- 1065 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
TERÖR! yine mi TERÖR(!)
Hakkari;
Çukurca
ve diğerleri....
Bir kere daha ciğerlerimiz yandı. Bir kere daha kahpece bir eylemin sızısı düştü milletimin bağrına. Evet bir kere daha diyoruz çünkü hazirandaki seçimden sonra adeta azan kuduran bu hainler tarafından defalarca zalimce ve kalleşçe saldırılarda bulunulmuştur. .
Şimdi burada şöyle bir durup düşünmek lâzım.Bu saldırıların ortak özelliği hepsinin Kuzay Irak ve Suriye destekli gerçekleştirilmiş olmasıdır. Bu saldırılara Irak’ın kuzeyinde bulunan ağır silahlarla destek verilebilmesi demek, ecdadı Ermenilere dayandırılan Barzani’nin görünüşte dolaylı gibi görünen ama usulde hiçte öyle olmayan net desteği demektir. Bu aleni destek çok önemlidir ve ülkenin varlığı- bütünlüğü söz konusu iken Türkiye’nin Kuzey Irak sınırı için en büyük tehlikedir.
Çok ilginçtir 30-40 sene evvel Türkiye de terör denilince akla ermeni militanlarının haince katlettiği Türkler gelirdi. O zaman da ASALA adı altında yuvalanan teröristler gerek yurt içerisinde gerekse yurt dışında kahpece saldırırlarda bulunuyor ve genç yaşlı, demeden vatandaşlarımızın kanını döküyorlardı. Ve çok ilginçtir ki o Ermeni örgütleri de eylemlerini yaparken Türkiye’nin bu güney sınır bölgesinin hemen kıyısından besleniyordu. Besleyenler de aynı kimselerdi. Bu asla bir tesadüf olarak düşünülemez. Ben bu ikisi arasında fark göremediğimden dolayı sürdürülen bu terörün kaynağını dar bir çerçevede düşünemiyorum.
Bütün bunların ışığında ortaya şöyle bir sonuç çıkmaktadır. Dünün Ermeni etiketli terörünü, bu gün Eli kanlı bu terör örgütünü Türkiye’ye karşı kullanmak üzere besleyen, onlara açıkça hamilik yapanlara kesin ve etkili bir cevap verilemediği sürece daha çok Mehmetçiğimizin kanı dökülür. Çok ocaklar söner. Uluslar arası anlaşmalar çerçevesinde her ülkenin kendi sınırlarını koruma zorunluluğu vardır. Fakat görüldüğü gibi Kuzey Irak sınırlarını koruyamamaktadır. Eğer bu ülke Kuzay Irak şeridinde sınır güvenliğini sağlayamıyorsa bu güvenliği sağlamak en başta Türkiye’ye düşer.. Bundan sonra daha ciddi yaptırımlar düşünülmeli, Türk halkının ve sınırlarının güvenliği bu ülkelerin inisiyatifine bırakılmaması gerekir. Dolayısı ile bu konumda uygulanılan stratejiler de öncelikle ABD ve İngiltere gibi sömürgeci, emperyalist ülkelerin tedbir planlarından bağımsız olmalıdır. Zira bu gün Türkiye’ye gülümseyen Amerika, İsrail’in de sırtını kaşıyan Amerika’dır.
11 eylül saldırılarından sonra gerek merkezi siyasilerin, gerek yerel yönetimlerin takındığı tutum sonucu ABD, on yıllardır sürdürdüğü güvenlik politikasında en radikal reformu gerçekleştirmiştir. Bu saldırı sonrasında millet bilinci yerleşmiştir. Oysa bu kültür bizim mayamızda olmasına rağmen, ülkemizde de neredeyse artık her gün gerçekleştirilen bu hain ve namussuz saldırılar için de ülkenin tüm birimleri ve fertleriyle daha belirgin ve kararlı bir tutum sergilemesi kaçınılmazken, daha da artarak süren teröre nispetle kanlı terör örgütünün siyasi yüzü bu ülkenin Büyük Millet Meclisinde bulunabilmektedir. Bu böyle iken ne dağda terör biter ne de ecdadımızın da kemikleri sızlamaktan kurtulur. Hele de bu milletin 13 milyon nüfusu ile Çanakkale’de kurtuluş savaşında neredeyse bir milyon şehit verdiği göz önündeyken durup “Bu nasıl bir iştir? ” diye düşünmek gerekirken! Ama bunu yapmak bir yana olup bitenler neredeyse doğal hayatın bir parçası gibi görülmekte ve bu eli kanlı katiller otuz yıldır yurdumuza ellerini kollarını sallayarak dolaşabilmektedir. Çakal gibi şehirlerimize dahi inmektedirler.
Hele bir de vatan hainleirnin siyasi destekçileri Seçim öncesinde ki miting konuşmalarında: "Seçimden sonra verilen sözler yerine getirilmediğinde savaş başlatacağız, çok kan akabilir " anlamını içeren sözler konuşuyorlarsa ve ertesi günü kanlı eylemler başlıyor, kürt-türk ayırımı yapmadan gencecik vatan evlatları kahpece katlediliyorsa, bir kaç gün önce adı sözde barış kendi kan emici vampir olan partinin başkanı Teröristbaşı için Bursa’da düşündükleri eylemleri yapamadıkları için, "Şimdi daha daha çok kan dökülecek, çeşmeler açıldı." diyorsa ve arkasından da bunlar yaşatılıyoprsa Türkiye’nin buna daha fazla sessiz kalması tam bir dehşet olur.
Bilinmelidir ki, artık bazı şeylerin zamanı gerçekten gelmiş de çoktan geçmektedir… Sadece dudaklarda yas tutmakla bu iş bitmez. O kararlılığın yüreklere inmesinin zamanı gelmiş de çoktan geçmekte bile. Bir kere daha yineliyorum bu ülkenin bütünlüğü ve sınırlarının güvenliği başka ülkelerin insiyatifine bırakılamaz.Yeter artık! Ben yüce türk milleti adına, inanıyorum ki hainler er geç belasını bulacak dersini alacaktır.
Ne olursa olsun, şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak.. Yürekten inanıyorum. Yeter ki istenilsin ve gerektiği gibi gayret edilsin…
Yeter ki herkes bizlerin "KÜRT TÜRK KARDEŞTİR" inancına rağmen, kütür kütür T.C. düşmanlığı ile beyinleri yıkanmış bir HAİNLER sürüsünün yetiştirildiğini çok iyi algılasın ve buna müsade etmesin. Çünkü Bu kardeşliğin yok sayılmasıdır bu gün akıtılan kanın çeşmesini açan musluk!
Yeter ki millet artık kenetlensin. Çünkü terörün dini, ırkı , devleti yoktur. Bir bumerang gibidir ve sürekli yön değiştirmesini çok iyi bilir. Otuz yıl önce Kürt o köylerini basıp, kürt bebeklerini keserek başlayan bu katliamların, şimdi mehmetçiğe polise döndü ise yarın yeniden yine masum kürt bebeklerine dönmeyeceğine kim garanti verebilir? KİM?
BİRİLERİNİN İNADINA YİNELİYORUM.
KÜRT TÜRK KARDEŞTİR, AYRIM YAPAN KALLEŞTİR!
SAFİ KALLEŞ!
YORUMLAR
medeniyet ileri insanlık geri..:(
maddenin kişisel çıkarların tavan yaptığı mana boyutunun çıkarlara alet edildiği kapitalist dünya düzeninde ortaya çıkan vahim sonuçlar.. ve hep üzüntü..
olayları geniş açıdan değerlendirmek gerek geçmişten bugune yakından uzağa tüm boyutlarıyla
sorunların kökenine inmeliyiz
tüm sorunları çözmek de elimizde yeterki isteyelim..
olaylara geniş açılı haklı bir bakıştı..
teşekkürlerim o güzel gönlüne hayata kattığın erdemli eşsiz cümle ışıltılara iyi ki varsın KargülüALMILA dost..:)
sevgim saygım selamlarımla..