- 1262 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
UFAK OMUZLARA YÜKLENEN SORUMLULUK
Aile içerisinde sorumluluk alırken o sorumluğu yerine getirip getirmeyeceğimize bakmalıyız.Biz, aile bireyi olarak sorumluluk dağıtırken, sorumluluk verdiğimiz kişinin potansiyelini göz önünde tutarak,sorumluluğu yerine getirip getirmeyeceğini düşünmeliyiz.Zaman zaman şuna şahit oluruz, aile içerisinde ufak çocuklara gereğinden fazla sorumluluk verilerek onların o sorumluluğu yerine getirilmesi beklenmektedir. -Bu arada şu göz ardı ediliyor çocuk o sorumluğu ifa etmeye çalışırken yerine getiremediği durumlarda kendini yetersiz hisseder- Herkesin kendine göre bir ders çıkarması gereken şu ibretli hikayeyi sizinle paylaşmak istiyorum.
Fidan, orta halli bir ailenin en küçük çocuğuydu ve ilköğretim üçüncü sınıfa devam ediyordu.Fidanın abisi ve ablası, liseye gidiyordu.Fidanın ablası ve abisi ellerinde geldikçe ona derslerinde yardımcı oluyorlardı.Fidanın Anne ve Babası, bu çocuklarım sorumluluklarını bilip küçük kardeşlerine yardımcı olur diye çok seviniyorlardı. Annesinin ve Babasının göz ardı ettiği bir nokta vardı.Ev içerisinde Fidanın yapmaması gereken şeyleri de Fidana yaptırmalarıydı. Sofraya oturduklarında tuz eksikse ablası, Fidan sen küçüksün kalk tuzu getir başka bir zaman bardak eksikse Fidan, sen küçüksün kalk bardağı getir.Ufacık tefecik kızda ablası sevinecek diye hemen sofrada elindeki lokmasını bırakıp ablası ne istiyorsa onu getiriyordu.Anne babada bizim Fidanımız da çok akıllı terbili büyüklerini dinliyor diye övünüyorlardı.Çalışma odalarında Fidan, tam derslerini yapacağı sırada abisi haydi Fidan şu kağıtları çöpe at diyordu. Fidan dersini bırakıp abisinin verdiği kağıtları çöpe attıktan sonra dersine oturup ders çalışmaya başlıyordu. Biraz zaman geçtikten sonra abisi, Fidan susadım bana biraz su getirir misin? deyip Fidanın su getirmesini istiyordu.Fidan tekrar kalkıp abisine su getiriyordu.Fidan bu şekilde bir türlü derslerini bitiremiyordu.Zaman geçe dursun Fidan, sınıfı zor geçiyordu. Okuldaki öğretmenler Fidanın çok zeki olmasına rağmen derslerinde başarısız olmasını bir türlü akılları almıyordu.Sınıf öğretmeni Fidanın babasını çağırtıp Fidan çok zeki bir öğrenci sınıfta da derslere katılmaya çalışıyor, fakat dönem sonu geldiğinde Fidan sınıfı zor geçiyor.Bu neyden kaynaklanıyor? Fidan evde ders çalışmıyor mu ? Bu sorulara Fidanın babası, hemen itiraz etti öyle demeyin.Fidan ablası ve abisiyle birlikte derslerini çalışıyor.Hatta ablası ve ağabeysi onun derslerinde yardımcı oluyor- Fidanın babası, nerden bilsin ki çocukları lüzumlu lüzumsüz Fidanı dersin ortasında kaldırıp kendi keyiflerince ihtiyaçlarını gördüklerini-Fidanın babası, bu duruma çok üzüldü. Fidan gittikçe büyümeye serpilmeye başladı.Evlerine yakın olan bir liseye kaydını yaptırdı.Ablası ve abisi hayatı umursamadıkları için, gerçek anlamda kendilerinin yapması gereken şeyleri başkalarına yaptırdıkları için başarısız olmuşlardı.Ablası öylece evde oturup birilerin kendisini istemelerini bekliyordu.Buna rağmen çoğu işi Fidana yaptırmaya çalışıyordu.Fidan, ablasının verdiği işi yapmakla birlikte ablasına neden sen yapmıyorsun bak okulu bitirdin başarısız olduğun için evde boş boş oturuyorsun çoğu işi annem yapıyor birazda işlerin ucundan sen tutsan diye karşılık verecek olsa ablası sen sus küçüksün sen ne anlarsın ben ne dersem onu yapacaksın neymiş ders çalışmakmış derslerini hafta sonu yaparsın diye fırça çekiyordu.Fidan, morali bozulmasın diye karşılık vermiyordu. Gene de üzerine düşeni yapmaya çalışıyordu .Fidan ablası gibi başarısız olacağından korkuyordu. Abisi de okulu bitirmişti; fakat dersleri salladığı için istediği okulu kazanamamıştı.Fidan Ablasının ve abisinin durumunu gözden geçirdikten sonra şu kanaata vardı. İnsan hayatta başarılı olmak, bir yere varmak istiyorsa üzerine düşün sorumluluğu yerine getirip hedefine doğru emin adımlarla gitmelidir.Fidan, üzerine düşen sorumluluğu fazlasıyla yerine getiriyordu.Fidan acaba bu fazladan aldığım sorumlulukların altında kalır mıyım diye mırıldanıyordu.Bir gün okuldan eve geldiğinde ablasının kendisini babasına şöyle şikayette bulunduğunu gördü.Baba, Fidana ne iş verirsek onu yapmıyor hep itiraz ettiği gibi ben ders çalışacağım diye kaytarıyor; halbuki ders falan çalıştığı yok.Fidan, bunları işittiğinde donup kalmıştı halbuki evdeki her işe yetişmeye çalışıyordu bu yüzden derslerinde gerekli başarıyı gösteremiyordu.Babası gel kızım bak ablan neler söylüyor diye Fidanı çağırdı.Fidanın artık dayanacak gücü kalmamıştı.Birden göz yaşları boşanıverdi. Cevap vermeden odasına doğru koştu.Babası arkasından odaya girdi.Bak kızım ablam ve ağabeyin senin iyiliğini düşünüyor. Fidan artık buna bir son vermenin gerekliliğine inandı.Baba ben evdeki işlerin hepsine yetişmeye çalışıyorum. Okuldan gelir gelmez ablam ve ağabeyimin dediklerini yapmaya gayret gösteriyorum Onlara hiç itiraz etmemeye çalıyorum.Onların dediklerini yapmaya çalışırken derslerimi aksatıyorum.Ben onlar gibi olmak istemiyorum.Babası tamam kızım sen haklısın bende zannediyordum ki bütün işleri onlar yapıyor sen de bazen onlara yardım ediyorsun.Sen üzülme onlar başarısız oldu.Farkına varmadan sana zarar veriyorlar zaten en acısı da bu insan sevdiklerine bilmeden zarar vermesidir.İnsanlar tabi ki üzerine düşen sorumluğu yerine getirmelidir; fakat fazla sorumlulukta alırsa bu sorumluluk altında ezilir.Babası kızın gözyaşlarını eliyle sildikten sonra kalkıp sessizce kapıyı kapatıp çıktı.Canınız, ciğeriniz olan kişilere farkına varmadan zarar vermemeniz dileğiyle…
YORUMLAR
selam güzel yazınızı kutlarım..benimde küçücük omuzlarıma binlerce yük binmişti..sırf okuyamasın diye ellerinden geleni yaptılar il biricisi oldugum halde okutmadılar..ve cehaletimden hep utanıyorum...başımı öne eydim...
Mehmet Ali Öztürk
Mehmet Ali Öztürk
AYSE 09
imlahataları yüzünden bende fazla yazamıyorum hele nokta virgülle hiç aram yok
olsun siz yazın biz okuruz güzel gidiyor
saygımla