ÖNYARGI
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bir anlık içdöküm halidir.Tüm okurlardan yazım ve anlatım hatalarımdan dolayı özür diliyorum.Edebi nesir yazımı konusunda çok fazla tecrübem yok malumunuz.Sadece duygu ve düşünce paylaşımı olarak görmeniz dileğimdir.
Şimdiden sabrınız için teşekkür ederim sevgili dostlar.
Ne kadar zordur bir insanı tanımak. Onu bütün boyutlarıyla gören, hakkında doğru öngören olmak diye düşündü kendi kendine. Her zamanki paradoksal gelgitlerinin arasında…
Bir önyargıydı her şey ilkönce. Kim inkâr edebilirdi ki insanda önyargı olamayacağını. Her şey önyargıyla doğmuyor mu? Bütün varoluş bu önyargı üstüne kurulmuyor mu? Beğeniler, tutkular, nefretler, kavgalar, sevgiler… Kısaca bir insanın ömrüne sığan, sığacak olan tüm oluşlar ve kararlar!
Önyargı aslında sanıldığı kadar parçalanmayı gerektirecek bir olgu değildir.Zaten çoğu zaman buna imkanda verilmemiştir.İnsan doğası gereği sevgiye ve güzelliğe meyilli olduğu için olumsuzluklara doğuştan ket vuran, onlara kalkan olan bir yapısı vardır.Derinlere en derinlere indiğimizde aslında her önyargı için yanlıştır diyebilir miyiz ?
Hiç mi haklı çıkmadık ? Hiç mi evet ben şüpheleniyordum ama emin değildim cümlesini kurmadık ?
Yanlış olduğu kadar en az doğruyu da kapsama ihtimali yüksek bir oluştur önyargı bana göre.
Falanca iyidir- hoştur güzeldir… diye ispatsız bir düşünce silsilesiyle çıkılan, en basitinden bir arkadaşlık ilişkisinde ilerleyen zamanın ve meydana gelen olayların şahitliğinde önyargının doğru ya da yanlışlığını test etme imkanını buluruz .
Evet, Olaylar ve zaman bizi şahitliğinin yanında sürükleyici etkisiyle öyle bir noktaya getirir ki artık önyargının bizi başta bıraktığı yerde değilizdir.Bizde zaman, olaylar ve muhatap ile birlikte ilerlemişizdir.
Burada önemli olan artık önyargının kendisi değil ondan birincil derecede etkilenen olarak geldiğimiz yerin bize yansıttığı, yaşattığı olgulardır.
Bu yer eğer, yola çıkarken gelmek istediğimiz yer ise ne âlâ…Altıncı hissi kuvvetli, hatta kâhin gücüne sahip kişiler olduğumuz bile söylenebilir.
Yâ değilse …? Ne zamanı geri çevirecek kadar güçlüyüzdür, ne de kişiliğimizi öz benliğimizi hatır için değiştirecek kadar insanlığımızdan vazgeçmiş.
Peki ne yapmalı ? “ Her şey için çok geç “ dediğimiz saatin gongu çaldığında … kulaklarımızı mı tıkamalı ? Gözlerimizi mi kapamalı ? Yalandan kurduğumuz dünyaya gönüllü olarak kendimizi ömür boyu müebbette mi yollamalı ?
Çözümlemenin ve anlamanın çok sayıdaki olası perspektiflerinden, hangisinden yola çıkmalı ?
Kendi içine dönüp yine, yine kendinle amansız bir yargılamanın içine düştüğün o an da işte en başta yapmadığın belki de yapamadığın yargılamanın en uzun celsesi başlar…zamanlar ve mekânlar ötesi o yerde…
Hakim vurur tokmağa kendisinin temsil ettiği varoluşsal gerçeğe yapılan saygısızlığa büyük bir isyan ve hırsla !
—“Sanık kalk ayağa “
Akıl disiplini kurallarını ihlâlden suçun sabit görülmekte.Doğru ile yanlış tartısına koymadan hebalığına ucuza sattığın ömrün senden şikayetçi .Var mı savunman ?
— Var Sayın Hakim Beyim,
— Aklın sesine tıkanır bazen kulaklar siz bilir misiniz duymamak ne demek ? Sağır oldunuz mu hiç ? Sağırlaştırılmak belki de !
— Bir ayna vardır bakarsınız kendinizi görürsünüz.Sizin gibi gülüyordur güldüğünüz şeylere, siz ağlayınca ağlıyordur hani sonra yaklaştığınızda dayanıyordur bile omzunuza an’ ı anlamlandırıyordur sizinle…
— Gözler hem sonra duyulandan ya da duyulmak istenilmeyenden daha hızlı giderler hedefe. Daha öndedirler her zaman. Daha etkilidirler hem ayaklara…
— Gördüm. Kavrayamazdım aynanın ardındaki sırrı. Geçemezdim.Bilemezdi insan yanım , iyimserliğe bu kadar açıkken kötünün ürkütücü gerçek varlığına ilişkin sırrının aynanın arka plan üzerinde irdelenmesi gerektiğini…
— Görünenin ardında görünmeyen ne kadar irdelenebilir hem sonra gösterilmedikten sonra hem de ilk aşamada… Hem bir tek ben miyim suçlu ?Aynanında sanık koltuğunda şu an burada yanımda olması gerekmez mi?
— Gösterilmeyeni yargılamamaksa yargılanma sebebim, önyargı göstergesinde ve derecesinde olmalı verdiğiniz infazen karar
— Önyargı yanlışlığı kesinleşmiş yargı değildir Hakim Bey , sonucuda doğruluğu kesin olmayacaktır bu böyle biline…!
— HAKİM…….KARAR
— …
Şükran AY
Deneme yazımı güne taşıyan saygıdeğer; kurul üyelerine ve yorumlarıyla desteklerini esirgemeyen sevgili dostlarıma şükranlarımı arz ederim.Yazın hayatımda yanımda oluşunuzla verdiğiniz güç için müteşekkirim her birinize.Selam, sevgi ve en derin hürmetlerimle.
YORUMLAR
eşimin rahatsızlığından dolayı çok yoğunum....yeni neti açtım favori listemde olduğunuz için hemen uyarıldım... güne düşmüş çok yakışan olmuş bu kalem her şeyin üstesinden gelir...sen yine şiirlerde kal yazılar bölümüne takılırsan çoğumuz nal toplarız...can bilesin saygılarımla
Öyle hoş ele almışsınız ki...
"Bu yer eğer, yola çıkarken gelmek istediğimiz yer ise ne âlâ…Altıncı hissi kuvvetli, hatta kâhin gücüne sahip kişiler olduğumuz bile söylenebilir." Burayı okuyunca buruk bir tebessüm kapladı yüzümü. Büyük işler için yola çıkmak da aynen böyledir. Başarılıysanız kahraman başarısız olursanız da hain ilan edilirsiniz.
Düşünmediklerimizi düşündüren yazıları seviyorum.
Var olunuz Şükran Hanım.
Sevgimle.
İnsan, doğası gereği hep iyi şeyleri düşündüğü için çok zaman yanılıyor. Yazıda anlatıldığı gibi, aynanın arkasını görmek hiçbir zaman mümkün değil. Gördüğümüz zaman çok geç oluyor, olan olup kırılan kırılıyor.
Bu olguya ister ön yargı deyin, ister altıncı his deyin ne derseniz deyin ama bence insanca düşünmek diyorum. Bazen kendimizi koruma içgüdüsü ile temkinli davrandığımız kişi can yürekli çıkarken, can yürekli diye yaklaşıp koşulsuz sevip dost bildiğimiz kişilerin sonradan çıkar uğruna yaklaştıklarını nereden bileceğiz. Nereden bileceğiz bizi can evimizden vuracaklarını.
Aynanın sırrını delecek güce erişmedi henüz gözlerimiz.
Bu güzel denemenin yazarı sevgili Şükran’ı kutluyorum. Çok güzel bir yazı…
Güne çok yakışmış.
Sevgiler.
Kötü bir histir önyargı. Ama hangimiz kullanmamıştır ki? İlk gördüğümüz tanıştığımız birisine karşı,
Birinin beklemediğimiz davranışlarından sonra veya birinin kılık kıvafetini bakarak, kim? ne? olduğunu
tahmih etmeye çalışırken. İlk intiba da deriz bazen hafifleterek. Kiminde haklı çıkarız, kiminde
acımasızlığımızdan utanırız ama ne yazık ki var işte insanın doğasında.
Sevgiler :)
Kesin kanaat ile olabilirlik ihtimali ile arasında fark vardır elbette!
“ Ben, dükkânıma gelen her müşteriyi beni dolandırmaya gelen biri gibi görür, öyle tedbir alırım “ diyen eski ve âkil esnaflarımız ile dükkâna girer girmez polisi arayıp “ dolandırıcı dükkânıma geldi, koşun! “ diyen esnaf ve onların anlayışları arasında bir fark olduğu gibi…
Bazen altıncı his, bazen tecrübe, bazen günümüzde çok kullanılmaya başlanılan “ elektrik alıp alamamak “ hepimizde bazı kanatlar oluşturabilir ve bu çok normaldir. Tehlikeli olan bu duyguların kesinliği belli olmadan, delil ve ispat aşamasından geçmeden vereceğimiz kararlar ve söyleyeceğimiz sözlere hâkim olmasıdır.
İşte tehlikeli olan bu galiba!
Eyvallah Şükran Hanım!
Çok önemli bir konuyu işlemişsiniz gönülden kutlarım,,,
önyargı hakında önemli sayıda kitap ve bilimsel makale okumak mümkün çünkü önyargı birey den topluma ülkeden dünyaya
kadar uzanan derinlikleri ve hacimi olan irdelenmesi gereken önemli bir konudur
acizzane bende bukonuyu irdeleyen kaynaklar dan yaralanarak önyargı ile ilgili yazı kaleme almak üzereidim,
okuyucuya önyargı ile öngörünün arasındaki derin faklılığı anlatan ve sonuclarınıda aynı şekilde göz önüne seren bir yazı
umarım sizin yazınız kadar başarılı olur...
güne gelen yazınızı gönülden kutlarım.
Selam ve saygılarımla,
Serhat Bingöl tarafından 10/16/2011 3:55:52 PM zamanında düzenlenmiştir.
".... Her şey için çok geç “ dediğimiz saatin gongu çaldığında … kulaklarımızı mı tıkamalı ? Gözlerimizi mi kapamalı ? Yalandan kurduğumuz dünyaya gönüllü olarak kendimizi ömür boyu müebbette mi yollamalı ? ....
Hepimizin yaşadığı ama yaşamak istemedi duygular... yazınızı severek okudum, kaleminize sağlık ...
önyargı hepimizde vardır mutlaka. var olmaya da devam edecektir.
ama önemli olan bunu zarar getirecek bir boyuta taşımamak elbet.
yoksa insan olupta öfke,kin,nefret,isyan ve bg duyguları taşımamak mümkün değil.
zaman zaman yoklamalı kendini ve yargılamalı insan.
işte o nokta dan sonra bütün suizan olan parçalar dökülüyor tek tek ömür ağacımızdan
çok sevgiler....dua ile...
Mehtap S.Hümeyragül DALLI tarafından 10/15/2011 5:04:08 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yanlış olduğu kadar, en az doğruyu da kapsama ihtimali yüksek bir oluştur önyargı, bana göre.
Bence yazınızın en can alıcı cümlesi bu. Önyargıya kurban giden de, en az önyargı sahibi kadar, bu eğer suçsa ve yanlışsa, o da suçludur. Önyargı kendi güvenlik ağımızı her anlamda örmek için birtür çevremizi kuşatan şeyleri tanımak mecburiyetinden doğar. Yaşamak için tanımalıyız, hemde güvenle...Yeterince tanıyamıyor ve nesneleri, şeyleri, insanları..Bunda biraz da onların suçu olduğu muhakkak. Onlar, o, öteki, kendini yeterince ele vermiyor, çevresine yeterince güven aşılamıyorsa, muhatabın suçu ne ? Herkesi tanıma ihtimalimiz, kendisini eleverdiği kadardır demekte bir mahsur yok. Karanlıkta kalanlar için elbet bir önyargı oluşacaktır ki, bu da çoğu zaman olumsuzdur. Önyargı olumsuzluk yüklenmiş bir yargıdır daha çok. En azından algılamalar böyledir genelde.
Sağırlaşmaksa genelde, Rahmetli Cengiz AYTMATOV'un mankurtlaşmak olarak hikayeleştirdiği bir unutma, unutturma halinden ibarettir. Evet bazen isteyerek ve bilerekte insan hem kendisine, hem başkalarına sağırlaşarak vaziyeti aşmak ister. Önyargıya neden olan biraz da insanlığımızın bu yüzüdür.
Haddimi daha aşmiyim. İrdeleme yapan güzel bir yazıydı. Sizin yazılarınız çok değerli, çünkü çok az okuma şansımız oluyor.
Yürekten kutladım.Selam,saygı...
hyazici58 tarafından 10/16/2011 12:08:55 AM zamanında düzenlenmiştir.
Şiirde olduğu gibi düz metinde de harikalar yaratmışsınız ve çok güzel bir konuya değinmişsiniz, herkes önce kendisi bir empati yapsın, sonra kişilere önyargılı yaklaşımda bulunsun bazen ön yargılar insanı hataya düşüre bilir, eğrisi ve doğrusuyla hata kula aittir. Herkesin yanlış ve doğruları vardır kimse mükemmel değildir, kutlarım can arkadaşım kaleminiz kılıç kadar keskin olsun, sevgi ve saygılar gül yüreklim...
UMUT ve DOSTCA