- 318 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Cennet Algısı 8
8-Her bir atık, kendilik özdekse özelliklerinin yansıtılması ile bir etki ile periyodik ya da a periyodik uyarandır. Bu uyaranlara siz zaman içinde ya rast gelen zamanı kullanarak ya da tüm zamanı rast gele zaman yaparak, tepki vermenin karşılanmasını yapıyordunuz.
Bu durum yapı içi önemi nedeniyle zaten acil bir durumun basınç ve dayatanıydı. Bu sinyale göre ileti, alan ve ileti, veren şebeke yolları bu gün bile bu çok gelişmiş komplike olgunluğuna rağmen, genel olur değişmeler karşısında, tam oturmuş olan bir düzeye de hala gelememiştirler. Bu da çok doğru ve gerçekçi bir olasılıktı.
Nasıl gelsin ki, her yaşantı yeni bir tutumlaşma olurken, onun entegrasyon içi ilişkin haberleşmelerinin yapılaşan düzenletmesi, epey zaman alıyordu. Bunlar toplum hayatı gibi hızlı olmuyordu (akmıyordu). Olay, olgu ve organizmaların çevrelerindeki yeni durumlarına dek karşılaşmalar, hemen ilişki alanının konusu olmuyordular.
Söz gelimi çevrenizde mevsimler gibi periyodik olaylarla, depremler gibi periyodik olmayan her zaman, her anda belirebilir ya da her durumda beliremez şekilde süreçler olup bitiyordu. Periyodik olmayan süreçler rastlantısaldırlar. Öngörülemez öngörüdürler. Periyodikler de rastlantısaldır. Ama öngörülüdürler.
Ne zaman, nerede karşımıza çıkacağı bilinmezler. Ama mutlaka, burun buruna oluşla karşımıza çıkarlar. Bu süreçleri tutumlaşmanız, sürekli olanın girişen bir ilgi ya da alakadar olma tutumuydu. Yani bunlar, zamanlarını sürekli kıldığınız, bir alarm kaygı durumuydular.
Örneğin; ne zaman ve nasıl kafanıza düşeceğini bilmediğiniz bir yıldırımın rastlantısal olma durumu her an, her zaman mevcuttu. Yıldırımın eğimse oluşla düşmeye dek rastlantı sal tutumunu (kaygısını) sizler; epey bir zaman sonra, paratoner bulundurmayı; “sürekli zamanı kullanımıyla” ancak şimdiler içinde ilişkilenebilmiştiniz.
Yani uzun yıllar yıldırıma dek kaygının enformasyonu olan yıldırım, vardı. Ama yıldırıma dek kaygıların şiddetini kendi tekil bütünlüğünüz içinde kullanmanız olanaksızdı. Yıldırım kaygısına dek olası seçme ayıklama girişmesini; kendi dışınızdaki ilişkindik yapı olan, sosyo toplumsal yapı organizması içindeki, enformellerini önlem edecekle tutum edebilirdiniz.
Şunun şurasında, üç yüz sene önceye kadar; yıldırıma dek kaygı olan korkularınızın önleyici tepki olur tutumlarınızı ortaya koyabilmiştiniz. Yani rastlantısal olanlarla, ilişkilensen tutum olan tepkilerinizi; ya da paratoner denen bir bulundurmanızı, sürekli zamanın kullanımsa devinimi olacak çözümlerinizle ancak bu kaygıları karşılar türden olacaktınız.
Yine diyelim ki bir şehirlerarası otobüs sizin çevrenizdeki bir A noktasında günlük periyodik zamanlarla geçiyor olsun. Periyodik zamanlı geçen otobüsün denk düşmeleri arasında, sizin hayatınızla da kesişen bir tutum tepkilerin ilişkilenmesi, her daim rastlantısal olacaktır.
Diyelim o araç, o; a noktasında yakla şıklıkla ve periyodik olacakla dokuz sularında geçmiş olsun. Bu periyodik ilişki yinelemesinde siz o noktada, diyelim dokuza beş kala ve dokuzu beş geçe aralığında bulunmakla, hep o araçla tesadüf edip; hep girişme yapacaksınızdır. Yanı periyodik olanın tepkiye dek karşılanması da, o zaman aralığı içinde, orada bulunmanızla (periyodikliğince), rastlantısal olacaktır.
Bu gibi girişmelerle, akşamın periyodik oluşu sizi; ışık yakmağa ya da sığınma alanlarına çekilmenizin de, rastlantısal zaman dilimi olur. Yine periyodik olmayan belirmelerin olası her anki uyaran tehdidine ya da cazibece çekimine de uğrarsınız. Bu kabil ikili duygu yaratan belirmeler sizlerde, sizin; hoşlanma ya da hoşlanmamanıza denk gelen bir çekme itme tepkisi olacakla güdülenirsiniz.
Periyodik olmayan ve her anınıza kaygı verirle, sizleri güdüleyen; sizlerde panikti kaygı oluşla; sizlerin dikkatinize gelişlerle, sizin uyarılmanıza neden olurlar. Bu nedenler size, sürekli bir alarm durumunun, tetikte olunması, kaygısını yüklerler.
Böylesi hep alarm öğrenmesi de; ortada bir periyodiklik olmadığından, tüm zamanınızın bir kullanımı olacaktır. Açıkçası periyodik olan eğ imleyenlerin tepki rastlantısı; “parça zaman ilişki olacakken”; a periyodik rastlantısal olanların da (periyodik olmayan belirmelerin de) eğim ilişkilersen tepki ve tutum laması da; “tüm zamanın bir kullanımı” olacaktırlar.
İşte sosyal ve toplumsal hayatımızın yönetsel olacak her bir entegrasyonları da, birden bire ortaya çıkmamıştı. Periyodik ya da a periyodik etki ve tepkilerin zaman içindeki haberleşişiyle ilişkin diklersen alanına sokulan devinmeleri oluştu. Oluşan bu devinme tekilliklerin birçok tutumsa edimle yaptığı seçme ayıklamasından sonradır ki, entegrasyon edilmeleriyle birliklerin birleşmelerini oluştururlar.
Sürecek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.