- 903 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
KOKRAK (8)
KORKAK
SEKİZİNCİ BÖLÜM
Yine haberleşmiyorduk, ne O beni, ne de ben O’nu arıyorduk.. Korkmaya başlamıştım, ama korkumu da kimse ile paylaşamıyordum…
Fakat bir şey dikkatimi çekti, bana zarar vermiyordu… Bu güne kadar bana maddi veya manevi hiç ama hiç saygısızlık yapmamıştı., Yaptığı veya yaptığını düşündüğüm bu iki hareket , çok abartılı da olsa tamamen beni korumak amaçlıydı..
Bu arada Cuma akşamları iş çıkışı Yeni Kapıda keşfettiğim, içinde sadece 6 masa bulunan yaşlı bir Rum karı kocanın işlettiği balıkçı meyhanesine gidiyordum, tek başıma… Öyle ahım şahım bir yer değildi, tipik bir meyhane, yazın zeytinyağlı, kışın balık menüsü bulunan meyhane, gelenler hemen hemen aynı kişilerdi… Taciz eden, rahatsız eden de yoktu, artık oradakilerle dost olmuştum, yan masada oturanlarla mezemi bile paylaştığım zamanlar oldu orada… Türk Sanat Müziğinin güzel olduğunu biliyordum, ama bu kadar sevmemiştim… Yedi Kule’den Yeni Kapı’da aksam çalışmak için bazı müzisyenler geliyordu aksamın ilk saatlerinde, onlarla fasıl yapıyordum… (Şu anda radyoda Zeki Müren’in Bir sevgi istiyorum parçası çalıyor… halimi anlayacak, derdime katlanacak benimle ağlayacak sevgili istiyorum bende…) Klarnetci Bekir ile orada tanıştım.. hoş sohbetti, doğum günlerimiz aynıydı, ama ben 1960 , Bekir 1961 doğumlu idi.. Eskişehir’li olduğumu öğrenince , askerde Eskişehir’li bir arkadaşının olduğunu, onun çok iyiliğini gördüğünü, haksızlığa karşı biri olduğunu , izini kaybettiğini falan anlattı, anlattığı arkadaşının üniversite terk olduğunu öğrenince içim bir hoş oldu… İsmini sordum; evet O’ydu Bekir’in arkadaşı, kaderim yine karşıma çıkartıyordu O’nu … Pervasız bir şekilde O’nu tanıdığımı, bunu O’na söylememesi şartı ile telefonunu vereceğimi belirtim.. Her ne kadar O’nunla konuşmasam da aynı sektörde olduğumuzdan onu takip edebiliyordum, neyse işsiz değildi.. Başka bir firmada iş bulmuştu. Yuvarlanan taş yosun tutmaz misali hayatı hep onu oradan oraya atıyordu… Sık sık işsiz kaldığından birikimi de yoktu anladığım kadarıyla..
Korkularım geçmişti, cesaretimi topladım, aradım O’nu.. İlişkiyi ben başlatıp, ben bitiriyordum… Maymun iştahlı değildim ama O’ndan vazgeçemiyordum.. Çok yakışıklı değildi, zengin değildi beni cezbeden özelliğini hala bulamadım ama dedim ya Vazgeçemiyorum O’ndan.. ( Yine Zeki Müren Söylüyor ; Yıllar var ki biz seninle bakışarak konuşuruz, aşk gülümüz solsa bile…Rüyalarda Buluşuruz… )
Artık İstanbul’da buluşmak istemiyordum… Kızıma toplantı için Ankara’ya gideceğimi, Salı gününden önce dönmeyeceğimi söyledim.. Bir Cuma aksam üstü Sabiha Gökçen’de karşıladım O’nu.. Hep sen beni kaçıracak değilsin ya, şimdi de ben seni kaçırıyorum diyerek, fingirdeyerek… Önce Şile’ye sonra Ağva’ya gittik… Ağva’da küçük bir butik otel ‘de kalmıştım bir hafta sonu, Oraya gittik… Önce sarhoş olmamak şartı ile içebileceğimiz kadar içmeye karar verdik, gece geç vakit kafalarımız iyi olmuştu.. Geçmişi sorgulamıyor, geleceği düşünmüyor, sadece o anının zevkine varıyorduk.. Dışarıda sulu sepken olmasa bile kuvvetli bir yağmur yağıyordu.. Otelci’ye yağmurluk sorduk,, Yağmurluk bulamadık ama, balıkçı giysisi giydik… Ayaklarımızın ıslanmasına aldırmadan yağmurun altında Ağva’yı gezdik, her köşe başında, elektrik lambalarının ölü noktasında hasretle öpüşerek.. Gecenin üçünde Otel’e dönerken sefere çıkan balıkçı teknelerinin motor sesleri birbirine karışıyordu..
Uyandığımda öğlen olmuştu, çok yormuştuk birbirimizi… Sessizce kalkıp duşun altına girdiğimde ayaklarım tutmuyordu… Odaya döndüğümde uyandığını , yatak keyfi yaptığını gördüm.. Üzerimde sadece kırmızı bornozum vardı, saçlarımı havlu ile kuruladım önce, sonra üzerindeki yorganı çekip aldım, üzerine çıktım, vücudumuzun teması bana haz veriyordu.. henüz ıslak olan saçlarımın sadece uçlarını vücuduna sürüyor, ara sıra kafamı hızla sağa sola çeviriyor, üzerine saçlarımdan dökülen sular düşüyordu, niyetim onu iyice tahrik edip, sonra da kaçmaktı, ama kaçamadım, belimi öyle bir kavradı ki…Bu adam deliydi tam deli, ama bende zır deliydim… İkimiz bir olunca da hınzır deli oluyorduk… Yapamayacağımız çılgınlık yok gibiydi..
Akşam üstü çıktık , geceki yağmurun birikintileri vardı yerde.. üzerlerinden atlaya atlaya Ağva’yı gezdik tekrar, açık bir eczane bulduk, ben her zamanki gibi ertesi gün iğnesini sordum, iğne yokmuş ama, ertesi gün hapı varmış onu aldım… O ise mutlu hafta sonu isimli haptan aldı , ihtiyacı olacaktı , olacakları hissetmişti anlaşılan :)
Pazartesi günü aksam üstü Sabiha Gökçen’e bıraktım O’nu …
2-3 ayda bir İstanbul’a geldiğinde 2 gün falan izin alıp, bizleri kimsenin bulamayacağı gizli mabetimiz olan bu butik otele gidiyorduk… Bu arada kendisi hakkında fazla konuşmayan O’nun dili çözülmüş, kendisi ve ailesi hakkında da konuşuyordu… Büyük kızı Üniversitesi bitirmiş, Van’a öğretmen olarak atanmıştı, Küçük kızı Ankara Siyasal’ın Kamu Yönetimini kazanmış orada okuyordu, eşinin beni ismen bildiğini, fakat fazla bir bilgisinin olmadığını, Ankara’daki o karşılaşmamızda sonra eşine ilişkimizin belli bir kısmını anlattığını, eşinin kendisinden şüphelendiğini falan anlatıyordu, çok iyi anlaşıyorduk, sadece iyi partner değil, iyi bir de arkadaştık da, birbirimizin vücudunu çok ama çok iyi tanıyor… Tahrik ve zevk için her şeyi deniyor ve yapıyorduk..
Eşinden ayrılmayı düşünmüyordu, yapacak bir şeyim de yoktu, zamanında onu terk eden bendim, cezamı çekiyordum. 2-3 ayda sadece 2 gün yetmiyordu artık… Bu aşkın yükünü çekemiyordum artık… O’da çekemediğini söylüyor, kalbinin, sinirlerinin çok yorulduğunu, söylüyordu devamlı…
Bu arada oğlumun TUS sınavını kazandığını, kızımın Hukuk Fakültesini bitirdiğini belirtmekte fayda var… İki yetişkin evladım vardı ama uslanmıyordu deli gönlüm..
2010 yılının son günlerine kadar ilişkimiz pürüzsüz olarak devam etti.. 2010 yılının son günlerinde olmadık bir şey oldu, kadroları gençleştirme nedeni ile çalıştığım işyerinde yedi kişi ile işime son verildi.. Allahtan birikimim vardı, 2011 yılının 11. ayında da emeklik günlerim dolacak… Kendimi çok kötü hissettim, yılbaşını birlikte geçirmeyi önerdim O’na, kesinlikle kabul etmeyeceğini, yıllardan beri yılbaşlarına kardeşleri ve çocuklarla birlikte babasının evinde girdiklerini söyledi.. içim cızzzzzz etti, yıllardan beri yalnız giriyordum yılbaşına, yine öyle olacaktı... İşimden de olmuştum, moralim de çok bozuktu ilk defa tartıştık onunla, hem de seslerimizi yükselterek telefonda… Olmayacaktı, aramayacaktım artık onu, öylede yaptım , telefonlarına bakmadım, mesajlarını açmadım, Ta ki doğum günümün ertesi günü gelen duygu yüklü o mesajına kadar, dayanamıyordum onsuzluğa, ikinci kadın olmayı dahi göze almama rağmen, her şeye rağmen ondan vazgeçemiyordum..
Bana aşağıda yazılı iletiyi, noktasına dahi dokunmadan yayınlıyorum.. (GELEN İSTEK ÜZERİNE BU İLETİYİ ve CEVABİ İLETİMİ SİLİYORUM , ÖZÜR DİLERİM )
Yine aradım O’nu tekrar görüşmeye başladık, artık alışmıştık, bir barışık bir küskün yaşamaya, Mayıs ayının son günlerine doğru bizimkinin kıskançlık damarı yine kabardı… Bu seferde Facebooktaki sayfamda bulunan fotoğrafıma taktı kafayı, Gerçi biraz haklıydı, kafayı takmakta, göğüs dekoltesi olan bir fotoğrafımı koymuştum… O fotoğrafı değiştirip, sadece suratım olan bir fotoğraf koymamı önerdi bana… Benimde inadım tutku , değiştirmedim… En son konuşmamızda :-O fotoğrafı değiştirene kadar seninle konuşmayacağım dedi. İnat bu ya önceleri değiştirmedim… Adam sabaha kadar Facebookta durdu da bana bir laf atmadı günlerce, baktım çok ciddi, değiştireyim dedim,, Değiştirme rağmen benimle hiç yazışmadı… Çok ama çok kızdım; o öyle yaparsa bende onunla konuşmamalıydım..
Birlikte üye olduğumuz siteden O’na haber vermeden çıktım, iki-üç gün sonra fark etmiş benim çıktığımı, hemen mesaj çekti, telefon açtı, hiç cevap vermedim O’na, evet kararlıyım artık, bitirmeliydim bu sevdayı…
Mail adresimin tekrar açamayacacağım şekilde rastgele bir şifre ile şifresini değiştireceğim, Facebbok’tan ayrılacağım, Cep ve Ev telefonumu zaten değiştirdim. Ortak hiç ama hiç bir arkadaşımla da görüşmiyeceğim.
Gençliğimde yapmış olduğum bir KORKAKLIĞIN neticesinin bu kadar ağır olacağını hiç düşünmemiştim..
VE BU SEFER GERÇEKTEN BİTTİ (mi ) GALİBA ?
YORUMLAR
dolu dolu cümle hataları, imla hataları vs olmasına rağmen 8. bölüm dahil soluksuz okudum ve sonunu merak ediyorum, tabiki ilk bölümdeki düşüncelerimi koruyarak ve yanılmadğımı her bölümde perçinleyerek!
ha bu arada bir çok şeyi kadın gözüyle yalın ifade ediyo olmanız, ilişkilerde ki NEDEN? sorusuna cevap niteliğinde... Kutlarım
saygılarımla ve merakla devamını beklerim alkış lütfen...
bunu mutlaka geliştirirn*
Okuyorum , yavaş yavaş gerçek bir hayat hikayesi . Dördüncü bölüme kadar okudum atladım son bölüme geldim . Çünkü merak ettim... ve devam ediyorum okumaya...
tebrikler...
hale hekimoglu
canandemirel
akıı sürükleyici sade abartısız bir hayat hikayesi okudum tüm bölümleri ile birlikte umarım mutlu biter. saygı ve sevgilerimle.