- 1197 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
IRMAĞIN İÇLİ SESİ:ATASOY MÜFTÜOĞLU...
Emeti Saruhan’ın kendileriyle geçen hafta Yeni Şafak’ ta yapmış olduğu röportajdan alıntıladım bu başlığı. Bizim kesimin ağabeylerinden Atasoy Müftüoğlu’ndan bahsediyorum..Doyumsuz sohbetinin,derinlikli,zihin açısı ikramının yanısıra kibarlığını ve konukseverliğini de aktarmak isterim..Belli ki rahatsız. O gün Eskişehir’in soğuğuna ve yağışlı havasına rastladığımız bu cuma günü sevgili Turgay Yılmaz’la kendilerini ziyaret etmek istedik.Cuma namazını Reşadiye de yağmur altında kıldıkdan sonra Atasoy abinin mütevazı ofisnde kednimizi bulduk.Ortada sehpada açılmış vazyette belli ki gelenlere ikram sadedinde simitlere bakarken, çay söylemek istediğinde Turgay’ın, abi ben söylesem dediğinde; ’yasalara aykırı ’deyişi o konuksverliğinin güzel bir yansımasıydı zihnimde kalan...Bursa’dan bir grup arkadaşla gerçekleştirecektik bu ziyareti ama nasip bugüneymiş.İşim gereği Ankara dönüşü yolum Eskişehir’de kesişti. Turgay’ın düğün telaşını bahane ederek hızlı trenle saatte 250km hızla 1.5 saatte Eskişehir’e ulaştım ve Cuma namazı sonrası Atasoy abinin mekanında o sadeliğiyle, kendinden emin görüntüsüyle ve de gelen herkese verdiği o güveni, o intibayı kendimde buldum...
Dertlerimiz hakkında acı reçeteler yazan adam Atasoy abi.Yardım kavramından bahsederken öylesne ironiler yaptı ki: sadece hayranlıkla dinledim.Odun kömür ,gıda, konut yardımını elbette önemsemeliyiz, onları yapanlar var, belediyeler, stk’lar ama bizim başka şeylere ihtiyacımız var dedi ve ekledi: bizim zihinsel yardıma ihtiyacımız var...bu alanda yaptığı, ön ayak olduğu çalışmalardan, isimlerden bahsetti...
Üretemediğimizi, aklımızın tarihte asılı kaldığını, bir yerde takılı kaldığını söyledi bu bana Daryush Shayegan’ın ’Geleneksel Topulmlarda Kültürel Şizofreni’ isimli eserinde de bahsettiği gibi ’tarihte tatil’i’ hatırlattı..Tarih felsefesinin altını çizdi,önemine vurgular yaptı ve bunu isbatlarcasına adeta ofisinden ayrılırkan gelenekselleştirdiği konukseverliğini banada hediye ettiği ’Modern Ortadoğu Tarihi/W.L.Clevelant ’ isimli oldukça hacimli bir eseri taktiminde anlamış olduğumu ve bu ikramın simitten,çaydan lokumdan daha iyi geldiğini belirtmek isterim..
Tarih felsefesiyle kasdının ’büyük adamlar/küçük adamlar ’ gibi bir indirgemeci yada övgüye dayanan yaklaşımın olmadığı, bir ’ düşünce tarihi ’ perspektifine sahip olmamız gerekdiğinin altını çizdi.Tarihi, bir bütünlük içinde düşünmek, kendimizi olaylar,nesneler, yerellik üzerine hapsetmememizi, kapatmamamızı, daraltmamamızı, ısrarla vurguladı.Bugünün tarihi,bizleri sayısal olarak istatiksel malzeme olarak görüyor ve bunun bize bir saygısıslık olduğunu, pasif edilgen bir nesne olmadığımızı ancak bir düşünce tarihi yaklaşımızla anlayabiliriz ve de aşabiliriz dedi...
ırmağın bu içli sesine kulak vermeliyiz...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.