- 803 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SENDEN ADAM OLMAZ
Damarlarımızda dolaştıktan sonra yapısı bozulup kirli bir şekilde kalbimize gelen kanın, kalpten çıktıktan sonra temiz olarak bütün vücudumuza dağıldığı zaman diliminde bizleri ayakta tutan, motive eden sözler,davranışlar yaşamımıza şekil vermektedir.Yeni yeni sürünen bir çocuğu gördüğümüzde, biraz ilerisine bir oyuncak koyup alkışlarla onun oyuncağı almasını teşvik ederiz.Böylece çocuk o coşkuyla, heyecanla sürünerek oyuncağa kavuşur.Oyuncağı her defasında ileriye koyduğumuzda her defasında oyuncağı almak için sürünür usandığı yerde ağlamaya başlar; çünkü bir emek verdiğini düşünür ödül alması gerektiğine inanır ödülü alamayınca duygularını ağlayarak ifade eder.Yeni yeni yürümeyi öğrenen bir çocuğu düşünün ilk adımlarını atarken elinden tutmazsak yürümesi için alkışlamazsak yürümek için o küçük ayaklarını heyecanla ileriye doğru atar mı? Diyeceksiniz ki biz onu teşvik etmesekte elinde tutmasakta o zamanı geldiğinde yürümeye başlar. Tabi ki fiziksel olarak belli bir olgunluğa ulaştıktan sonra yürüyecek.; fakat onun ilk adımını attığındaki sevinci,mutluluğu kaçırmış oluruz.Bu süreçte kendimiz mutlu olduğumuz gibi yardım ettiğimiz kişi bir çocukta olsa onu sevindirmiş oluruz.İlköğretime başlayan bir çocuğu elinde tutup okula götürmesek o çocuk okula hemencecik ısınabilir mi? Liseye başlayan bir öğrenci yaratılışın gereği olarak kendisinde fiziksel olarak meydana değişiklikleri anlamaya, çözmeye Çalışır.Bir taraftan arkadaşları tarafından kabul görmek için türlü türlü şaklabanlıklar yapıp, arkadaş çevresinde kendini kabul ettirmeye çalışır.Bu süreçte bu öğrenci ders çalışmadığında sen adam olmazsın falanca öğrenci okulda parmakla gösterilirken seni okulda tanıyan bir öğretmen dahi yok ne olacak senin halin dense o öğrenci sinirden oturup ağlamaz mı ? Kalbinde en ufak bir kötülük düşünmeden kız arkadaşlarıyla bir çay bahçesinde oturan bir delikanlıyı, arkadaşlarının yanında seni gidi haylaz herif şuanda dersinin başında olman gerekmiyor mu? Burada arkadaşlarınla boş boş oturuyorsun denilirse bu öğrencinin kendine olan güveni sarsılmaz mı?
Bu gibi davranışlara öğrenci velilerimiz ne kadar dikkat etmesi gerekiyorsa öğrencilerimizin de dikkat etmesi gerekir. Arkadaşıyla birlikte top oynamaya gittiği halde ders çalışmaya gideceğini söylerse bu öğrenci de anne babasını kandırdığını düşünür; fakat kendini kandırmaktan öteye geçemez. Mutfakta annesine yardım eden bir kız öğrenci, elinden kıymetli tabakların kayıp düştüğü zaman annesi seni gidi sakar kız , zaten elinden bir şey gelmiyor.Nedir senden çektiğim o tabaklara ne kadar para harcadım. Zaten sana ne iş versem eline yüzüne bulaştırıyorsun.Sen adam olmasın burada neysen okulda da usundur. Beceriksiz, sakar şey ne olacak babasının kızı sümüklü, pasaklı bir daha mutfağa girersen ayaklarını kırarım.Bu öğrencinin içerisine girdiği psikolojik durumu düşünelim.Evde ki bir tabağın dahi kendisinden daha değerli olduğunu düşünür.Kendisinin sevilmediğini düşünür.Kendisi hemencecik eleştirildiği için o da arkadaşlarını eleştirdiği gibi bir başkasının yaptığı bir hatada suçlamaya geçer bu da çevresinde ki arkadaşlarının kendisinde uzaklaşmasına neden olur.Kendisine yapılan eleştiride sevginin, hoşgörünün yerini madde aldığı için içine girdiği arkadaş gurubunda ki yaklaşımı madde yi ön planda tuttuğu şekilde olacaktır.İleride çocukları olduğunda aynı davranışları sergileyeceğinden kimsenin şüphesi olmasın nerden biliyorsun derseniz şöyle bi cevap veririm sizlere armut dibine düşer.Özgüveni kıracak, öğrencilerinin bir kelime etmeden boyunlarını büküp bir kenara çekilmesine neden olan davranışlara sebep olduktan sonra o öğrenciden başarı beklemeye hakkımız var mı ? Toplum içerisinde sıyrılıp kendi kişiliğiyle bir birey olarak bir yer işgal etmesini beklemek beyhude bir davranış olmaz mı ?
Kendi öz çocuklarını yetiştirirken farkına varmadan öz güvenlerini kırıp çocuklarının kendi köşelerine çekilmesine sebep olan anne babalar çocuk başarısız olduğunda kenar bucak suçlu aradığında kendilerine hiç bakmazlar.Zaten toplum olarak bir suçlu aradığımızda hep günah keçisi olarak birilerini ararız.Çocuğu olanlar bilirler hasta olduğunda gece yarılarına kadar onun sayıklamalarını dinlerler, bende bir şeyler istesin de ben de hemen getirivereyim ki onu mutlu kılmış olayım diye düşünürler. Çocuk sağlığına kavuştuğunda neşeyle etrafta dolaştığında yaptığı en küçük hatada azarlayıp bir daha böyle hata yaptığında türlü cezalarla cezalandırılacağını belirtirler.Kendi çevremizden bir birey olsun veya iletişime geçtiğimiz bireyler olsun onların özgüvenlerini kıracak,onları hayata küstürecek bir davranışta bulunursak toplumun geleceğine karşı kötülük yapmış oluruz.Hiç kimse için de yaşadığı topluma kötülük yapmak istemez diye düşünüyorum.
Toplumdaki her bireyin özgüveni maksimum seviyesinde olması tek dileğimdir.