- 630 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
BİR DEPREMİN ANATOMİSİ
Allah afet vermesin. Her afet sonrası bizler tek yumruk tek yürek tek ses olurduk. Birlik beraberlik ve dayanışma ruhumuzda vardı. En güzel özelliklerimizdendir biridir bu… Ama bu depremi değerlendiren haber ve konuşmalara bakıyorum ki bir şeyler olmuş bize. Deprem sadece doğa olayı olarak kalmamış düşüncelerimiz değerlerimiz de beynimizde oluşan kirli düşüncelerin enkazı altında kalmış. Asıl deprem beyinlerimizde olmuş.
Bir taraftan bakıyorum “Sizler; Kürt harekatına destek verenler, işte Allahtan belanızı buldunuz” diyenler , diğer taraftan devletin en üst düzeyde temsil edilerek; sabaha kadar uyumadan orada halkın yanında olmasına rağmen “Bir şey yapılmıyor” diye her zamanki ayrımcılık senaryosu gereği çığlık atanlar..
Bu iki gruba birden sözüm. Sizin benimle ne zorunuz var..Sabah sabah işi gücü bıraktım ve sizi yazmaya başladım.Biz böyle miydik? Bir başkasının acısına hele de bu vatandaşımızsa kardeşimizse bakıp oh mu çekerdik. Ya da bize az zamanda yapılanı, geleni sunulmaya çalışılan imkânı aksaklıklar olsa da minnetle mi karşılayıp şükür mü ederdik.
Acının dili her yerde aynı. Ateş hep düştüğü yeri aynı şiddette yakıyor. Evet, acımız var. Arka arkaya zor günlerden geçiyoruz. Ama birileri sürekli bizi daha çok yakmaya daha çok tutuşturmaya toplumda bir infial duygusu yaratmaya yemin etmiş. Şehitlerimizin acısı daha taze iken, ardından depremi yaşadık. Hala şehit sayımızı 87 diye ısrarla halka kabul ettirmeye çalışıp; halkı galeyana getirmek isteyenler bu defa da durmadı, depremi de fırsat bildi.
Malum kafa, malum zihniyet bölmek nifak sokmak için her fırsatı değerlendiriyor. Yılmıyor adamlar azimli. Herkesin bir görevi var kıyamete kadar üstlendiği şeytanın bile…. Herkes görev başında, yapılması gerekeni yapma gayretinde. Hain her yerde her durumda hain yapacak tek şey oyununu bozmak adına haykırmak doğruları söylemek yazmak.
Dün depremi duyduktan sonra bir arkadaşla üzüntülerimizi dillendirip oradaki vatandaşlarımıza Allahtan yardım dilerken sanki içime doğdu. Ve arkadaşıma aynen şunları söyledim. ”Düşmez kalkmaz bir Allah..Ama demedi demeyin devlet ağzı ile kuş tutsa birileri çıkacak devlet Somali’ye gösterdiği özeni kendi vatandaşına göstermedi diyecek..Rastlıyorum konuşmalara Akut Van’a gitmiş ilk olarak emniyet binası enkazında çalışmaya başlamış diye eleştirenleri gördüm...Yazıklar olsun ne diyeyim. Tüm devlet erkânı orada. Hızla vatandaşına yaralarını sarmaya koşuyor devlet… İzliyoruz… Ama kem ağızlılar illaki ayrımcılık senaryoları ile yine iş başında olacak ve işinin gereğini yapacak…”
Fal baksam olacak..Aslında fal işi de değil, dedim ya yazımın başında; asıl deprem beyinlerimizde olmuş. Bir yerlerde ayrımcılığı, nankörlüğü, ahde vefayı bizi biz eden pek çok değeri yitirmiş birbirine katmışız. Biz böyle değildik. Neler oldu bize anlamakta zorlanıyorum.
Depremde BDP’liler de ölmüş. Ölüm herkes için bu noktada itirazları yok; ancak yaralı BDP’liler için şikâyetler başladı bile.” 2’si BDP’li İl Genel Meclis üyesinin de aralarında bulunduğu 17 ağır yaralının ise Erciş’teki hastanelerde yer olmadığı ve elektrik kesintisi nedeniyle Muradiye’ye getirildiği kaydedildi.”diye aktarmış malum yayın organlarından biri… Eleştirmiş ilkel metotlarla insan aranmasını ve insanların bir an önce tıbbi imkanlardan yararlandırılmamasını.. Hükümet Somali’ye bu kadar geç kalmamış. Kendi vatandaşını ihmal etmekten çekinmiyormuş ama..
Netice şu; memleketimin her köşesi bayrağımın dalgalandığı her yer benim vatanım benim vatandaşım. Anlı şanlı bir tarihi olan Vanlı kardeşlerim hatta kendilerini tanıtırken derler ki;”Vanliyem, şanliyem, kılici kanliyem” sözleriyle kurtuluş mücadelesindeki kendilerini anlatırlar.
Devlet tüm gücü ile halkın yanında olduğunu hissettirmekte elindeki bütün imkanları seferber etmektedir.Ayrıca uluslar arası dayanışma platformlarından da yardım teklifleri gelmekte dost Azerbeycan şu an yanı başımızda..
Vakit ayrı gayrı değil, vakit birlik vakti… Gelin sökün yabanlığı aradan, birbirimize sarılıp el ele verip bir yaramızı daha onaralım milletçe..Bize ne nankörlük ne düşene el vermemek yakışır. Depremde ölen kardeşlerimize Allahtan rahmet, yaralılara şifa,yakınlarına sabır dilerken; orada canla başla çalışan enkaz altından o can pazarından bir can daha kurtarma telaşı ve azmiyle şevkle çalışan herkese güç kuvvet diliyorum.Uzaklarda kalbimizle dualarımızla yanınızdayız Van’lı hemşehrilerim…Saygılar
Perihan TUNÇOK KILIÇ
24 EKİM 211
İZMİR
YORUMLAR
Değerli yazarım,yazdıklarınız doğruların ta kendileri...Bu gerçeği başka bir pencereden bende anlatmaya çalıştım...Muhtemelen bir çok arkadaşımda anlatacak...İyide yaparlar...lakin bir,iki üçüncü gün unutuyoruz...Halbu ki bu gerçeği gündemde tutmalıyız...Önlemler almalıyız...Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz,evlerimizi dere yataklarına değil, zemini sağlam yerlere yapmalıyız.Zemin etütleri,beton kalitesi,işçilik kalitesi artırılmalı...Yoksa...Yoksa...sonuç ortada...Selamlarımla
Saygı değer meslektaşım... Yazılabilecek her şeyi, söylenebilecek her sözü o kadar güzel bir şekilde kaleme almışsınız ki üzerine söylenecek söz kalmıyor...Yaşanan böyle bir felaket bile bizde birlik- beraberlik duygulaını zirveye çıkaracağına hala '' Allah belalarını verdi '' ya da '' Kurtarma ekipleri emniyet binasının yıkıntılarında kurtarma çalışmaları yapıyor başka yerlere bakmıyor '' türünden haberlerin havalarda uçuşmasına , şaşırmamak elde değil... Nasıl bu hale geldik? Ne oluyor bizlere? Türklüğümüzü ya da Kürtlüğümüzü ön plana çıkarırken, Ya da Siyasal anlayışımızı, ideolojimizi ifade edeyim derken insanlımızı mı kaybediyoruz ne?
Depremde ölenlere Allah(C.C.) rahmet, kalanlara baş sağlığı ve tez zamanda yaralarını sarmalarını diliyorum.
Her depremde olduğu gibi suçlamalar, şikayetler, ortalığı karıştırma girişimleri olacaktır, oluyor da.
Vatan hainleri ve Pkk dışında Türk Kürt ayrılmaz bütün vatandaşlarımıza Rabbim yardım etsin.
Vatanımızın birliği, beraberliği için çalışanlara Rabbim yardım etsin, korusun, selam ve sevgiler değerli kardeşim.
biran içimden geçirmedim desem yalan söylemiş olurum, pkklılar askerlerimizi vururken depremde ilk koşan onlar olduğunu unutmuşlardı, yine deprem bölgesinde askerimizi gördük. Bizim milliyetçilikle alakamız yok,bu topraklar üstünde yaşayan herkes Türk vatandaşıdır. Milliyeti, dini,inancı ne olursa olsun hepsi için yüreğimiz yanmakta, hepsi için dua etmekteyiz. Yeterince yardım gidiyor mu,buna inanmıyorum. Sebep ne olursa olsun zordakine yardım insanlık görevidir. Beni de en çok sinirlendiren şeyi de paylaşayım,herdepremde depremzedelere üzülmek yerine Marmara- İstanbul depreminden bahsedilmesidir. destekler yardımlar ne Bingöl için,ne Erzincan için, ne Adana için , ne Kütahya için yeterli değildi, yeterli yardımın gitmesi veya gitmemesi hükumetin sorumluluğudur, bu kış gününde ( ki oranın çok soğuk olduğunu duydum) evsiz, eşyasız, yakınlarını kaybetmiş insanların tükenmiş halleriyle ortalıkta kalması utanılacak bir durumdur. elimden duadan başka bir şey gelmediği için üzgünüm, Vanlı kardeşlerim için dua ediyorum, ölenlere rahmet, yaralılara acil şifa, kalanlara sabır ve metanet diliyorum.