- 1555 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Kelebeğin Dört Mevsimi
Anne ve Babam’a ithafen...
Evlilik yıl dönümünüz kutlu olsun, iyi ki hep benimlesiniz...
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına…
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır,
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana!
Ataol BEHRAMOĞLU
Bir avuç hayat…Bir avuç mutluluk…Bir avuç hüzün…Bir avuç ömür insana bahşedilen…Mutlu olmayan ömür yaşamın hüznünde kayıp gider insanın elinden.Birbirlerini sadeleştiren bir denklemdir belki bizim yaşamımız, belki de genişleten! Mutluluk gülümsemenin ışığını yakar, gülümsemek yaşamı uzatır ve uzayan yaşam bize daha nice yeni mutlulukları beraberinde getirir.Bu şekilde yaşam denklemimiz genişler!Ya da hüzün…Hüzün yaşama karışmayı öğretir insana, hayatın kimyasına karışan insan daha fazla bilir değerini yaşamın…
Bir ağacın dalları yeşerir ve kökleri toprağın altında suya yani yaşam kaynağına, özüne yönelir.Biz de öyle değil miyiz sanki? Belki yaşamımızın kaynağı eşimiz, arkadaşımız, can yoldaşımız, dostumuzdur…
Belki de;
...Hayatın kayıp sularında yüzüp bilinmeyeni keşfetme heyecanı…
...Bu kaynak sevgidir bizi kalbimize bağlı tutan.
...Kalbimizdir.
Gün olup bir gün alıp başımızı gitme arzusu ya da kırılgan yalnızlıklara yaren olmaktır…
Bilinmeyen bir müzikte bilmediğimiz dans figürlerini sergilemektir Portobello Cadısı misali…
Bir zümrüt pırıltısını gün ağarana kadar göz kırpmadan izlemektir gökyüzünde, büyülenmişçesine…
Dostunla hiçbir şey konuşmadan uzaklara dalarak oturup saatler sonunda, bunun yaşadığın en güzel sohbet olduğunu söyleyip ayrılmaktır yanından…
Darbe almaktır yeryüzündekilerden!
Ama ne olursa olsun tutmaktır elini insanların ve hayatın, çünkü tuttuğun elin seni bırakmayacağı öğretilmiştir sana.
Yaptığın işin hakkını vermektir… Ya da yaptığı işin hakkını verenlere hak vermektir.
Yaşama yeni bir meyve, bir bebek bırakmaktır bizden miras…
Yağlı boyanın tablolarımızdan akmasına, rengarenk bir cümbüşe sahiplik etmesine izin vermeliyiz, anlamlı ya da anlamsız olması kimin umurunda?…
“Değişmemelisin hiçbir şeye bir bardak su içmenin mutluluğunu…”diyor şair. İşte hayat bu kadar sade yaşanmalı!Duygulardır bizi yönlendiren, hani şu sahip çıkamadığımız duygular. Saldığımız sokağa bıraktığımız tek başına.Saf bir su tadında yaşamalı duyguları! Dokunulmamış, kirletilmemiş, bulandırılmamış…Saf bir su tadında sahip çıkmalı duygulara...Saf su, saf insan, saf duygu sahip çıkılması gereken…Saflaştırdığın kadar yaşarsın yaşamı, kirlettiğin kadar da uzak kalırsın yaşamdan…Hiçkimseye ve hiçbir şeye izin verme kirletsin içinde yaşattığın ormanı, yıksın ağaçlarını, kurutsun nehirlerini…Sahip çık kendine ve benliğine…Sahip çık kelebeğin sahip olamadığı ömrünün dört mevsiminin güzelliğine…Sahip çık yaşamının kaynağına…İşte o zaman gerçek mutluluğu yakalarsın…
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın,
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak!
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın…
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü!
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin…
İşte budur hayat!
Can YÜCEL
Dip Not: Şiirler alıntıdır.
YORUMLAR
sevgili didem yazdığın bu yazı içimi açtı birden bir parıltı oluştu kalbimin tam ortasında dedimki ne kadar duygulu ve ne kadar kirlenmemiş bir kalpten çıkmış bu kelimeler ,mutlu biri galiba dedim .
tebrik ederim ve teşekkür ederim içimi aydınlatıp bende tatlı bir tebessüm bıraktığın için
mutlu kal
Didem Deştioğlu
Amacına ulaşmış bir yazı öyleyse, ki bu durumda ne mutlu bana:)
Teşekkür ederim