- 1016 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Mutluluğu Dinleyebilir Misin?
Bir iniltiyle koyuverdi kendini müziğin titreşimleri. Yanık bir kadın sesi, döktü ağıdını olana ve bitene. Üflenen neyden yüreğime vuran hüzün, sessizce dolduruyordu gözlerimi. Bir kemanın sesiyle akmaya başladı zaman; bir denizin ortasında amaçsızca yalpalayan bir kayık gibi, oradan oraya. Ya da belki, hayalimin peşinde hangi rüzgara tutunursam oraya gidiyor gibi.
Güneşin elimi tuttuğu yerde bekliyor beni mavisi denizin. İçimde hıçkırarak hapsettiğim onca sevinç, onca ümit, onca kırılmışlığına karşın ömrümün. Sessizce yol almıyor sandalım ve sakin de değil mavi dalgaları denizin. Yalnızlığımla baş başa, bana yakın bütün kıyılardan en uzaklarda.
Rüzgar esiyor, ben gidiyorum; gözlerimde ışıltısı beni bekleyen düşlerimin.
Bir Latin ezgisinde koyuversin kendini yıldızlardan yansıyan yakamoz ve büyüleyen dansına eşlik etsin gitarlar ve tüm coşkusuyla timpaniler. Yavaşça salsın kendini hüzün bilinmez diyarlara. İspanyol bir soprano haykırsın eteklerini kaldırıp kızıl elbisesinin, vururken topuklarını yere öfkeyle. Her topuk sesinde bir yıldız düşsün göklerden gözlerimin içine. Deli bir yangının kölesi olsun kansız, soysuz ihanet ve geri dönülmez bir gecenin sonunda silinsin izi kırıklıklarımın. Silinsin tüm unutmak istediklerim ve unutamadıklarım.
Belki de sonsuzluğa açılır böylece hiç gidemeyişlerim.
Kim bilir belki bir gün kemanın süzülen tınısında düşer yüreğime su damlası gibi sözleri o mavi ümitlerin. Ve hayata attığım bir tiradımda kendi şarkımı yaparım, mutluluğa dair… Sen duyar mısın? Çözülmez bir muamma daha koyuyor önüme hayat. Sandaldan atlayıp denize, kulaç kulaç yitiyorum görünmez ufuklarda; gözlerimde ışıltıları düşlerimin.
Kulağımda bir müzik sesi…
Beni çağırıyor uzaklar.
Sessiz, sözsüz, itiraz bile etmeden, gidiyorum tüm yüreğimle.
Gidiyorum…gözlerimde deli ışıltısı beni bekleyen düşlerimin.
Efil efil…
Atilla Güler ’07