- 2280 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KIR ÇİÇEKLERİ
Yaban ellerde yetişir en nadide çiçekler. Kimse ulaşamaz, ya da ulaşmak istemez. Zordur işte onlara yaklaşmak. Derilmemiştir çünkü onlar, ve de göz hapsine konmamıştır. Nitekim, öylesine oyuncağa dönüşmüş çiçekler gibi değillerdir de. Kokuları başka, asaleti başkadır. Sanmayın ki onların dili yok, kalbi yok, duyguları yok! Olay aslında çok basit.. Var olmak, sadelikte ve asalette.. Nitekim zordur işte onların hayatı. Hatta zor gelir bazılarına onların meşgaleleri. Ata, onlar için her şeydir. Söz büyügündür, sus küçügün…! Durulması ve konuşulması gereken yerleri iyi bilirler. Gevezelik ne hadlerine düşmüş. Onların kalpleri de mühürlüdür, her önüne gelen çalamaz kapılarını. Onların hayalleri danteldir, oyadır.. Aslında hayalleri bembeyazdır. Bilmezler öyle alengirli işleri. Zaman işte.. Kirletiyor en masum gülüşleri..
Mataf sanırlar bazıları, çiçeklerin masumiyetinin arkasına sığınmayı.. Oysa mataf, en az onlar kadar saf olup, aslan kadar da yürekli olmaktır.. Kimilerinin dünya nimetleri kör eder nefsini. Onların ise, inançları köreltir nefsini… Şimdi soruyorum size; -O kadar güneşe hasret kalan kardelenler, ne diye isyan etmiyorlar ki? –O kadar beyazlar içinde esaret altında kalan, o nadide çiçekler ne diye şımarmıyor ki…?
Sonuç olarak; güle ulaşmak kolaydır.. Herkes için, biraz olsun anlamı vardır. E olsun artık, onunda sapında dikeni. Kolay mı ki, kardelenler gibi en soğuk, en yüksek yerlerde el sürülmeden kalabilmek.. E olsun artık, gülün de o kadar dikeni.. Yoksa ne anlamı kalacak, kolay ile zor arasındaki tercih nedeni…!
14.10.11 – Kadir Sarıtaş