- 915 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BİRGÜN...
Bir gün kapı çalmış. Ama kapıda kimsecikler
yokmuş. Kapının önünde yalnızca bir ...kavanoz.
Etrafa bakınmış kimseyi görememiş. Almış içeri
kavanozu. Gözleri yaşlı açmış kapağını. İçinde
turuncu bir balık görmüş. Tam o sırada gözlerinden
bir damla gözyaşı damlamış kavanoza.
Balık birden kıpırdanmaya başlamış. Daracık kavanozun
içinde oradan oraya dönmüş durmuş. Kız anlam vermemiş
neler olduğuna. Daha çok ağlamaya başlamış. Üzülmüş
balığın haline. Ağladıkça damlalar kavanoza dökülmüş.
Balığın rengi morarmaya başlamış. Sonra anlamış
gözyaşlarının küçük balığı zehirlediğini.Hemen
gidip suyu değiştirmiş. Balık tekrar canlanmış eski
haline geri dönmüş.
Aradan günler geçmiş. Kız balığına şarkılar söylemiş
durmadan.Dertleşmiş derdini anlatmış. Balık dinlemiş
. Ama ağlamamış hiç. Balığım ölmesin diye. İçine
akıtmış gözyaşlarını. O kadar çok sevmiş ki küçük
balığı hiç ağlayamamış, hiç belli edememiş.
Ama günler geçtikçe kız hastalanmaya başlamış. Rengi
solmuş. Halsiz kalmış. Kimse ne olduğunu anlayamamış.
Ama kimse bilememiş, içine akıttığı gözyaşlarının
kendisini zehirlediğini. Asıl ağlarken daha mutlu olduğunu
, zehrini böyle dışarı akıttığını kimse öğrenememiş.
Ondan geriye yalnızca turuncu bir balık kalmış.
Daha mı değerliydi uğruna gözyaşlarımızı sakladığımız.
. Kendimizi zehirlemek daha mı kolay.Saklanmak.Kaçmak
çözüm mü? Daha mı değerli turuncu balıklar?
Daha mı değerli kendi hayatımızdan? Durma ağla.
Durma akıt gözyaşlarını. Dök içindekileri, bırak
gitsin gidenler. Bırak ölsün balıklar, bırak kırılsın kavanoz.
Elbet bir balık var gözyaşlarında canlanacak, elbet bir
kavanoz var gözyaşlarından kırılmayacak. Elbet bir balık
var seni ağlatmayacak, gözyaşlarını dindirecek, senin sesinle
konuşacak. Gözyaşlarında bir sorun yok...
Kapında bile olsa, tek mesele yanlış balık, yanlış kavanoz.
Ya da yanlış zaman yanlış insan.