- 736 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR ÖLÜP BİN DİRİLMEK
Ha bugün ha yarın, bitti bitecek diye çok beyanatlar, çok basın toplantıları dinlettiler, izlettiler… Ne dün değişen bir şey oldu; ne de bugün değişen bir şey var. “Benim oğlum mine okur, döner döner yine okur” demiş o bilge Nasreddin Hoca. Sanki sözü oğluna değil de, günümüzün beyanat meraklılarına(!) demiş gibi geldi bana nedense. Öyle ya, koca bilge Nasrettin Hoca okuyan ve de tekraren bir daha okuyan oğluna niye kinayeli sitem etsin ki?!..
Üç beş değil tam 24 Vatan evladı kalleşçe hainler tarafından katledilerek şehit edilmişlerdir. Ülkenin dört bir yanı yangın yerine dönmüş; anaların feryatları arşı kaplamış, gözyaşları sel olup çağlamıştır.
Dün “üç beş çapulcu” denilenler, bugün “bir savaş var” diyebilmektedirler. Korkum yarınlar içindir. Bakalım yarın neleri dillendireceklerdir? Hem de Milletin meclisinde, milletin gözüne baka baka…
24 şehitten Çorum’da nasibini aldı. Uzman Çavuş Mustafa Aslan, geride gözü yaşlı bir eş ve boynu bükük iki evlat bırakarak vatan ve millet uğruna şehitlik rütbesine terfi ederek Hakk’a yürüdü. Ne mutlu ona ki; Şairin “Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.” Müjdesine nail oldu.
Şehitliğe giden yollar insan seli ile dolup taşmakta ama asla bir taşkınlık yoktu. 7’sinden 77’sine eline bayrağını alan katılmıştı törene.
Gereken tören işleri yapıldıktan sonra şehidin kardeşi Muzaffer Aslan; yaptığı teşekkür konuşmasında beklide günün ehemmiyetine binaen verilecek en önemli mesajı verdi. Sanki tüm Türkiye’ye sesinin gitmesini istercesine “Cenazeye katıldığınız için teşekkür ederim. Bütün Çorum’un başı sağ olsun. Herkes yanındaki kardeşinin elini tutsun, havaya kaldırsın. Bu hareketimiz dosta düşmana mesaj olsun ki beraber ellerimizi kaldırıp, Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Alevisiyle, sünnisiyle, sağcısı ve solcusu ile memlekete sahip çıkalım ki; ağbeyimin kanı yerde kalmasın” diye haykırdı. Mesaj alınmış, herkes yanındakinin eliyle tutuşup birlikte havaya kaldırmışken defalarca tekbirler getirildi.
O atmosferi bir düşünün… Yaşadığım bu duygu yoğunluğunda bizden helallik istenmesini beklemeden; ben, hakkını helal et diye başladım ve gönlümden geçenleri sıraladım bir bir…
“YA GAZİ OL YA ŞEHİT”
Helal et hakkını bana
Ey! Askere giden yiğit
Söylemiştir atan sana
“Ya gazi ol, ya şehit”
Sen nöbet tutarken orda;
Yağmurda, tipide, karda…
Bizler çok rahatız burda
Cümle âlem buna şahit
Duran menzile varamaz
Korkaklık ere yaramaz
Savaşmaktan yıldıramaz
Sizleri üç beş sefil it
Siz ordayken Allah kerim
Feda olsun yurda serim
Vatan savunan Mehmet’im
Ya çeliktir ya granit
Gel! Densin koşar geliriz
“Bir ölür, bin diriliriz”
Yurt savunurken hep biriz
Ha ben Halil ha sen Ferit
HALİL MANUŞ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.