- 411 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Meşruiyetin Kaynağı 2
2-İnsanın özneldi anlaması bu kabil özel mülkiyetti üretim ilişkileri içinde gelişerekten, Ortaklaşa olana doğru bir değer yargısıyla, oluşmaya başladılar. İnsanın onur ettikleri, gurur ettikleri her bir yaşam tarzları ile insanın sağduyusunu ve vicdanını geliştirmiştiler.
İşte bu kabil onur gurur anlamalı üretim ilişkilerini, insanların mülk edinişti şeklini, her aşamasıyla; olumlayamaz olduklarından ötürüdür ki olumlamadıkları, içlerine sindiremedikleri bu durumların mücadelelerini verirler.
Siz: köleci ilişkilerin ve kapitalist ilişkilerin tutum ve davranışlarını, biricik ahlak ve biricik dinsel değerlerin salt edimi sayarsanız, insanlığı çıkmaz yola sokarsınız. Ama bu mülkiyetçi üretim ilişkileri içinde de bu kabil ahlaki devinimleri tutumlaşıp, en merkezi noktaya getirir oluşla da, eşitlikti bir siyasal hak ve tutuma getirmek te zorundasınızdır.
Evren ve gelişme, böylesi bir biricik tek yolu tanımaz. Evren ve gelişme bu kabil yollardan geçer. Bu yolları sınar ve kullanırsa da, kullanıma değin konaklamaları geçicidir. Bu konaklama yeni bir büyüme ve niceleyişlerle ve giderek yeni nitelik almalarıyla, aşılırlar.
Bu konaklama uygulayım evrelerini siz, saltık sanırsınız. Oysa insanlığın bugünkü aşamadı yerleşik konaklama yaşamları; başlangıcın ittifakı ilişkileri içinde, ilk toplumsal aşamaların sonradan girişen sonuçlarıyladırlar. Bu kabil yaşama deneyimleri seçile ayıklana, köleci yapıyı ortaya koymuştu. Bunda, lükstü yaşama dek yöneten öznel eğilimlerin dayanışması, daha baskın oluşla; bu yola girilmişti.
Şimdilerde giderekten de, o eski ve kaba olan kölecilik yolu ve köleciliğe dek ilişkileri dahi ortada kalmamışken, yine de o şartlar içindeki o inancı olan sömürü eğitimi siz, biricik olacakla görmekte devam edersiniz. Bununla da kalmaz; yeni durumları, bu köhnemiş ilişkiler karşısında da; kıyametin alametleri olacakla, sayar durursunuz.
Oysa her yeni düzey ve düzlemler; yeni yeni ilişki biçimlerinin ve yeni yeni biricik olmayan ahlakların dinsel edimleri olurlar. Ve yeni ilişki biçimi; yeni olan ahlaki, erdem sel ve dinsel tutumların da ruhsarı, kaynağıdırlar.
İnsan sağlasandı üretim ilişkisi olan girişmelerin düzenliliğini yaşıyordu. Bu, insana göre böyleydi. Bu bağlamda insan çevresini, yapılaşıyor, yapılaştırıyordu. Ne var ki, çıkan bir fırtına, bir hortum; her şeyi berbat edip, hallaç pamuğu gibi atıyordu. Tabii ki bu durum da, berbat bir durumdu. Ve insanın kıyameti olan bir durumdu da.
İnsanın düzenliliği, insana göre bir algıdır. Doğaya göre insanın düzenliliği, bir bozulma ve tahriptir. Örneğin; akar bir suyun akışını engelleyip; engelin gerisindeki, akarsu da güç ve stres biriktirmesi gibi. Ortamın beton yapıl aşılması da doğada sizin dışınızdaki boşluk dolduran hayat ilişkilerinin ve mekanik olay ilişkilerin, stres ve güç biriktirmesine neden olması gibidir.
Bize kıyamet olan hortum (ki doğrudur), doğanın kendi çalışması içinde, sistem içi bozulmalarının biriken stres ve güç yığılmasının bir boşaltılması, bir stres deşarjı gibidir. Bu hal, tıpkı yer kabuğunun sürtünme yüzeylerinin, ters yönlere hareketi esnasında, birbirini engelleyişle stres, güç biriktirip; bu stres ve gücün birden boşalması olan depremler yer kabuğunun bu güç ve stres biriktirmesinin birden deşarjıyla adeta yeryüzünün nefes alması gibidir. Bu da doğrudur.
Birinin doğrusu olan işleme yasası, sizin kıyametinizken; sizin doğrunuz olan da, genel sistem içindeki kıyametinizi hazırlayan, küçük stres ve güç biriktirmelerinin nedenidirler. Özel referansla doğru olan; genel referans sistemlere göre, yanlıştır. Özel bağıntılı yanlışlar da, genel bağıntılı sistem içinde doğru ve genel sürece yön veren durumdurlar.
Her kazanç, kayıp enerjilerle olasıdır. Bu termodinamiğin bir yasasıdır. Meşruiyet ilişkileriniz, ağsan ilişkilerle, yeni yeni temel sağlayışınızla hiç ilişkisi olmayan yasaların boyunduruğuna girmektedirler. Bir demokratik tutumun meşruiyetliği ancak temel sağlasan düzlemin meşruiyetlik sağlasanını düzenler olduğu için meşrudur.
Bu bağlamda kapitalizme bir sistem olacakla baktığınızda; buhranları, krizleri kaçınılmaz olduğu bir gerçektir. Bu durum çok canlar yakar, çok ailelerin, şirketlerin, felaketi olurlar. Yağma, darp bu yolun eğimi içinde, sıradan durumlara dönüşürler. Bu kapitalist sistemin kendi iç işleyişinin biriktirdiği güç ve strestir.
Bir yanda büyüme iştiyakı, diğer yanda küçüklerin bu büyümeye karşı olan var olma dirençleri girişir. Örneğin; bakkalların süper ve hiper marketler karşısındaki durumu gibi. Sistem küçük krizleri ya ufak islim ve safra atışlarla aşar. Ya genel güç birikimin içinde onu muhafaza ederek, dayanma (sürtünme) noktasının patlaması olan, krizlerle aşar.
Genel ve global düşünüldüğünde, biriken bu güç ve stresler atılacaktır. Özel bağıntılı düşünülüş içinde kişi yıkımlarınız, şirket yıkımlarınız, verimsiz işleyişler, sistem akışına engel olan güç ve stres biriktiren, sitem içi sürtünmeler bu krizle yok olup, yeni olanın sistem içine oturması düzen limelerini yerleştirir. Böylece sistem, yeni koşullarını oturtup, genel eğilime uygun oluşla, akışına devam eder.
Sürecek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.