Öyle işte
Yalanın ta dibinden gelensindir aslında ama itiraf edemezsin kendine.Bir zaman sonra geçmişe sarar öfken,gözünün önünden film şeridi gibi akar yıllar.Nedendir bu öfke gelip geçici olana,yüreğin insafı insanına bağlı değil midir? Kaçtın ve kovalıyor şimdi cümlelerim seni.Sözüm kadar konuşuyorum,tükendiği yere kadar.
Ne bileyim bitti yere kadar umutların,
Sonu geldiği kadar hayallerin,
Omuzlarımdaki melekler istifa edene kadar.
Alışmışken günah işlemeye sevabı öğrenmeye yeltenmeyecek kadar.
Dudağını hafifçe sağa kaldır ve gül şimdi,en lanet en pislik tebessümünü yansıt kağıda.Gitmeyene gitmeyecek olana yazılır mı hiç bunlar?Kalana konuşurum ben,gidene yazar...
Günün güneşin hesabını yapmayacağım sana,bunlar sıradan şeyler başlayan her şeyin bitmeside mecburi bunu anladık.Hesap sormak kafii!İnsan insanın canını yakmak için var zaten zannımca.Sen bunu da iyi bilirsin,öğretmenimsin.Yaşarken kolaydı izlemek caddeleri,yakalayabilmek insanların soluk suratlarındaki ifadeleri acı çekene gülmek,ağlayana saçmalık deyip sırt dönmek;Evet,evet! İzlerken çok komik...
Bu hayat bağımsız insanlıktan,yani inceldiği yerden kopsun durumunda artık.
Bilemiyorum sen ya da ben bu cambazlığın hangi kademesindeyiz. Yürü işte,ellerini aç ve yürü.Hani bi dengen olsun...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.