MÜŞTAK BEYİN BORCU ( ŞAİRİN EVLENMESİ DEVAMI)
( Müştak Bey Hikmet Efendi’yi kapıdan yolcu eder)
MÜŞTAK BEY: (Kumru’ya) Eeeee artık kaldık baş başa…
KUMRU HANIM: He kaldık.
MÜŞTAK BEY: (İç çeker bir edayla) Eeeeeeeee
KUMRU HANIM: (Nazlı bir edayla) Eeeeeee
( Tam Müştak ceketini çıkarır ki bir anda kapı gürültülü bir şekilde çalar )
MÜŞTAK BEY: (Korkuyla) La ilahe illallah. Ne oluyor yahu yangın mı çıktı? Kim bu kapıyı böyle bir günde böyle edepsizce çalan sefil?
(Kapıyı açar. Gelen Deli Bekir’dir)
MÜŞTAK BEY: (Kızar şekilde) Vaaaay Deli Bekir. Niye kapıyı alacaklı gibi çalıyorsun? Peşinden Bizans ordusu mu geliyor? Ben de sandım ki gelen alacaklı, para istemeye geldi.
DELİ BEKİR: Yok Müştak emmi beni Kamber Ağam gönderdi.
MÜŞTAK BEY: Hayırdır ne diye gönderdi o gavur Kamber söyle bakıyım.
DELİ BEKİR: Sana düğün hediyesi vereceemiş.
MÜŞTAK BEY: (Kendi kendine) Vayy. Ulan bu gavur herif beni sevmez ki… (Bekir’e) … Ne hediyesiymiş bu lan deli.
DELİ BEKİR: Valla ben bilmem.
MÜŞTAK BEY: Tamam yarın gelirim. Sen benden selam söyle.
DELİ BEKİR: Eğer gelmezse odayı başına yıkacağımı söyle dedi.
MÜŞTAK BEY: Ulan bu gavur Kamber bize ne hediyesi verecek ki gelmezsen evini başına yıkarım diyor.
DELİ BEKİR: Hoşuna gidecek bişiymiş öle didi.
( Müştak ceketini giyer yola çıkarlar.)
DELİ BEKİR: (Müştak’a alaylı bir şekilde güler ve şarkı söylemeye başlar.)
Ben bir sakız aldım.
Damadı odadan çıkardım.
Gelin hanım beklesin,
Biraz Müştak’la uğraşalım.
MÜŞTAK BEY: (Şaşkın bir şekilde) Ulan deli, bu ne biçim bir şarkı? Müştak ile uğraşalım falan diyor. Dalga mı geçiyon lan benlen?
DELİ BEKİR: Amma da yaptın Müştak emmi ben öle sölüyom. Bana deli diyen siz değel misiniz?
MÜŞTAK BEY: O konuda haklısın. Sen delisin, ne söylersen söyle kimse sana bir şey demezde… Gavur herif bana ne aldı, sen onu söyle görmedin mi hakkat?
DELİ BEKİR: Valla görmedim emmi. Bana bir kutu sakız virdi. Git bana Müştak’ı getir didi. Bende seni ona götürüyom. Vazifem bu.
MÜŞTAK BEY: (Dalgın dalgın düşünürken aklına bir şiir gelir.)
Bir deli yoldaşım oldu.
Kalbe kötü korku doldu.
Kumru gülüm evde yalnız
Bir başına bekler oldu.
DELİ BEKİR: Hayırdır Müştak emmi sende deliriyon galiba.
MÜŞTAK BEY: Yok Bekir yok hem hasret hem merak öldürüyor adamı.
(Bir çeşme başına gelirler ve Bekir Müştak’ı durdurur.)
DELİ BEKİR: Emmi sen burda biraz bekle, ben bi abdest tazeleyip geliyim
MÜŞTAK BEY: Tamam lan deli çabuk ol… Bekliyorum.
( Bekir gülerek sahneden çıkarken Kamber sahneye girer)
KAMBER: (Dalga geçerek) Vay vay vay vay. (Kızgın bir şekilde) Lan Müşü Kamber’siz düğün mü yaptın aslanım hı? Bak sen bizi adam yerine koyup çağırmadın ama biz gene insaniyet gösterip sana hediye aldık ve seni ayağımıza kadar getirttik.
MÜŞTAK BEY: He ağam ben de hediyeyi almaya geliyordum Bekirle.
KAMBER: Sus rezil herif. Düğüne para çok, borçlu olduğun Kamber’e zırnık yok ha.
MÜŞTAK BEY: Yok vallaha ağam da gönül işi beklemez diye…
KAMBER: (Müştak’ın sözünü keser) Sus ulan sefil. Bana borcunu ödemeden bir yere gidemezsin.
MÜŞTAK BEY: Aman ağzını yiyim daha kavuşamadan beni Kumru’mdan ayırma. Kölen oluyum bana bunu yapma.
KAMBER: Get la ağzımı yiyecekmiş. Hiçbir yerimi yiyemen. Öde 250 lirayı kavuş Kumru’na.
MÜŞTAK BEY: Ağam valla cebimde ki paraların hepsini gavurun biri aldı. Bana iki gün müsaade et Hikmet’ten alıp verem.
KAMBER: Valla borcunu ödemeden hiçbir şey etmem sana.
MÜŞTAK BEY: (Kendi kendine) Ah Ziba Dudu ah. Cebimde bugün 100 lira vardı. Onu verir iki üç gün idare ederdim. Hepsini senin gibi bir imansıza kaptırdık. Eğer seni bir bulayım katır tepmişe döndüreceğim imanıma.
KAMBER: Ne söylüyosan dıştan söyle bizde duyak.
MÜŞTAK BEY: Yok ağa Ziba Dudu’ya kızıyordum.
KAMBER: Paranı o mu aldı ki?
MÜŞTAK BEY: He ya. Almasaydı sana verirdim.
KAMBER: Bana ne lan vermeseydin paranı. Ben 250 liramı istiyorum. Vermezsen bir adım atamazsın bir yere.
MÜŞTAK BEY: (Kendi kendine) Allah kahretsin seni Ziba Dudu. Beni bu gavurun eline düşürdün ya, bende seni Deli Bekir’in ağzına düşürmezsem. Bilirsin ki Deli Bekir’in ağzına düşen attan düşmüş gibi olur.
( Bu arada sahneye Ziba Dudu girer)
ZİBA DUDU: (Kamber’e) Lan gavur, ne diye damadımızı evinden ayrı kodun. Kız odada perişan oldu. Güveyini bekler.
KAMBER: Gel Ziba hatun gel. Bu senin damadım dediğin adam, senin arkandan atıyordu. Onda ki son parayı alıp gitmişsinde oda bana borcunu ödeyemiyordu bu yüzden.
ZİBA DUDU: Gavur Kamber söyle bakıyım bu oğlanın sana borcu ne kadar?
KAMBER: 250 lira da ne yapacaksın? Sen mi vereceksin?
MÜŞTAK BEY: He ne yapacaksın? Beni bitirdin de borcumu ödemeye mi geldin?
ZİBA DUDU: Müştak sen karışma senle sonra görüşeceğiz. (Kamber’e) 250 liramı dedin? (Cebinden bir tomar para çıkarır.) Al gavur al şimdi bu oğlanın sana borcu kalmadı tamam mı?
KAMBER: (Sevinerek) Tamam. Bana uyarda bu oğlan senin arkandan sana neler dedi neler. Bu oğlanın borcunu niye ödüyorsun?
ZİBA DUDU: (Müştak’a dönerek) Ben onunla birazdan görüşeceğim. Hadi sen bi daha buralarda dolaşma.
(Kamber çıkar)
MÜŞTAK BEY: (Kafasını eğerek) Affet Ziba Dudu senin hakkında yanılmışım.
ZİBA DUDU: Yok evladım yok. Sen bunları bilmediğin için böyle şeyler yaptın, bilsen yapar mıydın?
MÜŞTAK BEY: (Rahatlamış olarak) Yok canım yapar mıydım da neyi bilmiyormuşum?
ZİBA DUDU: Kimsenin arkasından atmaman gerektiğini ve senin şerrine gözüken bir şeyin belki senin hayrına döneceğini, sana olmasa da başka birinin hayrına olabileceğini, bunun için kimse hakkında kötü düşünmemen gerektiğini bilmelisin. Tamam mı yavrum?
MÜŞTAK BEY: Tamam ana. Bir daha unutmam bu söylediğini.
ZİBA DUDU: Hadi bana eyvallah. Kumru’ya selam söyle.
( Ziba dudu sahneden çıkar.)
MÜŞTAK BEY: Yav bu günde epey ders aldık. Herkes ne meraklıymış öğretmen olmaya. Eğer önüne gelen öğretmen olursa bu ülkede kim doktor, savcı, hakim olacak. (Biraz düşünür) Ah ben Kumru’mu unuttum. Bekle beni Kumru’m geliyorum.
( Böyle der ve sahneden koşarak çıkar.)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.