan kaldırılamayacak bir doğa olayıdır ancak; etkileri, etki alanı, alınması muhtemel önlemlerle aşağı çekilebilir, zaiyatın yüksekliği azaltılabilir! Bunun için öncelikle siyasi, sosyal ve bireysel bilincin, ortak akılda buluşması ve hukuka dayandırılması, kısacası; anayasal çizgiler içinde bireyin ve toplumun hak arayışının önünde sağlam ve sağlıklı dayanaklarla devletin bütün kurum ve kurallarıyla durması, kucaklaması gerekir. Böyle bir görev anlayışı karşısında sorumluluktan kaçan ya da gereğince yerine getirmeyen kişi, kurum ve kurallar, sistem ve hukuk içinde denetlenmeli, sorgulanmalı ve sonuçlarına göre caydırıcı ve yapıcı yaptırımlarla cezalandırılmalı! İşte o zaman deprem veya bir başka afet ya da haksızlık karşısında " kader " denilen anlayışın, önce kendi akıl ve düşünce sistemimizle ilintili olduğu, sonra da; yargı-yürütme-yasama erki içinde belli bir disiplinle yaşama geçirilebileceği gerçeği anlaşılmalı! Kısacası, toplumsal ve bireysel duyarlılıkla...
Ah be can, ah be can! Ben de ne söylüyorum! Daha dün değil miydi Yalova depremiyle bir Veli Göçer peşine takılıp gündemi hayhuyla sürükleyerek toplumsal bilince kefe koyduğumuz! Tek günah keçisi olarak yakasından (toplumsal baskılarla) tutup; ne kadar (işgüzar) iyi niyetli bir çaba içinde olduğumuzu kendi gözümüze sokarcasına göstermedik mi? Merhumu öte dünyaya yolcu ederken , geride kalan neydi sahi!?
Allah' tan ki, toplum olarak merhamet ve şefkat yanımız törpüle törpüle yine de bitirilemedi! Yoksa, bu kar kış da o insanlarımız neylerdi?
Çok sabırlı ve dirençli bir milletiz, vesselam...
Sorumluluk duygusu, deneyim ve teknik anlamda mühendislik bilgileri çerçevesinde kaleme alınmış ;
İrdeleyici, sorgulayıcı, bilgilendirici yanında yergilerle sarsıcı bu değerli paylaşımınıza teşekkürler hocam! Saygı ve dostlukla...
RefikaDogan/YeniEdebiAkım tarafından 11/7/2011 5:24:53 PM zamanında düzenlenmiştir.
Böylesine bilgilendirici bir yazıyı kaleme almanız takdire şayandır...selam ve hürmetlerimle