Sorgu...
vay beni! Ne gam ne keder, ne dert ne tasa!... Bu ne soysuz hantalliktir, ne kadar uzaklaşmısım kendimden. Bu ne menem alışkanlıktir. Ölümün kendisiymiş bu beter yalnızlık. Bir yangından çıkmak bir suda boğulmak! Böyle çelişkilerde kaybolur mu insan? Ya tüm bu bunların içinde başlayan içimdeki taze kimildamalar! Sorma defter sorma kalem, şimdi bir dalın en kırılgan yeriyim. Güllerin en dikenlisiyim. Bir sigaranın son nefesi, ateşin en kızgın haliyim. Değmeyin öfkeme bu şehir yanar! Kaç gecedir kafamda sorularla yatıyorum. Hatta yatamıyorum.. Her gece o her nefesi ömrümden çalan, o dost yüzlü hain dumanla zehirliyorum kendimi. Vay vay benim acizliğim, kendime geçmeyen hükmümle kime padişah kesilmişim. Oy gülüm özür dilerim, özrüm sana dağlarca, özrüm sana binlerce özrüm sana hesapsız!... -Ne kralların geçtiği bu dünyadan gel gör ki çıplağız giderken anadan üryan... Ne kadar benziyor birbirine doğmak ve ölmek hep çıplak hep çıplaaaak!... Bu ne biçim sırdır herkesin bildiği kimsenin kimseye söylemediği... Sahi ne zaman öğrendi insan avret yerini örtmeyi? Ne zaman öğrendi çoğalmak için sevişmeyi? Sen aya çıktığına bakma daha dün çocuktu! Ya ne zaman öğrendi yürümeyi konuşmayı hemde dillerce, ya sevişmeyi! Ya savaşmayı savaşmak için nedenler bulmayı ne zaman!... Kaç gecedir sorgudayım cevapsız sorularla uykusuz karanlık odamda sırların içinde çözdüğümü sanmışım bir dem çözülmesmis bu yaşamın gizemi.... 10 ocak 2006 manisa sümbül sokak...
YORUMLAR
Ölümün kendisiymiş bu beter yalnızlık. Bir yangından çıkmak bir suda boğulmak! Böyle çelişkilerde kaybolur mu insan?
.......................
Yalnızlık pençesine almışken beni koymuyor karışayım düşlerdeki kalablığa...
Kutlarım Hemşerim Manisaya hayranım...