- 1221 Okunma
- 17 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞAMIN YEDİ RENGİ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
YAŞAMIN YEDİ RENGİ
Metalin soğuk demir ile öpüşmesi sonucu…
Büyük bir gürültü ile…
Kapı kapandı.
İç gıcıklayan tınsıyla birlikte…
Nefesi bir hamlede çıkıverdi.
***
Sabah ezanı okunuyordu.
Müezzinin yanık sesi ezan mısralarıyla buluştukça, içinin geçmişliği yüreğine tonlarca ağırlığı ile oturuverdi. Titrek parmaklarını gece lambasına doğru uzattı. Kapanan gece lambasının hemen ardından, odayı aydınlatan mor ışığın son cılız aydınlığı yerdeki halının üzerinde eriyip gitti. İmsak vaktinin ölgün aydınlığı odanın duvarlarında kendine yer edinmeye çalışırken, yorgun bedeniyle öne doğru kaykıldı. Adımlarını sürüklercesine evin küçük balkonuna doğru yöneldi. Zira günün en çok sevdiği anları tam da bu dakikalardı.
İnsanların, evlerin, ağaçların tüm şehrin uyuduğu anlar…
Küçük evde balkon sığındı ikinci bir ev gibiydi. Sadece bu dakikalarını geçirdiği anlarda; ikinci evin soğuk duvarına yaşlı başını yaslar evlerin çarpık çatılarından uzaklara dalar, yaşanmış koca bir hayatın hangi vakitlerde uçup gittiğini düşünürdü. Bulanık olan beyninin içinde bir o kadar bulanık olan geçmişinin izlerinde gezinip dolanırken, aynı anda mide sininde bulantıları başlardı. Ama bunu önemsemez derin bir nefes alıp vererek geçiştirmeye çalışırdı.
Gözlerini gece grisine çevirdi.
Geceden kalma son karartı; gökyüzünün açmak istediği beyazımsı mavi rengi ile mücadele ederken, sağ taraftan göz kırpmaya çalışan bir bulut parçasıyla karşılaşınca ürküp son siyahını da bırakıp usulca çekilmeye başladı. Sessiz ama bir o kadar da onurlu haliyle.
Yaşlı adam içine çekti. Ölgün ama bir o kadar da hayran bakışları gökyüzünde gezinirken, içinden rabbine şükretti.
Hayranıydı.
İşte tamda bu dakikaların hayranıydı. Bu sessizlik, sessizce günün ışımaya başlaması… Mistik duygular içerisinde huşu ile o anların tadına varmak. Ah ne kadar keyif vericiydi değil mi? Şu son günlerinde. Belki de saniyelerinde. Kim bilebilir ki?
Ne önemi var ki diye iç geçirdi.
Gezintisine devam etti.
Önemsemeden.
Çarpık küçük evlerin arasından sıyrılıp, kavak ağacı gibi uzanan şu binalarda olmasa diye düşündü. Nedense sevmiyordu o binaları. Samimiyetsiz geliyordu. Sevimsiz görünüyorlardı. İçinde yaşayanlar ile beraber, sanki bir başka şehirlerin yapılarıydılar. Bu küçük kasabaya, sonradan sürüye katılmış koyunlar gibi şaşkın ve bir o kadar da asi halleriyle kafa tutuyor gibiydiler.
Bir anda hüzün dolan mavi gözlerini, karşı evin çatısına çevirdi. Tuğla saksılardaki begonyalar ne de güzel açmışlardı. Güne gülümsemeye çalışan dudaklarının kıvrımlarından, geceden kalma son çiy taneleri de yuvarlanıp toprağına karıştı.
Kendide gülümser oldu.
İstemsizce.
Tek katlı evin merdiven başın yöneldi gözleri. Geceden kalma çöpleri yemekten semiren kediler uykunun en dip noktasında yuvarlanırken, etraflarında cirit atan fareler salınarak sürü halinde yokuş aşağı inmeye çoktan başlamışlardı bile. Bir orkestra şefi edasıyla en önden giden farenin ayağı sekiyor muydu ne? Gözlüğünü yanına almadığına hayıflandı.
Bir an kıvılcım saçan gözleri evlerin pencerelerine mıhlandı.
Sıkıca perdeleri kapalı olan evlerin pencerelerinde insan yansımaları aradı. Evlerin içinde yaşayan insanların siluetlerini… Hayal etmeye çalıştı. Elindeki fırçayla darbeler vurmaya başladı beyaz kâğıdın üzerine. Koca bir hiçlik çizdi.
Oldubitti merak ederdi bu yabancı evlerin içinde yaşanan gizemli yaşamları. Geceleri sıkıca kapanmış perdelerin ardından; ışık huzmeleriyle beraber dışarı aksi vuran insan siluetlerini ve birde sabahın aklığında mezar sessizliğinde duran perdelerin ardındakileri…
Kimsesiz kalalı yapacak pek bir şeyi kalmamıştı. Refikası Nur hanımı kaybedeli tam tamına üç yıl iki ay dört gün olmuştu. Yaşlı adam her geçen günü parmak hesabı ile sayıp defterine muntazam bir şekilde yazıp gününün ayinini böylece tamamlardı.
Nur hanım öleli gecesi gündüzüne karışmıştı. Geceleri gündüz gibi, gündüzleri gece gibi yaşar olmuştu. Tahammülü kalmamıştı.
İnsanlara.
Yaşamaya.
Kendisine.
Tahammül edebildiği sadece bu anlardı. Ruhu bu anlarda dinleniyordu. Bu anlar ona bir şeyleri hatırlatıyordu.
Hani o, gecenin kopkoyu anının gökyüzüyle beraber gri renge bulanıp bulutların gökte yüzmeye başladığı anlar var ya.
Ölümün tatlı huzuruna kavuşmayı özletiyordu.
Dingin ve sessizce...
Refikası nur hanıma kavuşmayı...
Ne çok özlemişti…
Ölmeyi…
Aşağı sokaktan gelen ses ile düşüncelerinden sıyrıldı.
Simitçi…
Her kes uyanmak üzereydi.
Kâinat uyanmak üzereydi.
Vakit gelmişti demek.
Bedenini kımıldatmaya çalıştı. Eskimiş bir kamyonet gibiydi. Son bir hamle ile ayağa kalktı. Balkon penceresinin perdesini sıkıca kapattı.
Ayaklarını sürüyerek yaşlı ve bıkkın bedeniyle yatak odasına doğru yöneldi.
***
Yaşam yedi renkti…
İlk altısı hep gri oldu…
Son zamanlarında…
Metal kapı ardından kapandı…
Özlediğine kavuştu…
Yedincisi simsiyahtı…
SEVİLAY DİLBER
YORUMLAR
okudum ve dondum kaldım kendime gelmem 30 sn yi bulmuştur çok çok güzel kelimeler benzetmeler betimlemeler muhteşem ve bir o kadarda hazin yine hayel kırıklığına uğramadım çok güzeldi
tebrikler
selamlar sevgiler
SEVİLAY DİLBER
o sizin güzelliğiniz..
sevgilerimle..
Gece tarifi yapılmaz anların zamanı..Yazınızı okurken geceye baktım bende..Nur hanımı özleyen gözlerle aradım gecenin içinde kendimi..Öylesine değil seçerek okuduğum yazıların içinde öyle derin anlamlar varki...Hayatın ve mekanın tasfirlerini karıştırıp yedi renkte anlatmanız çok güzel...Duyguları farklı rüzgarlarla karıştırıp esintide insana her hazzı tattıran kaleminize çok teşekkür ediyorum...Sizin yazılarınızı gece okumak ve düşünerek geceyi yaşamak güzel..Sağ olun üstadım...Sihhatle kalın inşallah..Saygılarımla...
SEVİLAY DİLBER
öyle güzel yorumlar yapıyorsunuzki..
insan kendini mutlu hissediyor..
bu mutluluğu yaşattığınız için binlerce kez teşekkürler...
her şey gönlünüzce olsun..
selamlarımla..
Sevgili Kardeşim Sayın: sevilay dilber
Çok güzel bir nesir olmuş.
Beğenerek ve saygı duyarak eserinizi okudum.
Tebrik ediyor başarınızın daim olması dileklerimle birlikte sayfanıza geldim.
Hürmet ve sevgilerimi getirdim sayfanıza ... Lütfen kabul buyurunuz.
Kaleminiz her daim kudretli, İlhamınız eksilmesin diyorum.
Saygılarımla.
Dr. İrfan Yılmaz. - TEKİRDAĞ.
SEVİLAY DİLBER
sayfama onur verdiniz..
bendende hürmet ile saygılar..
güzel öykülerinizi merak ile bekliyorum..
Bir amcamız vardı nur içinde yatsın. Fötr şapkasıyla, takım elbisesiyle, bastonuyla tam beyefendi. Gelir giderdi bizim oraya. Birgün "herkesin peşinde koştuğu benim için geride kaldı kızım artık gitmeyi bekliyorum ben" demişti.
Bu arada ben ne güzel yazılar kaçırmışım, daha dikkatli olmam lazım.
Elinize sağlık.
SEVİLAY DİLBER
sevgilerimle..
SEVİLAY DİLBER
güzel yorumun için..
sağol..
sevgilerimle..
SEVİLAY DİLBER
güzel düşüncelerin için sağol..
sevgiyle..
Yaşam yedi renkti…
İlk altısı hep gri oldu…
Son zamanlarında…
Metal kapı ardından kapandı…
Özlediğine kavuştu…
Yedincisi simsiyahtı…
.....Ölümün rengi ne ?.....
.....hayatın rengi ne ?....
.....bizim rengimiz ne ?....
...Bende hep düşünmüşümdür insanların gece olup ta perdesini sıkıca kapattıktan sonra yaşadıklarını.Gecenin sessizliğiyle gelen iniltileri,acıları,sevinçleri.Kim bilir ne yaşıyorlardır.Ne fırtınalar esiyordur kimseye söyleyemedikleri.
SEVİLAY DİLBER
sevgilerimle..
SEVİLAY DİLBER
hepimizin inşallah..
sevgiyle..
Güne gelmeyi hak eden güzellikte bir yazıydı. Kutlarım canım. Sevgilerimle.
SEVİLAY DİLBER
teşekkür ederim..
sevgiyle...
sitede kaleminin rengini okuyanın yüreğine hemen işleyenlerdensiniz...
sayfanızdan hiç bir zaman boş dönmedim...
bu Edebiyat adına bizim içinde sizin içinde büyük kazanç olmalı...
tebrikler..
SEVİLAY DİLBER
sende öylesin benim için..
duygu yüklü şair arkadaşım benim..
sevgiyle kal...
Uzun zamandır yazılarını okumamıştım. Özlemişim o güzel kalemini. İşte yazı, işte yazar...
Yazı sayfada akıp gidiyor. İnsan okumaya yetişemiyor.
. Tebrikler yazarım. Selamlar, sevgiler...
SEVİLAY DİLBER
uzun zamandır gri renklerin arasındaydım..
henüz rengim beyaza dönerken ..
kalemimin ucundan dökülenleri..
naçizane sıralıyıverdim..
sevgimle....
O yedi renk değilmidir,mühtecem eserleri yüz yıllarla devreden,O ruh değilmidir,Onu yapan.....Yoksa o yedi renk bilmeyenlerin elinde bir hiçdir...tebrikler,yoğun içerikli bir çalışma için..selam ve saygılarımla.
SEVİLAY DİLBER
yorumun için canı gönülden sağol..
saygı ve sevgilerimle..
SEVİLAY DİLBER
sevgiyle..
Hissettiren bir yazıydı. Duygu ağırlıklı. Tebrik ederim canım. Sevgilerimle.
SEVİLAY DİLBER
sevgiyle..
Çok güzel...Uzun zamandır beklediğim bir çalışmaydı. Yazmak sana yakışıyor.
Kutluyorum. Sevgiler güzel arkadaşım.
SEVİLAY DİLBER
sevgilerimle..
güzel yazarım ..