- 623 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ASLANIN YEĞENİ
Bir yokmuş, bir varmış. Aktekir’in yüzünden farelere dünya darmış. Ama hayat, hep aynı şekilde sürüp gitmezmiş. Hele de kediler için... Gün geçtikçe yaşlanır, en sonunda dışlanırmış zavallı mırnavlar. Bu acı son, Aktekir’in de başına gelmiş.
Soğuk bir kış günü, kuyruğundan tuttukları gibi dışarı atmışlar kediciği. Aktekir bir yandan miyavlamaya, bir yandan da yalvarmaya başlamış:
- Ne olursunuz! Bu kışta kıyamette beni dışarı koymayın! Sonra hâlim nice olur? Sabaha kalmaz donarım! Yalvarırım, alın beni içeri!
Ev sahibinin sesi çın çın ötmeye başlamış:
- Sus be miskin kedi! Şimdiye kadar sana baktığımız yetmedi mi? Yan gelip yatıyorsun sıcak sobanın başında. Bir işe de yaramıyorsun üstelik. Her yerde fareler cirit atıyor...
Aktekir yalvarmaya devam etmiş:
- Elinizi, ayağınızı öpeyim; alın beni içeri! Yirmi dört saat nöbet tutar, farelere göz açtırmam. Ne isterseniz yaparım. Yalvarırım ne olur!
Bu yalvarıp ağlamalara, karşı duvardan ses gelmiş de içeriden gelmemiş. Fareler bile acımış Aktekir’in hâline. Bir de aslan...
Biliyorsunuz, kediler aslana çok benzer! Hatta aslanlar, kedilere ‘yeğenimiz’ dermiş. Bütün bu olup biteni tesadüfen gören bir aslan, çok üzülmüş yeğeninin hâline. Bir kükremiş, içeridekilerin ödü patlamış. Bir pençe vurmuş, kapıyı ikiye katlamış. Evdekiler korkudan sinmişler bir köşeye. Hepsi tir tir titriyormuş.
Aslan gök gürültüsünü andıran sesiyle haykırmış:
- Siz ne biçim insansınız! Yıllardır size hizmet eden bir kediye böyle davranmaya utanmıyor musunuz? Hem bilmez misiniz ki, kediler bizim yeğenimiz olur?
Aslan öfkeyle pençesini kaldırınca, hepsi birden yalvarmaya başlamış:
- Biz ettik sen etme ey ormanlar kralı! Yeleni, kuyruğunu öpelim bizi affet! Ne olur bizi öldürme!
Aslan, onların hâline içinden gülerek kükremeye devam etmiş:
- Sizi niçin affedeyim? Biraz önce yeğenim size yalvarırken insan olduğunuz hâlde, siz onu affettiniz mi? Ben bir hayvan olarak sizi neden affedeyim?
Evdekiler çaresiz yalvarmaya devam etmişler:
- Keşke senin gibi asil bir hayvan olsaydık. Biz ondan da öte eşeklik ettik. Sen ormanların kralı aslansın, ne olur bizi bağışla!
Aslan amacına ulaştığını anlayınca:
- Peki öyleyse, sizi affediyorum. Ama yeğenime iyi bakmazsanız, sizi Allah’tan başka kimse kurtaramaz elimden! Hem zaten karşı ormandayım. Yeğenim miyavlasa koşar gelirim, deyip uzaklaşmış oradan.
O günden sonra Aktekir’in keyfine diyecek yokmuş. Bir eli yağda, bir eli balda, sıcacık sobanın başında keyif sürüyormuş. Arada bir:
- Dayımı çok özledim, ormana gidiyorum, deyip dışarı çıkıyormuş.
Aktekir giderken evdekiler hemen kapının önünde sıra olur:
- Güle güle Aktekir. Yolun açık olsun! Dayına bizden selam söylemeyi unutma, derlermiş.
Aktekir bir yandan:
- Baş üstüne. Selamınızı söylerim, der; bir yandan da: “Ah bu insanoğlu ne kadar garip! Ne olurdu, aslanın pençesini görmeden de bu kadar iyi olsalardı.” diye mırıldanırmış...
Bestami YAZGAN
YORUMLAR
Aslında verilmeye çalışılan mesaj güzel. Fakat ilginç yan mesajlar da girmiş masala: güçlünün sözünün geçmesi ve dayısı olanın ezilmediği gibi.
Açıkcası bu nedenden dolayı çocuklara okunmasın bu masal. Zira bu masaldan gerçek hayatta çok var. Onlar hayal edilecek kadar olması gereken güzellikleri okusunlar. Ki öyle bir dünya kursunlar.
Elbetteki anlatım dili kaleminize yakışacak güzellikteydi hocam fakat içeriğie biraz daha dikkat diyorum izninizle.
Selamlarımla.