- 633 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AYDIN DEDE
Gaziantep Hakimiyet Gazetesi 31.10.2011
Bayram Çavuş, çok zengin bir ağanın oğludur.Kurtuluş Savaşına başçavuş olarak katıldığından adına Bayram Çavuş diyorlar. Bayram çavuşun evi misafir odası süper. Atı,eşeği,develeri ve davarı çok. O zamanın deyimiyle;ancak,dağda domuzu eksik! Elinde kullandığı araziler de oldukça geniş. .Bayram Çavuş sosyal ve ileri görüşlü bir insandır.Ayrıca da cömerttir.
Atatürk Cumhuriyeti kurmuş,Türkiye Büyük Millet Meclisini açmış.Ülkemizde her alanda yenilikler yapılıyor.Şapka Devrimi yapılmış,Harf Devrimi ile Latin alfabesine geçilmiş. Fakat devletin bütçesi de o kadar zayıf.Çünkü ülke savaştan yeni çıkmış. Anadolu da yol yok! okul yok! devlet bunları yapıp halka sunmaya çalışıyor.Bu sırada Bayram Çavuş da köyüne bir okul yaptırıp köyüne hizmet vermek çabasında Köyünde aydın insanlar yetiştirme çabasında, iken büyük oğlu Recep kendisine karşı çıkıyor. Bu sırada bir taraftanda, Bayram Çavuşun oğulları;Recep,Şaban,Ramazan’ında evlenip ev sahibi olma zamanları gelmiştir. Recep,. “Mal varlığımız üçe bölündüğü zaman,bizim ağalığımız da,ağa oğulları oluşumuz da suya düşer.Elimizde ne deve kalır, ne de davar diyor..Bizim akılsızlar,kendileri aştan ekmekten olup,köyde aydın insan yetiştireceklermiş! Ulan,elin aydınından size ne? Elin aydınları size aş ekmek mi verecek?” diyor. Ramazan ile Şaban;”Abi!ekiyoruz,biçiyoruz.Develerimiz,davarlarımız yavru veriyor.Köyümüzde bir tavuk,bir tek hindi,bir ördeğimiz,en azından onbeş,onsekiz civciv çıkarıyorlar. .Evlenip,ev sahibi olacağız.Yarın okulda bizim de çocuklarımız okuyacak.Babamın hevesini karnında koymayalım.Babamız Bayram Çavuş sosyal bir insandır. Ayrıca toplumda saygınlığı var. O’nun düşüncelerini bütün köy halkı beğeniyor, dediyse de;Recep,amma uzattınız lafı! Köy halkı yerin dibine batsın! Babamız Bayram Çavuş,zengindir,ağadır,ağa çocuğudur.Sofrasında yerler,içerler doyarlar da onun için beğenirler fikrini.Hele sofrasındaki ekmek aş bitsin de görün.bakalım Bayram Çavuş kaç kuruş edermiş? Bayram Çavuşa kim saygı duyup,önünden kimler kalkacakmış? Bu gidişle elinizde hiçbir şeyler kalmaz,aydın yetiştirmeye çalışırken,karanlığın orta yerinde kalırsınız da,sizden hiçbir kimsenin haberi olmaz! .Köye okul yaptırmaktan da Bayram Çavuş vazgeçer. Diyor.
Bayram Çavuş bir süre başındaki şapkasını önüne indirip düşündükten sonra,eşini yanına çağırarak,sandıktan bir çift çorap çıkar da bana getir.Oğullarından Recep’i de bana yolla diyor. .Recep buyur baba! emrin için geldim deyince, Bayram Çavuş konuşmaya başlıyor. “.Oğlum Recep,köye okul yaptırmaktan vazgeçtim.Yalnız sana bir vasiyetim var! Şu bir çift çorabı al, ben ölünce benim cenazemi yıkayan imama ver. Beni iyice yıkadıktan sonra,bu çorabı ayağıma giydirip beni kefene öyle sarsın” diyor. Recep “Allah korusun baba! daha çok gençsin, durup dururken bu nereden çıktı? Bu çorapta neyin nesi oluyor?” deyince,Bayram Çavuş,Oğlum! Oğlum, ölüm yaşlıyı da, genci de bilmez.Vakit tamam olunca gelir.Çorabı da istiyorum.Ölünce,imam ayağıma giydirsin” diyor..Recep,babasının bu isteğini kabul eder ve tamam baba diyerek,çorabı alıp,bir sandığa saklıyor.
Birgün vakit tamam oluyor, .Bayram Çavuşun beklediği gün geliyor. Bayram Çavuş hastalanıp, ölüyor. .Bayram Çavuşun oğulları Recep,Şaban ve Ramazan eşleri ve çocukları ile hısım akraba toplanıyorlar. İmam cenazeyi yıkarken,oğullarından birisi yardım etmek için yanıma gelsin deyince,Recep koşarak cenazeyi yıkayan imam efendinin yanına geliyor..Cenazeyi Recep’le imam efendi birlikte yıkadıktan sonra, Recep,babasının kendisine verdiği bir çift çorabı çıkarıp, imama veriyor. .Babasının da vasiyetini söyleyince, imam efendi,hayır olamaz! Dinimizde böyle bir şey yoktur.Dinimizde olmayan bir şeyi de ben asla yapamam diyor. .Çorabı da bayram Çavuşa giydiremiyorlar.
Bu defa cenazeyi defnediyorlar ama,Recep vasiyeti yerine getiremedim diye,babasının öldüğünden daha çok,çorap olayına üzülüyor. Birgün Recep,babası olan Bayram Çavuşu
rüyasında görüyor..Babası ona şöyle sesleniyor. “Oğlum Recep bak! beni iyi dinle.Köye bir okul yaptıracaktım,razı olmadın.Buna rağmen,bu kadar maldan mülkten de,ben bir çorap bile götüremedim.Gör de bu hadiseden kendine bir pay çıkart, çıkartabildiğin kadar diyor.
Recep o sabah uyandığında Şaban’la Ramazan’ı yanına çağırıp,gördüğü bu rüyayı açık seçik anlatıyor..Üç kardeş hemen harekete geçeyorlar..Bir araya eşleri dostları ve çocukları ile toplanıryorlar..Köye bir okul yaptırıp,Milli Eğitim Müdürlüğünün emrine sunma kararı alıyorlar. Okulu tez bir zaman içinde yaptırdıktan sonra da,.,Bayram Çavuşun mezarı başına torunları toplanıp, baştaşına “AYDIN DEDE”yazdırıp,yaptırdıkları okula da Aydın Dede adının verilmesi için talepte bulunurlar.Talepleri ilgililerce onaylanıyor. O köyden de daha nice aydın insanlar çıktı.
Ahmet AYAZ
Elveda İstanbul- Mart 2005
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.