CANN!
Genç bir kadın ve bir erkek görüşerek ya da görücü usulüyle evlenir…Düğün , dernek olur olmaz ama iki gencin yeni yaşamlarına dair umutlarıyla dünya evine girerler .İki tarafın da aileleri bir süre sonra yeni evli ciften pırıl pırıl , sağlıklı bir canın geleceğine dair haber bekler..Evlilik kelimesi akla aileyi , aile kelimesi ise anne, baba, çocuğu akla getirir.Evliliğin temel taşından biri eksiktir.Onlar şu anda dalsız bir ağaçtır.Kurumamak için ,büyümek toprağa daha fazla kök salabilmek için dalla ihtiyaçları vardır.Kadın; erkekten, herkesten önce yüreğinde canın varlığını hisseder.Daha kimse bilmeden,doktordan aldığı haberle hissettiğini doğrulayınca ve garantileyinceye kadar susar o sevincini yüreğine sığdırmaya çalışır.Doktordan olumlu haber alınca içindeki sığdıramadığı heyecan ve sevinç taşar, coşkuya dönüşür.Dilekleri genç çiftin ve ailesinin kabul olmuştur.Annenin eli hep karnında yüreği daha farklı atar hele o içindeki mercimek kadar canın yaşam dair ilk belirtisi kalbinin atışını duyunca anne ,baba adayı o andan itibaren hayata bakış acısı planları düşünceleri bir anda değişmiştir.Artık her şeyi daha mercimek kadarken kontrol altına alan can herkesin gözbebeği sevgilisi olmuştur.
Kimi 9 kimi 7 ay bekler canın içinde can olan sevgiyle onu büyüten anne , baba ise annenin karnına dokunarak sevgisini oradan ona göndererek sevgi sözcükleriyle büyütür, biricik sevdiğinin karnındaki ondan bir parça olan canı …Dünya ya geleceği gün gelip çatığında hayatta yaşanan bu heyecanın duygunun yerini doldurabilecek hiçbir duygu yoktur.Dünya ya gelirken anne çok acı çeker o acıyı taşa verseniz taş tuz buz olur gerçi artık tıp bu acının da çaresini bulmuş. Sezaryenle olsun anne içgüdüsü içinde varsa büyükse hiç fark etmez sağlıklı olsun içindeki can. Doktor onu aldığında huysuzdur can çünkü korkar o sevgiden uzakta kalacağına annesinden koparılacağına ta ki annesinin kokusunu alınca annenin dokunuşunu hissedince annem bu benim der rahatlar bir gözü açık bakar babasına onu da görünce rahatlar artık güvendedir.Mis gibi uykusuna kaldığı yerden devam eder.Anne ,baba,büyük anneler,büyük babalar,halalar,teyzeler,amcalar,dayılar hepsi de ufacık yumuk yumuk elleri ,ayakları hayranlıkla izler tüm aileyi mucizesiyle büyülemiştir. Annesi, babası koklamaya,dokunmaya doyamaz canı artık bütün ipler onundur.
Öpüle, koklaya büyütülür. Artık bir dal yeşermektedir. Her günü, her saati , her dakikası anne ,baba evladına endeksli yaşar…Onunla tekrar ilk mama yer,oturur,adım atar,yürür,koşar,ağlar,güler,kızar,kalem tutar,okur,oyun oynar. Hayatlarında anne, baba evladına rehberdir ,evlat da anne babaya rehberdir.Anne ,baba hayata ilk başlangıcı öğrenir hayata var olma savaşını görür evladında.Evladı da anne, babasından hayata nasıl devam etmeli,toplumun içinde var olmayı öğrenir ve görür. Evlat ,can annenin,babanın aynasıdır.
Anne baba evladı için yaşadığı müddet bir mücadele içindedir.Evladının her anı her saniyesi anne baba için yaşam enerjisidir.Bir evlat, bir can gerçekten zor yaşam içinde var ediliyor.Bir birey olabilmesi için sadece annenin, babanın emeği yeterli kalmıyor bir düşünün şu yazıyı okurken bile kaç yaşında olursanız olun kaç kişinin sizin hayatınızda var olmanız için Ahmet,Ayşe,Mehmet… olabilmeniz için emek harcamıştır.
Evet bir can,evlat,çok zor yetiştirilerek genç bir birey oluyor .Toplumda genç bir bireyin yetişmesi için annenin,babanın,yanında tüm ailesi,öğretmenleri,arkadaşları,komşusu, doktoru,polisi,alışveriş yaptığı manavın,kasabın,nicelerinin emeği var.
Öncelikle anne, baba evladını karşılıksız hesapsız bir sevgiyle içtenlikle sever.Her baktığında evladına kaç yaşın olursa olsun onun ufacık kucağına ilk aldığında yaşadığı heyecanı yaşar.Evladının canı acıdığında bir şeye üzüldüğünde annenin babanın canı çok daha fazla acır evladının acısı yüreğine işler dua eder sessizce “ona verdiğin acıyı bana ver” diye
Mutlu olduğunda yüreği kabarır dudaklarında dua dökülür” sen hep mutlu ol yavrum “diyerek.
Ya Evlat bu sevgiyi bu yüreği karşılıksız mı bırakır sanıyorsunuz.Tabi ki Hayır oda annesi babası,kardeşi için aynı duygular ,dualar içindedir.
Çünkü bu hayatta aile bireyleriyle birlikte büyüdüler birbirlerine sevgiyle emek verdiler birbirlerine rehber oldular.Birbirlerinin canı,nefesi ,yoldaşı oldular…
Hain bir kurşun sadece bir canı almıyor bir ailenin yüreğini alıyor,nefesini kesiyor, rehberini alıyor,aynasını kırıyor…
Hain bir kurşun sadece bir canı almıyor bir toplumun emeğini,umutlarını alıyor…
Hain bir kurşuna hedef olan can canını verirken sevdiklerine kavuşamayacak olmanın üzüntüsüyle gözünden bir damla yaşa ve yüreğinin den akan kana sebep oluyor.
Kimilerimiz için zaman geleceğe doğru akarken şehitlerimizin sevdikleri için zaman artık geçmişe doğru akıyor.
Dilek AKINCILAR
YORUMLAR
Dilek Hanım,konu ve anlatım olarak güzel bir yazı .Lakin,sizden bir ricam olacak paragraf aralarını açarsanız daha akıcı ve okunması kolay olacak...Naçizane görüşümdür...Selamlarımla