Geleceğin enerjisi ( bor ) Mustafa Kemal , nötrino'lar ve zavallılar
....emperyallerin Anadolu yarımadası’na göz dikmelerinin tek sebebi vardır.Geleceğin enerjisi ’’bor’’madeninin %80 gibi büyük oranda ülkemizde bulunması ve bunun halen devlet elinde olmasıdır.Bu günkü değerlere göre,800 tirilyon dolar.Yani,Türkiye’nin 800 senelik milli hasılası anlamına gelen rakam.Şimdi düşünelim biraz;Mustafa Kemal bu madeni 1927 lerde devleştirerek,hiç bir yabancı şirkete ve yerli şirkete işleme hakkını vermemiştir.Bir toplantıda Atatürk’e;paşam alman bilim adamı Einstein ,ülkemizde araştırmalar yapmak istiyor deyince ’’ o da kendini zeki sanıyor’’ diyebilmiştir.Ve Einstein’nin 1955 yılında ölümüne kadar,bu konuyla yakından ilgilendiğini biliyoruz.Şimdi;izafiyet teorisini sunarak,evren’nin yeniden keşfini sağlayan mı akıllı (onuda çürütmek üzereler) Yüz sene ileriyi gören mi.Demek ki,sözünde doğruymuş.Fizikçiler,tanrıya daha çok inanan bilim adamlarıdır.Gözlem yaparlar, görürler,incelerler ve bu kadar ölçülü gizemin bir arada olması karşısında,inanırlar.Onlar,kuru düzmecelerin hiç bir zaman tartışmasını bile yapmazlar.Ve yeni tanıdığımız bilim ötesi bir element NÖTRİNOLAR.Bunların sadece,yer’in yüzlerce metre altında,bor’un tuz’la karışımı bulamacında gözüktüğüde ayrı bir konu.Bunlar atomaltı parçacıklar ve Dünya’yı milyarlarca defa delerek geçiyorlar her gün.Büyük bir enerji olacağına inanılıyor.
İşte bor,işte Mustafa Kemal ve işte,nötrino’lar
kasım
cumhuriyet bilim’dir
YORUMLAR
Bor Madeninin Özellikleri
Elmastan Sonra En Sert İkinci Malzeme
Yüksek Termal İletkenlik
Düşük Termal Genleşme
İyi Termal Şok Direnci
Yüksek Elektrik Direnci
Mikrodalga Geçirgenliği
Zehirli Değil
Talaşlı İmalata Uygun
Büyük Ölçüde Kimyasal Olarak İnert
Yüksek Yüzey Gerilimi
“Bor bileşiklerinin binlerce yıldan beri kullanıldığı çeşitli bilimsel kaynak ve kalıntılara göre bilinmektedir.Günümüzde bir çok endüstri dalında bor’dan faydalanılmaktadır ve önemi de giderek artmaktadır.Bu yüzden ‘21.yüzyılın petrolü’ olarak tabir edilmektedir.
Borun dikkat çeken kullanım alanlarından bazıları ; uzay araçlarının üretimi ve silah sanayidir.Yani bor’un kullanım alanı aynı zamanda stratejik bir öneme sahiptir.zaman içerisinde petrolün de yerine geçecek ve araçların kullanımı için vazgeçilmez bir maden olacaktır.
Dünyadaki toplam bor rezervinin % 63’ ü ülkemizde bulunmaktadır. Kaynak zenginliği açısından A.B.D. % 13’lük pay ile ikinci sıradadır. A.B.D. bor minerallerinin yeryüzüne çıkarılması ve işlenmesi konusunda uzun yıllardır etkin bir şekilde çalışmakta ve verimli bir şekilde değerlendirmektedir.A.B.D. sınırları içerisindeki bor kaynaklarının ileride tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olduğundan kaynaklarının bir kısmını ‘stratejik rezerv’ olarak ilan etmiş ve çıkarılmasını durdurmuştur.
Ülkemizde çıkarılan bor madeninin bir kısmı yurt içinde kullanılmakta ve çıkarılan miktarın büyük bir kısmı ihraç edilmektedir.Ancak bu ihraç edilen maden, yarı ve ham şekilde dünya piyasasına sürüldüğünden önemli bir döviz kaybına uğramaktayız.
Yakın gelecekte dünyada vazgeçilmez bir maden olacak olan bor madeninin gelişmiş ülkelerce stratejik önemi bilinmekte ve büyük yatırımlarda kullanılmaktadır.
Bor madeninin ülkemizde çıkarılmasına ve işlenmesine yönelik yeni yatırımların yapılması çıkarılan borun değerini artıracak, ülkemize döviz artıcı bir etken oluşturacak hem de yeni yatırımlar ve istihdam yaratacaktır. Daha da önemlisi ülke ekonomisine olan getirisi yanında stratejik önemi henüz pek anlaşılamamış olan bir güçtür, tabi kullanmasını bilirsek.” Alıntı..
Bor Madeninin Tarihçesi
"Bor ve türevleri uzun yıllardan beri kullanılmaktadır. Tarihçesine bakılınca, Bor tuzlarının 4 bin yıl önce ilk kez Tibet’te kullanıldığı, Babiller tarafından değerli eşyaların ergitilmesinde, Mısırlılarca mumyalamada, Eski Yunan ve Romalılarca da zemine serpilerek arena temizliği için kullanıldığı saptanmıştır. 875 yılında ise, Araplar ilk kez bor tuzlarından ilaç yapmışlardır.
Modern bor endüstrisi, 13. yy’ da Marco Polo tarafından Tibet’ ten Avrupa’ya getirilmesiyle başlamıştır. 1771 yılında, İtalya’nın Tuscani bölgesindeki sıcak su kaynaklarında Sassolit bulunduğu anlaşılmıştır. 1830 yılında İtalya’da borik asit üretimi başlamıştır. Aynı zaman diliminde 1852’ de Şili’ de endüstriyel anlamda ilk boraks madenciliği başlamıştır. Daha sonra, Nevada, California, Caliko Moutain ve Kramer yöresindeki yatakların bulunarak işletilmeye alınmasıyla ABD dünya bor gereksinimini karşılayan birinci ülke haline gelmiştir..
Yurdumuzda ise ilk işletmenin 1861 yılında çıkartılan Maadin Nizannamesi uyarınca 1865 yılında bir Fransız şirketine 20 senelik işletme imtiyazı verilmesiyle başladığı bilinmektedir.
Bor Madeninin Anadolu’daki Tarihçesi
Türkiye’deki bor madenlerinin Doğu Roma İmparatorluğu devrinden beri bilinmekte ve kullanılmakta olduğu tahmin edilmektedir. İlk bor minerali yataklarına Balıkesir İli-Susurluk ilçesinin Sultançayırı bölgesinde rastlanmıştır. Cevher, bir kalsiyum tuzu olup Pandermit olarak uzun süre yabancı şirketler tarafından işletilmiştir.
1861 yılında ilk “Maadin Nizamnamesi” çıkarılarak bu nizamname hükümlerine uygun bir şekilde 1865 yılında Fransız “Desmazures” şirketine Boraks Madeni İşletme imtiyazı verilmiştir. 1887’de Boraks Consolidated Ltd. İngiliz şirketi bu bölgeye yerleşmiş ve 1958’e kadar da işletme imtiyazı alarak faaliyetine devam etmiştir.
1927’ye kadar 624 yabancı şirkete imtiyaz verilmiş, 1944 yılında ise bu şirketlerin büyük kısmı millileştirilmiş ve yabancı sermayeye yeni imtiyazlar verilmemiştir.
MTA ve Etibank gibi yerli kuruluşlar 1935 yılında 2804 ve 2805 Sayılı Kanunlarla arama ruhsatlarını almışlar, II. Dünya Savaşı’ndan sonra arama faaliyetlerini yaygınlaştırmışlardır.
1950 yılında Bigadiç’te, 1952’de Mustafa Kemal Paşa bölgesinde kolemanit yatakları bulunmuş, 1956 yılında da MTA Enstitüsü Emet-Kütahya bölgesinde linyit etüdleri yapılması sırasında Hisarcık ve Hamamköy civarında kolemanit yataklarına rastlanmıştır. Bundan iki sene sonra 1958’de bu yatakların işletme imtiyazı Etibank’a verilmiştir.
Balıkesir Bölgesinde Boraks yataklarına sahip olan İngiliz Boraks Consolidated Ltd. Şirketi, Boraks cevherlerinin arttığını görünce Kırka-Sodyum tuzu yataklarını, 1965’den itibaren özel madencilerin elinden devralmaya başlamış ve bu yatakları Türk Boraks adı altında işletmiştir. Saha devir işlemlerinde kanuni noksanlıkların olması nedeniyle Türk Boraks’ın imtiyazı düşmüş ve 1968 yılından itibaren bu sahaların işletme imtiyazları Etibank’a verilmiştir. 1969 yılında proje çalışmalarına başlanmış, 1970’de de tesislerin kurulmasına geçilmiştir.
Başlangıçta yabancı şirketler tarafından işletilen bor madenlerimiz, 1968 yılında yabancı şirketlerin imtiyazlarının devlete devredilmesi ile Etibank ve bir kısım küçük ölçekli yerli şirket tarafından işletilmeye başlanmıştır. 1978 yılında bor madenlerinin devletçe işletilmesi kararından itibaren de madencilik, yatırım, üretim ve pazarlama konusundaki tüm aktiviteler Etibank (bugünkü Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü) tarafından yerine getirilmektedir.
Devletleştirme kararından bugüne kadar geçen yaklaşık 30 yıl gibi bir süre içinde gerek madencilik, gerekse rafine bor ürünleri üretiminde önemli ilerlemeler kaydedildiği açıktır. Bor rezervlerimizin 1978 yılında 600 milyon ton olduğu bilinirken, yapılan arama çalışmaları ile bugün 2,2 milyar ton rezerve sahip olduğumuz tespit edilmiştir. Rezerv çalışmaları halen Eti Maden/MTA işbirliği ile sürmektedir. Üretim kapasitemiz her geçen gün artmış ve dünya bor pazarında etkinliğimizin giderek artmasıyla 1970’li yıllarda % 16 olan Pazar payımız bugün % 37’lere ulaşarak ABD’nin de önüne geçmiştir.” alıntı
kullanım alanları:
• Cam Sanayi
• Seramik Sanayi
• Temizleme ve Beyazlatma Sanayi
• Alev Geciktiriciler
• Tarım
• Metalurji
• Nükleer Uygulamalar
• Bor Fiberleri
• Uzay ve Havacılık
• Enerji
• Sağlık
• Çimento
http://www.boren.gov.tr/icerik.php?id=23
ve vatansever gencin feryadı:
“Etibank geçtiğimiz günlerde özelleştiridi herkesin bildiği üzere.Tabi biliyorsa herkes.Değeri tamı tamına yanlış okumayın tamı tamına 9 tirilyon dolar olan bor madenlerinin işletmecisi Etibank satıldı.Hemde FORTİS şirketine.Yani ABD ye.Yakında petrol bitecek.Arabaları bor götürücek.Ülkeler yavaş yavaş borla çalışan araba yapmaya başladı bile.Ancak benim ülkemi yönetenler biz gençlerin geleceği olan bu değerli madeni ABD işletmesi altına verdi.Bunların yaptığı ülkeyi satmak değilde nedir soruyorum sizlere.Peki medyada bu haber ne kadar yer aldı.Neden kimse itiraz emtedi.Neden bu ülke gençleri uyuyor.Bugün okula gidin ve etrafınızdakilere sorun bakalım nekadarı bu konudan haberdar.Bu ülkenin geledeği gençler ama gençlerin geleceği satılıyor.Çünkü bizler popüler kültürün esiri oldukça,siyaseti bu ağzı bozuklara bıraktıkça,hiç bir yere varmayız.Sonra ATAM İZİNDEYİZ diye der dururuz.Ülkeye sahip çıkmak bu tür konularda sesimizi çıkararak olur.Yoksa Atatürk ü sevmekle hiçbir iş hallolmaz.Bakın trilyonlarca dolarlık kaynağımız gitti elden.
Benim bu yazıyı yazış amacım artık içi dışı geyik olan neslime bir sitem aslında.Etrafıma bakıyorum kitap okıyan,gazete takip eden,siyaseti takip altına alan,ülke konularını tartışan,demokratik yollarla tepkisini belli eden, çok az insan var.Hatta çok çok az.Bende kim neyi hakederse öyle yönetilir diyorum artık.Çünkü bu ülkede gerçeteken medeni vatandaşlar olmadıkça bir yere varamayız. “
ah ahh bir dokun bin ah işit..:(
ey yüce allahım
bizlere tüm insanlarımıza akıl fikir vatan insan sevgisi güzel ahlaklar ver amin..
tebriklerim hayata kattığınız vatansever erdemli düşün dolu sevi yürekli eşsiz cümle güzelliklere iyi ki varsınız değerli uranus dost..:)
sevgim saygım selamlarımla...
uranus
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
dünya rezervinin %70 (büyük ihtimalle bu orandan da fazladır)
dün
1978 yılında 600 milyon ton olduğu bilinirken, yapılan arama çalışmaları ile
bugün
2,2 milyar ton rezerve sahip olduğumuz tespit edilmiştir."
(büyük ihtimalle bu orandan da fazladır)
bu zenginliklerimizi işlesek kullansak dünyanın sayılı zengin ülkesi olacağız ve biz onları işlemeden yok pahasına elden çıkarıyoruz yürek kanatan durumlar..:((
Ata'mız yerli malı üretimine kullanımına önem veriyordu..
"yerli malı yurdun malı .."
hepimiz bilgilenmeli bilinçlenmeli gaflet uykusundan uyanmalı birlik beraberlik içinde vatanımıza tüm zenginliklerimize değerlerimize kültürümüze insanlarımıza insanlığımıza sahip çıkmalıyız..
sağolasınız değerli dost...:)
yazdıklarınıza tamamen katılıyorum üstadım...
Keşke sizin yazdıklarınız başkaları tarafından da görülebilse.
Bugüne başka bir bakış açısı getirmişsiniz.
Saygılar üstadımm...