- 739 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
ANLAMA ÖZRÜ
Yazan: M. Sabri HABERVEREN
Herhangi bir konuyu anlamak için o konuda yazılan yazıyı okumamız yeterlidir. Ancak eğitim sistemimizin ezberciliğinden olacak ki ne okursak okuyalım, kafamızın içinde, ezberlediğimiz şeyleri söylememeye başlıyoruz. Örnek olarak konu bardaksa, biz uzun uzadıya, havadan sudan bahsediyoruz. Havadan sudan bahseden insana konuya gel dediğinizde ise hakaretlere maruz kalıyorsunuz. Ne sizin eğitimciliğiniz, ne insanlığınız nede mesleki kariyeriniz kalıyor. Adamlar üstünüze, üstünüze geliyorlar.
Böyle kişilere bakıp, bakıp acıyorum. Adam agresif mi, agresif, saldırgan mı saldırgan. Kendisini fasulye gibi nimetten sayıyor. Dünya kendisi olmadan dönmez sanıyor. Kendisi olmazsa sabahları Güneş’in Kuzeyden doğacağını sanıyor. Ne kadar izah etmeye çabalasanız, anlatmayı çeşitli yollarla denemeye çalışsanız, o size kafasının içinde ezberlemiş olduğu şeyi söylüyor.
Anadolu’da bir tabir vardır. “Yüreği şişmek” tabiri. Meramını anlatamamanın daha güzel izah edilmeyeceği bir tabirdir Yüreği şişmek tabiri. Anlatırsınız anlamaz, anlatırsınız anlamaz. Yüreğiniz şişer. Ama “Nato mermer, nato kafa” olanlara hiçbir şeyin anlatılamayacağını öğrenmemiz gerekiyor.
Geçenlerde You Tube’de bir video izledim. Adam; “Mısır Piramitleri Türkiye’den kaçırılmış. Ne düşünüyorsunuz?” diyor. Kimi deniz yoluyla kaçırılmıştır. Kimi tarihi eserlerin kıymetini bilmemiz gerekir. Kimi gümrüklerde adamları vardır diyor. En içler acısı ise ben tarih öğretmeniyim diyen adam. Biri çıkıpta “Yahu zaten bunlar Mısır Piramiti. Türkiye’den nasıl kaçırılmış olur.” Diyemiyor. Tıpkı bardak ve hava, su meselesi. Adamlar sadece konuşmak için konuşuyor. Düşünmek ise hak getire… Yani anlama özürlü. Yazılarımı yorumlayanların arasında da böyle anlama özürlüler var. Gerçi ekseriya yorumlarını yayınlamıyorum. Oturup mesaj yazıyorum değişik bir şekilde anlatıyorum. Adam yine anlamıyor. İşte ben böyle kişiler karşısında tahammülümü kaybediyorum. Çünkü yüreğim şişiyor…
YORUMLAR
Aramıza hoşgeldiniz hocam.
Anlaşılan, anlaşılamamaktan çok dertlisiniz.
Sahi ne kadar anlaşılmaz bir millet olduk.
Gelde bu durumda Zekeriya hocamın dediği gibi "Anlamlandırmayın Anlayın" demede dur.
Siz istediğiniz kadar anlatın, anlattıklarınız malesef karşıdakinin anladığıyla sınırlı kalıyor.Güzel bir yazıydı.