- 1266 Okunma
- 16 Yorum
- 0 Beğeni
Dünden bugüne...
Hasta yatağımdan kalkıp, akşamdan kalma çorbayı kaşıklarken, isyan etmeye hakkım var mı yalnızlığıma?
Üstelik bunu kendim istemişken.
Çorbanın içindeki her biber zerreciği, hayatın acısından daha mı çok yakar yüreği?
.../...
Dün ile bugünü kıyaslarken sık sık "Ah eski günler!" demez miyiz çoğumuz?
Ne vardı eski günlerde özlediğimiz?
Antika değildi ki geçen günler, bir kenara saklansınlar.
.../...
Biran, ebemi getirdim de gözümün önüne, savura savura sütü pişirirken ocak başında, nasıl da dalardı gözleri alevlere.
O gözler ki, neyi görür neyi düşlerdi kim bilir? Alevlerin arasında dans ederdi; bütün gençliği.
Sevdaları...
Yumak yumak otururdu yüreğine anlatamadığı.
.../...
Annem!
Yalnız yatağında babamı beklerken; ne hayaller kurardı kendi kendine. "Ah! Bir gün de ben gitmeden gelsen şu eve!" derken, kulakları çıngırak seslerini dinlerdi gecenin karanlığında.
Dedemin tekmesiyle kapısı açılıp;
"Kalk gelin! Öğlen oldu, oduna gideceğiz!"
Narasıyla irkilen annem, düşlerinden sıyrılırken; daha tan ağarmamış olurdu dağların ötesinden.
Sen!
Gençliğini yaşamamış kadın!
Yüreğinde onca çığlığı neden biriktirdin?
Tırnaklarınla yeri kazıdın da ne oldu?
Geceler boyu ağlaman dereleri mi doldurdu?
Yoksa çöllerde vahalar mı oluştu?
Gökten yıldız toplayıp yatağına alaydın ya, yalnız geçen gecelerinde belki ısıtırdı seni.
.../...
Ve ben!
Onca kalabalıkta, bir elimde su tası bir elimde taş, ayaklarımı yıkarken kuytu bir köşede, yalnız değil miydim o zamanlar?
.../...
Şimdi!
Ne değişti o günden bugüne?
Süt pişiriyorum ben de.
Ocağın şekli değişse de, alev, aynı alev.
Gözlerim dalmış, ebemden de derinlere.
16.10.2011 / Emine UYSAL
YORUMLAR
Değerli arkadaşlarım, rahatsızlığım için hepinize ayrı ayrı cevap veremediğim için üzgünüm. Yazıma yorumlarınızla verdiğiniz destek için hepinize çok teşekkür ederim. Hepinizin fikri benim için önemli.
Saygılarımla.
Aysel AKSÜMER
ninelerimiz belki o zaman sadece o anı gidenin ardından oluşlar vardı akıllarında. oysa artık bizler yürek yangıları acıları ile derinliklerimizle boğuşur olduk. onlar kadar yalın olabilseydik daha mı mutlu ederdi hayat demeden edemedim canım... sevgilerimle çok hoş bir yazıydı...
cok güzeldi anlatim.... sevgili Emine ustaligin nasil da belli oluyor. yine harika bir sunum olmus.
zaman tüneliydi.. bizler de daldik icine....
//Antika degildi ki anilar bir kenara saklansinlar //
bunu ayri koydum . ve Hayyam'in bi rubaisi geldi aklima.
bu gecenin son gece olmasi da var
emret gül rengi sarabi getirsinler
gafil! gittin mi bir daha dönüs yok
altin degilsin ki seni gömüp cikarsinlar
sevgilerimle.....
Şimdi…
Ne değişti o günden bugüne?
Süt pişiriyorum ben de.
Ocağın şekli değişse de, alev, aynı alev.
Gözlerim dalmış, ebemden de derinlere…
.....Dünden Bu güne yapılan duygusal yolculuk ister istemez bizi de kattı o arabanın içine.
..Okudukça kendimizden de bir şeyler yaşadık içinde. Kâh gülümseyerek, kâh hüzünlenerek.
..O tatlı anlatımınızla yaptırdığınız güzel yolculuk için yürek dolusu saygılar ve selamlar size.
......Hoşçakalın, sağlıkla kalın.
Emine Hanım,
Çok duygusal bir yazı olmuş ama bence sakıncası yok.Zühre ninemle,dedenizin sözleri ne kadar da birbirine benziyor:
Tütün zamanı,ninem alt odadan yattığım odaya vurur,"kalk oğlum,öğlen oldu" derdi.
Kalkardım isteksiz de olsa.
Saat daha sabahın sekizi...
Haklısınız...Duydular değişmez...
Geçmişte annelerimizin yaşadıkları bir başka çileydi..şimdi teknolojinin getirdikleri yanında götürdükleri bir başka...Ocaklar değişti..alev aynı..
Annem tezek alevinde yemek pişirirken gözleri daima ağlardı....Ama yaşamının sonuna kadar ah o günler diye sayıkladı...
.........İşte çelişkilerimiz.....
....Güzel anlatım....şiir gibi..Kutladım selamlar