RODRIGEZ VE GİTAR KONÇERTOSU
Gıcırdat kürekleri her günün seherinde. Açıl tâ ufukta bir nokta oluncaya dek, tâ O’nun seni terkedip, senden esirgediği vuslatı sulara çok görmediği yere gelinceye dek, Rodrigez’i duymayıncaya dek, tâ kollarındaki gücün son zerresini tüketinceye dek, köhnemiş teknenin dibindeki yeşil yosunların salkım saçak açıldığı âna dek…
Sonra bir parça kopar kuruyan kâlbinden sapı kırık paslı bir bıçakla, ufala ve sulara serp. Bir balık gelecek derinlerden kıvrıla süzüle ve didik didik koparmaya başlayacak serptiklerini..Ürkütmeden seyret, neş’eli, oynak ve şiir dolu, âhenk dolu oynaşmalarını..Dikkatle bak, nefes almadan bak kâlbinden verdiklerinin tükenişine..
Sonra, gözlerinden iki damla yaş süzülecek, düşecek tuzlu sulara, bütün denizleri sen ağlamışcasına..Sonra küçük halkalar oluşacak durgun suda, birbirlerini kesen, birbirlerine karışan.. Sonra yeni damlalar ve yeni halkalar, sarmaş dolaş.. Ve sonra bir damla kan damlayacak kâlbindeki her gün tazelenen yaradan ve her yer kıpkızıl kesilecek birden, o bir damla kanla.. Suda kırmızı bir halka belirecek bu kez ve derin bir girdap seni ve sandalını bir anda çekecek bu halkada..
Dönecek, dönecek, döndükçe derinlere inecek ve indikçe döneceksin..Sonra her şey kaskatı kesilecek, kahredici bir sükûnet saracak varlığını, zaman’la ölçüsü olmayan bir bekleyişe gömüleceksin, zamanı aşacaksın bir kocaman aynada ansızın, ve, onu, evet O’nu göreceksin..
Gözleri fettan fettan, alay dolu, sana bakacak. Bağlayamayacaksın dudaklarının kıvrımında gizlenen hüzün ile bakışlarındaki anlamsızlığı.. Düşünemeyeceksin de.. Elini uzatacaksın ağır ağır, ona dokunmak isteyeceksin, dokunamayacaksın.. Gözleri bu kez bir alaylı bakacak sana, dudakları daha bir hüzünlü. Birşeyler söyleyecek sana, duyamayacaksın..Sonra elleri ile ‘gel ’ diyecek sana, gel, benim dünyama gel, bana, kollarıma, yokluğuma gel.. Bir adım atmak isteyeceksin ona doğru…ve görünmeyen soğuk bir duvara çarpacaksın..
Sonra gene birden her taraf su kesilecek, kendini tekrar o girdabın içinde döner bulacaksın, kulaklarında onun alaylı kahkahası .. Dönecek, döndükçe yükselecek, yükselecek ve suyun yüzüne varacaksın. Sonra sulara bakacaksın şaşkın ve bitik.. Sonra gene o balığı göreceksin, küçük, kıvrıla süzüle derinlere doğru kaybolan..
Başını ve kollarını göğe doğru kaldıracaksın, bütün güçsüzlüğünce isyanını haykırmak isteyeceksin Büyük Güç’e, nefesin tükeninceye dek, ama sesin çıkmayacak.
Sonra tekrar gıcırdatacaksın küreklerini..Köhne tekne ağır ağır günahlarının sahiline yönelecek, biraz daha hafif.. Salkım yosunlar tekrar yapışacak sandalın dibine.
Sahil sana, sen sahile yaklaşacaksın giderek.. Ve kıyıya dönüşünde şaşıracaksın. Bakacaksın ki bir asır geçmiş. İnsanlar bir başka, duygular bir başka. Başka olmayan bir sen, bir martılar, bir de dalgaların oynaştığı çakıllar..
Gıcırdak gene kürekleri her günün seherinde, her gün bir asır daha yaşlanmış, kâlbin biraz daha ufalanmış, etlerin biraz daha kurumuş..
Açıl gene de, tâ ufukta bir nokta oluncaya dek açıl, açıl bu kez geri dönmeyişine dek, açıl bu köhne teknede bir yığın kemik kalıncaya dek, açıl dalgaların her şeyi yuttuğu âna , Konçerto’nun sana ulaşamadığı yere dek .. Açıl, O’ndan bir parça, açıl denizden bir damla, açıl bir hiç oluncaya dek…
MG
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.