- 420 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Cennet Algısı 5
5-] Okyanus kıyılarında, ya da ılık su kıyı çevrelerindeki, nemli karasal ortama arada bir merakı yüzünden sudan dışarı çıkan hayatlar, bu merakın onlara yansıyan sürükleyicilerinden ötürü, merakın getirilerini de yaşayacaktılar.
Örneğin; karada hayat olmadığı için, kısa aralıklarla kıyıya çıkan canlının merakı, sudaki hayata ilişkin, av avcı bağlamında avcı olan canlı organizmalardan gelecek tehdidin de bu su dışındaki kıyı şerit içinde olmamasının keşfi demekti. Sudaki saldırganlara karşı av olacak olanın kıyıya çıkması demek; mekânı ve gizlenmeyi büyütmek olacakla; ara sıra karaya çıkması ve saklanması o avın, avcıya karşı güven içinde olmasının keşfi ve bilinmesi deneyimi olacaktı.
Nice ara sıra, sırf merak için yaptığımız şeylerin de; artık hayatımız içinde her gün mutlaka yapar olduğumuz şeyler arasına girdiği de; hepimizin aşinası olduğu bir sıradan durumdurlar. Söz gelimi canlıların karaya çıkmalarına göre daha plastik bir merek olan içten yanmalı motor merakı insana, iyon devinimine gidecek olan sürecinizi muktedir kıldırmıştır.
İyon devinimi sizi uzay sürecine taşımıştır. Hayatı uzay koşullarında sürdürmeye yöneltmiş olan bu güç; temelde sizin dışınızda var olan, hayatın bir dayatması olduğu, asla unutulmamalıdır. Size saldıran da, sizi av yapan da, sizi saldırtanda hayattı. Yine sizi o saldırıdan koruyan da hayattı!
Görülüyor ki tekdüze bir rezonans olan, dalgalanmayan cennet hayatı da cennetin dışına olan merak eğilimi de, sizin cennete (tekrar suya) dönmemenizin nedenidir. Yine merak eğilimi, cennetten ayrılmanıza dek olan, değişim dönüşüm koşullarına sizi, hazırlandırıcı bir unsur olmaktadırlar. Sırf güvende olup olmamanıza değin, o durum ve olay ve gözlem alanındaki araştırmanız ve duruma göre o alan içinde kalıp kalmamanızın nedeni olacak ön incelemesi, birçok sonuçlar doğurabilir. Bu sonuçlardan biri, o olay alanına yakınlaşılmanın araştırılmasına dek yapılan pek çok keşifleri size, muktedirlik olacakla da dönebiliyorlduar.
Şimdilik bir okur aydınlanması olacakla, cennetten kovulmanın ve cennete dönmemenin nedenlerini şöyle sıralayabildik: 1-Çevre değişmesinden kaynaklı, olduğunu belirttik. 2-Organizmaların merak ve merak eğilimlerinin keşifse nedenlerle süreci sürekli kılması olduğunu belirttik. 3. Olaraktan da, organizmanın güvenlikte olup olmamalarınsan doğan, diken üstü duygu birikmesi olan meraktatı kaygıların giderilmesi olaraktan belirttik.
Sizin dışınızdaki hayatın size, sizin dışınızda ve sizden ayrı oluşla bir dayatması vardı. 5-Cennette büyüyerek çıkıyordunuz. Gözünüzü açaraktan çıkıyordunuz. Büyüme ve gözün açılmasının maliyeti cenneti terk etmek oluyordu. Tıpkı çok hücreliliğin ölümü göze laması gibi daha birçok bağıntıları olup ta, ancak saydığım bu beş unsur, kanımca konuyu anlaşılır kılmıştır. Bunların tümü de, organizma devinmesi içinde, egoyla ilintili davranımla; bir meşrulaşma (zorunlu) olmaktadırlar.
Bir korunmaya dek kaygı duygusu olan sığınma, hangi durumda olursanız olun, sizi; gerisin geri; bir önceki bilinir olan, ortamın aitlik güvenliği içine çeker. Bu aitti ortam çekiciliğinin başında rahim aitliği, güvencesi çekimi gelir. Rahim güvenliği, her şeyin hazır bulunduğu tam bir cennet koşuludurlar. Ya da cennet algısı, bizim o şekil koşullar içinde oluşlarımızla, o koşulları tanımamızla pekişen alışmadırlar. Alışmalarımız, böylesi bir sığınma eylemidirler.
Bu sığınılan yer, her nasılsa; bizlerin bir önceki terk etmek zorunda olduğumuz yerdirler. İlişkileri büyüyen olay ve olgular, kapalı dolaşım sistemi içinde alışmaların ilişkileriyle taşınamazdı. Büyüyen ilişkileri dışın seçilirdi olan ortamı içinde, giriştirirler. Bu da büyüyen ilişkilere göre kıt olan cennetin ortamını az az değiştirmekti. Ya da kapalı sistem koşullarının, bu büyüyen ilişkilere cevaz verememesi, alışılan ilişkilerin değişmesi, sizi de değişmeğe ve yeni aitti ortam ilişkilerine zorlar.
Bir dışa açılma kaygınız olan beslenme eylemi, beslenmenin giderilmesinden sonra sizler, tekrardan alışmanıza dek aitti, istikrarlı ortama dönersiniz. Alışmalara dek sığınmanın huzurunu özleyen egonuz sizi bu huzura doğru çeker. Az biraz yükselen açlık eşiğiniz, güvenlik algınıza dirençle, sizin güvenlik tehdidinizi az az biriktirirler. Biriken güç, kendisini giriştirmeğe, zorlanır.
Merak, kaygıları yoklayan bir eğilim olmakla, kaygıdan bira fazla bir durumdur. Kaygı benin tutumudur. Tutumun dışa yönelen, çevreyi tanıma, bilme, etrafı yoklama, etraftan haberdar olma gibi devinmeli öznel nedenli eyleminiz merak hareketidir. Bu hareket sonunda kaygılarınız azalır ya da giderek artarak sizi önleme zorlar.
Önlemin en karakteristiği, kaygıların sizi alışma ortamına doğru sığındıran davranışıdır. Kaygı (haz ya da elemi) tutum olacakla içte belirdiğin de, merak; bunun dışta oluşan imleç girişmesidir. Bu girişme biraz büyüyerek (enformasyon edinerek) kaygınıza cevap olurlar.
Bu nedenle merakın içine öznenin karışması da katılır. Böylelikle merak, egonun kendi üzerine bir; kendisini düzenleme ilişkisine döner. Sizden belirimle, sizden ayrılan eğimle; dıştan çevre olayları ve çevre nesneleri üzerinde dolaşarak size geri dönen eğilimin farkı; merakın sizden ayrılan eğime olan katkısıdır.
Dıştaki olay, olgu ve çevre nesneleri üzerinde dolaşan bir eğilim örneğin, şöyle olabilir; bir ışık fotonu, ya o olay girişmesi içinde geçer, ya da o olay konum boyuta çarparak geri döner (yansır). Bu durumlar olayların hızına ve masif ligine bağlı, değişik girişmelerin bir niceleyişidirler. Hatta böyle karşılaşmada frenlenen hız yavaş yavaş batışla, bir içe düşme de olurlar. Bir taşın çamura, suya düşmesi gibi.
6-]Geri dönen ışık, bir parçacık olacakla çarpmanın etkisi ile biraz enerji yitirir. Yiten enerjinin birazı ısıya dönerken, birazı da çarpışılan olayların izini (bilgisini, fotoğrafını) üzerine ekleyecekle, kodlanmış bir (modüle) enerji olarak sizlere geri yansırdır. İşte fark (hem kaygı hem merak); girişmeler üzerinizdeki bu yadırga olan, modüle girişen enerjidir.
Çarpışan olaylarda madde yoğunluğu ve hız, durumların başka başka seyredişi olurlar. Örneğin, bir su akımı; önüne çıkan kayayı doğrudan geçemez. Onu dolanarak geçer. Birazı da geri yansır. Su kayanın sağından solundan dolanarak, üstünden aşarak, onu yalar ve çepeçevre kuşatır olurla gider.
Bir katıya çarpan ışın, o katının saydam, yarı saydam ya da daha masif olan durumuyla girişir kabilse bu ortamın içinde geçer. Saydam olmayan Dünya gibi ortamlarda da geçen nötron gibi parçacıkların olduğunu da, unutmayınız.
Gelen ışığın bir erkesi, gelme eksenince cismin içinde geçişle yoluna devam eder gider. Bir kısım ışık da, gelme eksenine doğru dönerek, eksen üzerinde gerisin geri yansır. Pek çoğu da sağa sola saçılır ya da cismi çevreden dolanır. Ortam içinde geçmeden, ortamı çepeçevre aşarak giden dalga; içten geçen parçacıkla yani ekseni giden parçacıkla; cisim çevresinde dolaşan dalga; cismin arkasında kesişirler. Bu kesişim, üzerinde dolaştığı cismin iz düşüm görüntü içermesini verirler.
Tıpkı bir suyun, önüne çıkan kayayı aşıp dolanırken; kayanın şeklini alan düğümlenmeye dek bilgiyi içermesi gibi bir durumdurlar bu iz düşümleri. Yine bir engele çarpan top, engel su ya da çamursa; tutulacaktır. Engelce tutulan topun kendisi; suya, çamura yansıyan izini bırakırken; su ve çamur da top üzerine, izini bırakır. Siz topu alıp bir zemin üzerinde zıplatırsanız, zemin ıslanır ya da zemin çamur olacakla zemine üzerindeki modüle bilgiyi; yani enformasyonu aktaracaktır. Bu çok kaba bir açıklama.
Topun çarptığı zemin beton yüzey ise, topun katı kısmı (parçacık kısmı) geri sekecektir. Sekme esnasında topun yüzeye değinme noktası, çarpmayla geri dönen hareketini başlatır. Geri dönen basınçla, ileri doğru olan hareketin karşılaşması topta, eylemsizlik hareketine dönüşür. Bu eylemsizlik nedeni topu yamultur.
Top bu hali ile geçici bir an için iki avuç arasında sıkıştırılmış balon gibi yamulur düzelir. Avuçlardan biri; topun zemine çarpmasıyla topu geri döndüren kuvvet etkisi yaparken diğer baskılayan avuçta topu zemine iten basınç etkisi yaratacaktır. Ki bu iki zıt yönlü basıncın etkisi ile top eylemsizliği topun şeklinde yanlara doğru olacakla çevreyi dolaşacak olan enerji esnemesini verirler.
Toptaki bir kısım enerji böyle esnemeyle, esneyen top hem dalga şeklinde, geri seken top parçacık sekmesi şeklinde belirirdir. İşte bu yamulmayla, çevreyi dolanmağa eğilim olan enerji hareketi dalga hareketidir. Dalga hareketini ileri doğru devam ettiren güç se; iki basınç karşılaşmasının bileşkesini veren girişme basıncından dolayıdır.
Şişmiş esnek bir balonu elinize alıp, avuçlarınız arasında sıkıştırınız. Balon yanlara esneyecektir. Bu hal avuçlarınızın birbirine, balon yüzeyleri aracılığı ile bitişmesine aracılık olur. Balona yapılan bir sağ yön basıncı ile diğer elin yaptığı sol ileri yön basıncı top üzerinde zıt yönler basınçlar etkileşmesi eylemsizlik hareketi olacak yamulma ile belirirler.
Çarpan topun yanlara doğru esnemeyle oluşan yamulması, hıza bağlı olacakla ve topun engele dek değinen ön noktası ile yine topun gidiş yönüne göre arka tarafı; yamulma esnasında buluşurlar. Baş ve son bir an aynılaşır.
Yeni ilişkindik enformasyon, dalga hareketi ile aktarılacağı gibi partikül olacaklarla da aktarılırlar. Geri seken partikül enerji enformasyonu, ön kısmın, geriye dek çarpışan kısmıyla da taşınacaktır.
Işığın dalga hareketi, parçacık hareketi yanı sıra bir de engel yansımasından ötürü eylemsizlik hareketi vardır. Eylemsizlik hareketi, o devinimi gidiş yönü doğrultusunda devam etmeğe zorlar.
Engelden geri seken ileri yön enerjisi fren etkisi ile Işık ya da top eylemsizliğin bu ileri yön desteği nedeni ile ışık ya da topun hareketini engel karşısında yamultur. Düzenli hareket biçimini deforme eder. Bu deformeli yamulma hareketi, engel cismin çevresini dolaşacakla, devem ettiren bir özelliktir.
Sürecek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.