- 495 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Rıza
Şehrin en büyük fırıncısıydı öykümüzün kahramanı. Biri vardı. Bir alim... Fırıncı, herkese onu ne kadar çok sevdiğini anlatıp duruyordu. Hiç görmemiş, ismini duymuş ve eserlerini okumuştu sadece; ama ona sevgisi aşkın bir sevgiydi.
Yıllar boyunca bu böyle devam etti. Sevgisi arttıkça arttı; ama onu dünya gözüyle görmek, bir türlü nasip olmamıştı.
O gün de adeti üzere yine sabah namazı sonrası ekmek yapmaya başlamıştı. Hamur ile uğraşıyordu. Bir ihtiyar kapıdan içeri girdi ve:
- Allah rızası için bana hemen bir ekmek yapar mısın? Çok açım, dedi.
- İhtiyar! tabi ki yaparım; ama hemen olmaz. Bekle, bütün hamur işini halledeyim. İlk yapacağım ekmeği sana vereceğim, dedi.
- Ama dayanamıyorum. Haydi, ne olur, Allah rızası için dedim, bir ekmek... Hemen yapar mısın?
- Git başımdan be ihtiyar! Böyle şey olur mu? Yapmam demiyorum, sadece düzenimi bozamam diyorum. Bekle biraz vereceğim sana ekmek...
İhtiyar boynunu büktü ve ayrıldı fırından. Hemen onun ardından dükkan komşusu geldi ve:
-Gözün aydın! dedi. Fırıncı şaşkın:
- Ne gözü aydını? Ne oldu ki?
- Hani senin yıllarca ismini sayıkladığın, öve öve bitiremediğin alim var ya; işte biraz önce gelen oydu! dedi.
Fırıncı kaskatı kesildi. Buz gibi terledi bir anda o sıcakta ve derhal koşarak fırından çıktı. İhtiyar çok uzaklaşmamıştı. Yetişti ona ve:
- Ne olur beni affedin. Ben sizi çok seviyorum. tanıyamadım, bilemedim, kusuruma bakmayın. Lütfen gelin ve fırınımı şereflendirin, dedi.
- Hayır! Dönemem, dedi ihtiyar. Fırıncı:
- Yaptığımın farkındayım. Dünyaya daldım, aptallığıma verin ve lütfen dönün. Size kendimi af ettirmek için ne yapmam gerekiyorsa kayıtsız her şeyi yaparım, dedi. İhtiyar:
- Benim için her şeyi yapabilecek kadar beni seviyorsun öyle mi? Peki o halde. Bir şart ile dönerim, dedi. Fırıncı:
- Emir bilirim! Ne diliyorsanız söyleyiniz; sizi razı edebilmek için her şeyi yapmaya hazırım, dedi. İhtiyar:
- Bu öğlene yetiştirmen kaydıyla büyük bir davet ver ve bütün sevdiklerini, komşularını çağır. Benim için herkesi doyur! Anlaştık mı? dedi.
Fırıncı çok mutluydu. Zaten bu, onun her zaman yapmak istdiği bir şeydi ve büyük bir coşkuyla:
- Derhal efendim! dedi.
Hazırlıklar yapıldı. Kazanlar kaynadı. Yemekler yapıldı ve büyük sofralar kuruldu. Herkes çağrılmıştı. Kalabalık toplandı ve yemeğe başlamadan önce ihtiyar alim söz aldı:
- Ey insanlar! Yürüyen bir cehennem adayı görmek isteyen varsa bu daveti veren adama baksın! dedi. Herkes şok içinde ve en fazla da fırıncı. Devam etti ihtiyar alim:
- Bu adam öyle bir adam ki bana bu sabah Allah rızası için bir ekmek yapmadı; ama şu an hepinizi benim rızam için doyuruyor, dedi...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.