- 404 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Cennet Algısı 4
4-Bu nedenle, siz evrenin merkezi değildiniz. Ve evren sizin etrafınızda dönmüyordu. Yani hiçbir şey sizin için değildi. Sizin için olmayan olay ve olgular çevresi, kendi girişmelerinden ötürü değişmelere uğruyordu. Değiştiren neden, artık ya ortada yoktu; ya da o nedenler şimdi bir sonuca dönüşmüştü. Sonuca dönüşen neden, şimdi sonucun yeni nedenleriyle cebelleşiyordu.
Sonucun kendi üzerine, kendisinden kaynaklı ve çevresinden yansıyan nedenleri vardı. Nedenlerin sonuca dönüşmesi bitmediği sürece, o sonucun sürekli sürdürülebilirliği vardır. Eğer hücreler birliği mide gibi bir sindirim işlemini ortaya koymuşsa; enerji bağlarını çözmeye matuf ilk girişimlerden biri olan mide bezi; bu nedenin yani enerji sağlama nedeninin, sonuçlarından birisidir. Sonuç olan mide bezi, kendi üzerine yansıma ile kendi nedenleriyle de baş etmenin değişmesi içinde olacaktır.
Neydi midenin kendinden kendisine yansıma nedenleri? Mide sindirim için besinlerle dolarken gerilecek, şişecektir. Yanacak, ekşiyecektir. Yine mide bezi kendi salgısından rahatsız olacaktır. Bunları bir limonun mideyi ekşitmesinden kaynaklı olacağını sanmak, yanlış değildi. Ama midenin yanması yine de limondan gibi olacak! Ancak midenin de limonu sindirmek gibi bir işlev üslenmiş olması, daha işin başında bu kendi üzerine olan yansıma nedenleri de kendisinden ötürü sırtlanması olmaktadır.
Değilse dışarıda duran limonun, durup dururken onu ekşitmesi yoktu. İşte bu kabil sürekli oluşmalar, nedenin sonuca dönüşmesi ve sonucun da yeniden kendisinden kendisine etkimeli nedenleşmesinin kesikli sürekliliğidirler. Sizler de bu olup bitenden kurtulamayacaktınız. Cennetlerin geçiciliği, bu yönelimi (kaderi) size dayatmaktaydılar.
Bu bağlamda zaten cennete dek verilerinin de bir garantisi yoktu. Cennet nimetleri çeşitli şekillerde azalmaktaydı. Azalan nedendi basınç, yeni olan sonucu ve yeni olan sonucun da kendine özgü olan nedenleri, o sürecin dünde ve günde kalmayışıyla ileri taşınmasıydı. Bencilliğinizi; değişerek, olay çevresinin tepkilerine cevaplar vererek, ancak sürdürebilirdiniz.
Kendisini tekrarlayan ortamların çoklu bağıntısı insana üç etkin şekilde yansıyabilir. Bu yansımalardan birincisi ortamın tekrarlanan ve tanınmış olan bir alışılmış haliyle görünen, salınımlarının size; güven hissi vermesidirler.
İkincisi de bu tekrar eden salınımın üzerindeki fark salınımların sizde ölçme değerlendirme kriterinizi oluşturur olmasıdırlar. Böylece tekrar eden referans salınımla, fark salınım arasındaki ölçmeler sizde seçme ayıklamaya değin değerleme beceriniz olacaktırlar
Tekrar eden ortam salınımlarının size yansıyacak ve üçüncü bir duyum ve değerlendirmesi olacaktır. Bu üçüncü mekanizmayla siz; ortama dek ortamın monoton olan yapısı sizde, ortamdan bıkmanızın ve o çevreyi bir an için terk etmenizin yansıması olacakla belirginleşecektir. Bu ortamı terk etme duygu belirmesi sizin de, çevrenin dışına çıkma hissiyle dolmanız olacaktır. Bu üçüncü bir duyum hissiniz olacaktır. Bu kabil terkçi duygu kapılımı size, merak hissi verir. Yani, bağıntılar çelişmelerinizdir de.
Ego çevresi çelişkili birliktir. Her çelişki bir deviniş eğimi olmakla da neden olma sürüklemesidir. Yani egonun alıştığı ortam şu anda egoyu dört biçimde etkilemektedir. Birincisi çevre monotonluğu egoda bir bıkma esnemesi oluşla o ortamı terk etmenin merakçı olma eğimini vermektedir. İkinci olacakla, monoton ortamdaki farklı dalgalanmalar sizin ölçme değerlendirme yapıp farkı algılayan bir duyum kaynağınız olmalarıdır.
Monoton (istikrarlı) ortamların üçüncü çelişki ve yarar neden ilişkisi de bilinen dengeli (monoton) ortamlar sizin iletişe bilme, nasıl davranacağınızı bilmenin bir aitti eşilmesi girişme alanı olmalarıdır. İstikrarlı (monoton) ortamların dördüncü yarar neden çelişkiler birliği olması da; bu bilinen güvenli ortamın, sizde; sizin güven içinde olduğunuz duygusunu pekiştirmesiyle kaygılarınızı indirgemesidir.
Hayat egoca ve böylesi çevre girişmeli bu zorunluluğuyla; kendisi bir nedendi. Neden olan kendisi bir sonuçtu. Ve sonucun tekrar neden olması eytişimi içinde süreç çevrimini dayatmıştı. Bu da merak eğilimidir. Merak eğilimi öyle garabet olan bir bilinmezlik değildir. Tam bir bilinir nedendir. Ben diyen egonun sağlayıştıları, yine egonun sağlanıp, sağlanamamasına değin kaygıların denetlenmesidirler. Kaygıların sağlanması haz; sağlanamaması eleme dek duygu davranışlarını desteklerdi. Bu yüzden eğilimler içindeki egonuz, saldırgandırlar.
Daha önce de belirttiğimiz gibi kişise ego, sosyal yaşamlarınız içinde, kişiler egosu olmazlar. “Sosyal özneler egosuna” dönüşmesiyle sosyalleşirler. “Sosyal özneler egosu” olurlar. “Sosyaldi bilen ben” ve “aidiyetliklerle”, bir özgecilik tutumudurlar. Özgecilikle, egonun öfkeli saldırganlık eşikleri, indirgenir. Dıştan dolaşarak sağlansan olan, özgecil ego; bu özgecil sağlatımların kaideci tutum etkileriyle kişilerde ruh sallaşırlar. Böylece, tekildi ego ruhsallığının üzerine; özgecil olanın ruhsallığı, giriştirilir.
Merak, egonun çevre uyaranlarına karşı tehdit oluşmadan evvel, çevreyi sınayan, bu sınamayla seçme ayıklamasını yapan bir kişi, çevre giriştirmesidirler. Onun için sizler çevrenizi araştırırsınız. Ve kaygıdan sıyrılırsınız. Ya da araştırmanız, kaygılarınızı artırarak sizi kaygı kaynağından kaçınmaya zorlar.
O halde merak eğilimi bir yanıylşa da egonun kaygılarından kaynaklı bir araştırmanın eğimidirler. Kaygılar, tehdidin bilinmesine; araştırılıp tedbirinin alınmasına yönelik, bir ego eğilimidirler. Siz tehdidini kestiremediğiniz ortamlarda, daima huzursuz ve tedirginsinizdir. Aslında aitti tutumlarda kişilerin tedirginliğini kaldıran bir bilme bir kararlı olmanın huzurudurlar. Aidetti tutumlarınızla da, huzursuzluklardan kurtulursunuz. Sizin merakınız, bir eğilimi sonuç olacakla yaşadı mı; siz de, bu sonucun, kendi yansımalı olacak nedenlerini yaşamaktan kurtulamazsınız.
Sürecek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.