- 691 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MAZİYE BİR BAKIVER
Maziye Bir Bakıver
07 07 2007
Arkamıza döndüğümüzde neler gelmiş, neler geçmiş.
İnsanın unutamadığı anlardan en önemlilerinden biri çocukken yaşadıkları, gözlemledikleridir.
Benim çocukluğumda meşhur Kocabaş mahallesi vardı.(Hürriyet Mahallesi Âlimler Sokağı) Köyün gençleri toplanır bilye yani toka oyunu tabir edilen oyunlar oynanırdı. O zamanın gençleri Ahmet Neşiray, Hasan Uygur, Şaban Bertan, İsmail Parıltı, İsmail Dalkılıç gibi ağabeylerimiz.
Birde kasabamızın hoş sohbetli çavuş dayımız vardı. ( Hasan Hüseyin Ekşim) Allah Rahmet eylesin. Nerde bir çocuk görse yanına gelir, çocuğun seviyesine inerek tavşan resimleri çizerdi
Sabah ezanında yollarda (affedersiniz) eşeklerle, atlarla tütün kırmaya, toz banyosu eşliğinde
Sinemacı İsmail Öğdül’ün sinema oynattığı yıllar. Akşamla birlikte sinema anonsları başlar, akşam tütün kırımından gelen soluğu sinemada. Ammavelekin biz çocuğuz ya, ya arada ya ikinci devrede çocuklara anca sıra gelirdi. Hele o yılların meşhur Kling filmi vardı adam gibi izleyemedik o filmi
Şimdiki Belediye binasının olduğu yerde lamba altımız vardı. Çocukların harman olup savrulduğu yer. Sanki o yıllarda çok mu çocuk vardı bilemiyorum.
Pazartesi günleri canım köyümde ne pazarlar kurulurdu. Hele Takrak dede dediğimiz (Allah Rahmet Eylesin) İbrahim Savun, şimdiki belediye binasının arkasındaki yıkık yerde Kebap Lokantası vardı o ne ihtişam, o ne güzellik. Kebaplar yağlı pideler
Birde lamba altı dediğimiz yerde Hacım eli dedenin sergisi vardı, köyümüze pazardan bir gün önce merkeplerle, katırlarla manavlar gelirdi, Şimdiki İsmail Katrancının evi hayvan konaklama yeriydi.
O yıllarda köyümüz yeni belediye olmuştu. Rahmetli Şaban Parıltı belediye başkanı idi, aldımı eline belediye hoparlörünü, öf yandı ortalık ne bağırırdı
Derken;
Köyümüze elektrik geldi, Meşhur lamba altını briketten bir kahve ve siyah beyaz televizyon. Mümkün mü bizim gibi çocukların televizyon izlemesi. Kahvenin bir köşesinde Şaban Parıltı, bir köşesinde Esatçı oğlu İbrahim, Tokkoaroğlu Mehmet gibi adlarını rahmetli andığımız büyüklerimiz. Bizler cam kenarında Zengin ve Yoksul dizisini izleyeceğiz diye birbirimizin üzerine çıkardık.
Birde onlar olsa, neydi o öğretmen korkusu yok mu? Bütün öğretmenler köyde ikamet ediyor. Hele Rahmetle andığımız Muşsuların Mehmet Hayri Uluköy aman yarabbi kimler falakasından geçmedi. Eski okulun bodrumunu kimler hapis olmadı
1970 yıllarında kamyoncu Ömer amcanın eski otobüsüyle Tavas’a ortaokula, liseye giderdik. Sonra çağ atlayıp Karabıyık Yusuf Öcek’in minibüsüyle gelir giderken., bazen top sevdasıyla araba giderdi biz yaya köye. Medet’liler bize yaya çocuklar gelirken gördümü deli köylüler derlerdi.
Sonra 70 li yılların sonları köyümüzde de başladı sağ, sol çakışmaları, asfaltlara duvarlara propaganda yazıları
Sevgili dostlarım maziye yolculuk anlatmakla bitmiyor. Ama aslolan yitirdiklerimizi, geçmişimizi güzellikleriyle hatırlamaktır. Tüm dost ve hemşerilerimizi saygıyla kucaklar, esenlikler dilerim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.