- 1191 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
Solan umutlar...
Gel vatandaş gel !
Gel vatandaş şimdi senin ekmeğin yoktur yazık sana! Bende zaten bu depremin olacağını düşünüp un çuvallarımı fazla stoklayamıştım.. Eee malum un çuvalı almam için senin bu halinden faydalanmam, kanını emip kendime gelmem lazım...
-Ver paraları .Ekmek üç lira !
-Üç liraya altı ekmek almam lazım, başka da yok param.
-Vardır var! Sizler az kirli çıkı değilsinizdir.
-Abi açız biz ! Paramız, neyimiz var, neyimiz yok hepsi evin altında enkazda kaldı.Çol-çocuk aç perişan. Allah Rızası için ekmek ver...
-Olmaz para yoksa ekmek yok!
-Abi, üç liraya altı ekmek almam lazım.Bir ekmekle kim doyar, etme eyleme kurbanın olam.Ailemin yanında benim yüzümü yere baktırma.
-Para yoksa ekmekte yok !
..
Geç bunları Efendi.Annenin göğsünde yavrusunu doyurmaya sütü kalmamışken bu insan müsveddelerinin yaptığı nedir?
Ölmüş insanlık başımız sağ olsun !
Yardım amacıyla ortalıkta gezen çakalların, neleri alabilirimler düşünceleri. Nasıl dört köşe olurum hayalleriyle, cesetlerin, parmaklarını, kulaklarını, kollarını kesenler ...Hastaneye diye götürüp yaralı insanların, organlarına çalanlara, çalıpta satanlara, yazıklar olsun !
Para -para- para - diyen; Napolyonun gözü çıksın. Milletin kulağına para -para - para -diyerek mi veriliyor isimler.Nedir bu avrupalı insanların sözlerine verilen ehemmiyet.Hani bizim atalarımızın sözleri" iyilik yap denize at, halik bilmezse Malik bilir" Kimin umurunda. Varsa yoksa para... Öbür tarafa giderken de kefenin cebine dolduracaklar paraları merak etmeyin. Her sualde para vererek mi susturacaksın karşındaki melaikeyi…
Oniki kişinin üç çadırla rahat rahat yatacağı veya oturabileceği mümkünken; beş tane çadırı alıp çadır kent mi kurma hayalleri peşindeler anlamıyorum? Ya çadırı bile olmayanların hali ?
Tek tek kareler geçiyor gözümüzün önümüzden.
1-Evladını arayan ana baba
2-”Anne” diye ortalıkta ağlayan, saçı başı dağılmış çıplak ayaklı bir kız.
3-Genç bir kadın henüz hamile, kendinden çok çocuğu için tutunuyor tırnaklarıyla hayata
4-Ondört günlük bir bebek. Annesi, babaannesi ile hayata yeniden doğmuş olmanın
tebessümüyle kamaştırırken gözlerini yakıcı güneş, ağlıyor, hayatta bir daha “baba” diyememenin acısıyla.
5- Yaşlı bir amca.Ağlıyor.Nereye gideceğini bilmeden sarılıyor abasına...
6-Çocuklarıyla eşine ulaşmayan çalışan bir kadın.
7-
8-...
...
Küçük bir çocuk . Molozlar açıldıkça bir el sallanıyor omuzlarından aşağıya. Dehşet ! diye düşünüyorken o elin sahibi tarafından katılıyor tekrar hayata... Onun adı Yunus. Onbir yaşında , deprem olduğu saatlerde internet kafedeymiş. Enkazın altından çıkarıldığındaki hali nedir hiçbirimiz fikir yürütemeyiz. Ama ilk sorduğu soru” saat kaç” olmuş.O an depremmi olmuş, enkaz altında otuzbeş saat kalmış mı bunlarla ilgilenmiyor.Eve geç kaldığını, muhtemelen de anne ve babasının kızacağını düşünüyor. Sonra ambulansa bindirilip hastaneye giderken küçücük kalbi duruyor.Müdahale başarısız. Son bakışı düşüyor yüreklere. Küçük masum bir çocuk yetişemeden yarınlarındaki hayallerine, umutlarına son bakışı, son sözleri yakıyor yürekleri…
"Saat kaç"
"İnsanlık -insanlığa biçilen değer, kaç kuruş oldu?"
YORUMLAR
Sevgili Hürrem. Yazını okumadan önce o fotoğrafı gördüm ...Hemen kapatıp başka bir yazıya geçmek istedim. Yapmadım. Hürrem yazmışsa mutlaka güzel bir şeyler yazmıştır dedim. Zaten yorum yazarken fotoğraf görünmüyor. O fotoğrafa niçin bakamıyorum biliyor musun? Benim 19 yaşında ama görüntüsü ancak o çocuk kadar aolan zihinsel ve bedensel engelli bir oğlum var. O fotoğrafa baktıkça onu görüyorum orada. Oğlumun adı ne biliyor musun: YUNUS..Vandaki Yunus'un son sözleri '' Saat kaç'' olmuş. Orada benim Yunusum olsaydı Saat kaç da diyemeyecekti. Bana bu kadarcık da olsa bir hatıra bırakamayacaktı. Çünkü konuşamıyor.
İnsanlık öldü mü? Allaha şükür ki ölmedi henüz. Dünyaya bir bakın şöyle: Leş kargası mı daha çok yoksa güvercin mi? Doğanın kanunu bu. Leş kargaları olmasa güvercinin güzelliğini nasıl idrak ederiz. Bu arada leş kargalarından da özür dilerim. Oradaki insan kılıklı bazı mahluklarla bir tuttum onları. Onlar her hangi bir canlı varlıkla eş olamazlar ama ne yazık ki teşbihte hata oluyor bazen.
Bu arada: Böyle duygu dolu bir yazıda yapmak istemezdim lakin ne yazık ki burada çıktı karşıma. Bir yanlışlık var yazınızda onu düzelteyim dedim lütfen mazur görün. '' İyilik yap denize at halik bilmezse malik bilir '' diye yazmışsınız. Halik de Allahtır, Malik de. Halik: Halk eden, yaratan anlamına gelir. Malik ise: Mülk sahibi, Her şeyin sahibi. Her ikisi de Allah'ın yüce isimlerindendir. O sözün doğrusu ise : '' İyilik yap denize at. Balık bilmezse Halik bilir'' dir.
Saygı ve sevgilerimle.
Ülviye Yaldızlıı
Öptüm cennet kokulu gül göynünden.Dualarından ayırma annemmmmm
Merhaba,
Siz, yitirilmek istenen bazı öz değerlerimize yürekten bağlı bir kişiliktesiniz. Bunu, yazılarınızdan daha çok yapmakta olduğunuz yerinde bir uygulamayla anladım. Balkonuma bayrak astım. Hâlâ duruyor.Buradaki sayfama yasta olduğumu belirtecek bir şey koymak aklıma gelmedi. Siz bunu, olması gerektiği gibi yapmışsınız. Sizi her yönden kutluyor ve başarılar diliyorum. Saygılarımla.
Ülviye Yaldızlıı
Sus kaldım ve daha çok arkadaşların yazdıklarına yorum yapmaya çalıştım...
Ama bu yazmayacağım anlamına gelmiyor...
Daha aklım başıma gelmedi...:(
Ve bir şey daha .Siz gerçekten iyi bir gözlemcisiniz.
Teşekkür ederim.Görmeye göz değil- göyn gerek dedikleri bu olsa gerek.
Selam ve dahi daimi hürmetlerimle.
Her bir ölümden ne acı hikayeler çıkıyor.Önce şehitlerin dram dolu hayatlarını izledik ağladık, sonra depremzedelerin feryatlarını izledik ağladık. Of ne fena günler...Bahar gelecek mi acaba?
Azra bebeğe çok sevindim ama...
Öyle işte...
Sevgiler.
Ülviye Yaldızlıı
Hayatın güzel yanları da varr kötü yanları da.Görmeye çalıştığımız yerler önemli.İnsan olmak.
Puf yani içim daraldı.ve başımın sol yanında şakağın az aşağısında bir ağrı benden gitmemek için ayaklarını diretiyor.
Sevgiyle balcazım
Saat; Yunus'u çok geçiyor...İnsanlığa beş var...onüç kırbir ...temeli boş geçiyor...v.s....Değerli dostum...yine güzellikler sunmuşsun alabilene...selamlarımla
Ülviye Yaldızlıı
İbrahim ERZURUMLU
Yazmakla biter mi? bilmem emme okumakla adam gibi okumakla(Eğitim) le biter diye düşünüyorum ne derSin?
Ülviye Yaldızlıı
Ne insanlar gördüm üstünde esvap yok!
Her mürekkep yalayanı adammı sandın dost...
Eşşeğe altın semer vurmuşlar da eşşek yine eşşek olduğunu anımsayıp anırmış..
İş ailede bitiyor önce.Aile ve çevre.Sonra insan azmederse neler yapacağını görüyor.En son şık: eğitim...
İnsanın içinde olduktan sonra ne yaparsan yap boşa ki baş yarıla akıl şaşıra...
İbrahim ERZURUMLU
Gelelim dediklerine sende hemen çocukluğa iniyorsun...aileye iniyorsun...çevre diyorsun...emme doğru diyorsun lakin bunların üstüne şekerlisinden bir eğitim ey getmez mi? hıı ne dersin? Yine selem,hep selam vessselammm
Ülviye Yaldızlıı
Bu konu uzar gider...
Selametle.Akşamınız hayr olsun