- 1102 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Dominant Kaynana.(4. Blm)
Eve geldik, annem yine tutturdu çocuk olmaz artık diye.
Bu kız çocuk falan doğuramaz… İnsan bir çocuğu doğuramaz mı?
Herkesin gelini var, herkesin çocuğu var, çocuk mocuk doğuramaz bu
hasta hasta bu kız diye bağırıp çığırmaya başlar.
İşin garibi babam da olaylar karşısında sessiz kalır.
Ben yokken, eşim tamamen yalnız, ablalarım bile annemin korkusundan
gelin görümce ilişkilerini yürütemiyorlardı.
Derken Allah bir evlat verdi ,onun hamileliğindede sorunlar yaşadık.
Eşim bir hafta on gün hastanede yattı, sağlıklı bir oğlumuz oldu. Annemse eşimin doğumuna yakın yine sudan sebeplerle eşime ilenmiş ‘’doğurama emi’’ demiş.
Eşimin doğum sancıları başladığında taksi çağıralım demiş babam, annemse: yürür o bir şey olmaz, bak deli Kadirin gelin tarlada doğurdu. Bir şey olmaz naz yapıyor bunlar deyip, bana haber vermeden yürüterek hastaneye götürmüşler. Allaha çok şükürler olsun nur topu gibi oğlum dünyaya geldi. Doğunca her annenin kucağına alıp bağrına bastırmak onun kokusunu hissetmek istemesi gibi eşimde alıp o anı yaşamak istediğinde, annem: annenin evinden mi getirdin çocuğu da sahipleniyorsun demiş.
Bu kadar sıkıntılı ve stresli bir ailede yaşamak hem benim için hem de eşim için kâbustu. Hep arada kalan ben oluyordum ne anama, ne babama bir şey diyemiyordum. Artık kafayı yemek üzereydim. Adeta olaylar karşısında dilim tutuluyor, anneme yeter artık anne, yeter bize çektirdiklerin, bırakında yaşayalım, hasret kaldık sevmeye, sevişmeye diyemiyordum… Korkuyor muydum? Hayır, korkmuyordum da sırf ALLAH ,günah yazmasın diye susuyordum..
Sebebini anlayamadığım bir hadiseydi yaşadıklarım ve duygularım. Aynı şekilde babamda ses çıkaramıyordu anneme. Olaylar karşısında hep kayıtsız kalır konuşamazdı. Oysaki babam, sosyal çevresinde otoriter yapısıyla bilinirdi.koskocaman adam, evde eşinin oyunlarına yenik düşüyordu ..aslında babam herşeyin bilincindeydi,ama baş etmek ne mümkünki,
masum görünüşün altında sivri bir dil ve sinsi bir karekteri vardı annemin....
aslında babamında sevdiği varmış gençliğinde annem ablamlara anlatırken duymuştumda inanmamıştım, keşke babam onla evlenseydi belki herşey dahada farklı olurdu ,demekten kendimi alamıyordum bazen.....
Babam yakışıklı ve çok çapkınmış gençliğinde ,annemide istemişte yok sen alevisin diye annemin ailesi vermemişler.
Babamda annemi kaçırmış... annem önce kaçır beni demiş,
sonrada ben vazgeçtim demiş, babam çocuk oyuncağımı bu iş ,sen beni eyleniyormusun demiş annemi döve döve kaçırmış....
Evlendikten sonrada babamın çapkınlıkları olmuş, annem herşeyi sineye çekmiş
babam yaşlanınca annemdeki kin nefret büyümüş ve acımasız gaddar biri olmuş çıkmış...
neyse biz konumuza dönelim ,
Eşim, zaten yaşadıklarının, sıkıntısıyla, bir türlü gülemiyor,
garibim bebeğinin sevincini bile yaşayamıyordu.
annem çocuğu eşime vermek istemiyor bakamıyorsun çocuğa diye
bağırıyordu..
bebeğimizin doğumundan sonra , eşimin göğsünde yaralar oluştu,
bebek karnını doyuracağında eşim ağlıyordu...
babam çocuğu emzirmiceksen , defolup git bu evden diye bağırdı ,birde ne buya
bir çocuk ağlıyor, birde gelin zırıltısımı dinlicez ,hergün ,hergün, dedi
Anneme mama alalım dedim ,çok kötü durumu baksana, kanıyor resmen dedim,
annem hadi-be sende dedi,biz mamaylamı büyüttük sizi dedi..
anne dedim, ne olur işi zorlaştırma ,senin durumun böylemiydi, yoo dedi, şehirli gelinya işte ondan bu böyle dedi, Sende bu karının avukatı kesildin başıma dedi....
Benim yokluğumda ,çocuğum hakkında, sen bakamıyorsun çocuğa değip eşimi horluyor hırpalıyordu..
Oysa eşim geceleri hiç uyumuyor bebeğiyle ilgileniyordu...
bezlerini hergün yıkıyor ,tüm annelik duygularıyla elinden geleni yapıyordu,
Annem iki insan görünce , çocuğu kucağından indirmiyor ben bakıyorum
bunlar ne bilsin çocuk bakmasını, diyerek bizi küçümsüyordu..
Ben çocuğumu kucağıma alıp sevemiyordum,nedenmi ayıp diyordu annem, AYIP
Daha sonralarda eşimin psikolojik sorunları çıktı.
Evde ölüleri görüyorum, kulağıma acayip sesler geliyor diye ağlıyordu.
Aradan zaman geçti, bebeğimizin doğumundan sonra eşimi , annesiyle barıştırdım.
Bir gün eve erken geldim işden . Ayakkabılarından kayınvalidemin bizde olduğunu anladım.
Tam kapıdayım içeriye girmek üzereyken, eşimin hıçkırıklarla ağladığını ,duydum.
Belliki anne kız dertleşiyorlardı.
Eşim hıçkırıklar içinde ağlıyor ve başından geçenleri bir bir anlatıyordu annesine.
Evde ölüler geziyor korkuyorum anne, nedir bu bizim çektiklerimiz.
Bak kör Musa’nın gelinine, Ayşe teyzeyle nasıl iyi geçiniyorlar.
Hiç bir iş bile yaptırmıyorlar hep el üstünde tutuyorlar.
Ben her işi yapıyorum ses de çıkarmıyorum ,şu yaşadıklarımıza bak anne,gör halimi diyordu. Kapıdaydım ve içeriye de giremiyordum.
Anne kız birbirlerine sarılmış ağlarlarken, bende dışarıda kendimi tutamayıp attım,bende ağlamaya başladım.
Anladım ,ki artık eşim bitmişti, susma noktası kalmamıştı.
Annesi ise hem ağlıyor hem de: sabret yavrum bak bir evladın var, bu çocuğu babasına bırak sana ben bakarım; ama ikinize birden bakamam, biliyorsun halimizi kendi kendimize zor yetiniyoruz, hem babasız üstesinden gelemezsin tek başına bunun diyordu.
Annesine, benim de onu çok sevdiğini; ama benden de bir fayda gelmediğini,
buna rağmen yanımda olmak istediğini ,gözyaşlarıyla annesine söylüyordu.
O an anladım ki eşimin benden başka kimsesi yoktu.
Devam edecek
yazar ceylan yılmaz....tastiklidir