Pişmanlık
Usulca arkasından yaklaştı kadının. Ağlamamak için zor tutuyordu kendini, hafifçe dokundu omzuna, eli de sesi gibi titriyordu.
- Emin misin ?
Diye sordu.
Odada da her şey dağılmış halının üzerinde kullanılmış bir çok kağıt mendil bulunuyor du. Kadın ayağı ile terliklerine yapışan kağıt mendili itip geriye döndü. Yüzünde yüklü yağmurların verdiği kasvet vardı.
- Eminim dedi.
Belki binlerce kez düşünmenin verdiği umutsuz ses tonu ile. Kulakları uğulduyordu adamın sanki şimdi başı dönecek ve yıkılıp kalacaktı dizlerinin üzerine. Yutkundu, bir şeyler söylemek istedi ama oda farkındaydı kelimelerin artık yetersiz kalacağının.
Sustu …
Kadın tekrar;
- Eminim dedi.
- İkimiz içinde en iyisi bu.
- Zaten maddi kaygılarımız çok fazla böyle bir dünyaya çocuk getirmek o doğacak çocuğa kötülük yapmaktan başka bir şey değil.
- Bu gün doktora gidip çocuğu aldıracağım. Ne bileyim belki daha ileride durumumuz düzeldiğinde tekrar düşünürüz.
- Her şeyi aslında onun için yapıyorum ve ileride bizi suçlamaması için.
Erkek;
- Her insan bu dünyaya rızkı ile gelir bunu biliyor olman lazım, bizim yiyecek bir lokmamız olmasa bile eğer onun nasibinde krallık varsa kral gibi yaşar yoksa da sadece Allahın ona verdiği ile yetinir. Bu kararı bu noktadan sonra vermek bizim elimiz demi sence Allahın verdiği bu hediyeyi kabul etmemek ona karşı nankörlük olmazmı
Kadın;
- Ne hediyesi be adam Allah bize bir hediye verecek olsaydı bize her şeyin en güzelinden verirdi. Bolluk içinde yaşar günümüzü gün ederdik. Bence sen yanılıyorsun bu kadar sıkıntı yetmezmiş gibi bize birde bu çocuğu gönderiyor zaten yarı aç karnımızı iyice aç bıraksın diye.
Adam öfkelenmişti artık kadının bu kadar insafsız olmasına anlam veremiyordu sonunda o canı taşıyan yine kendisiydi. Allah onlara sağlık sıhat ve güzel bir yuva vermişti ama bu kadın sanki onun sevip evlendiği kadın değildi birden bire değişmiş ve hiç olmadığı birisine dönüşmüştü.
Adam son bir cümle söyleyecekken kadın birden yere yıkıldı. Ambulans kapıya yanaştığında sadece soluk almak dışında hiçbir belirti göstermiyordu. Ambulansın çığlığı sokağı boşaltıp ortalığı derin bir sessizliğe bırakmıştı.
Aradan tam 15 sene geçmişti.
Adam anahtarı ile kapıyı açtığında içeride şarkı söyleyen anne ve kızın sesi geliyordu. Yavaşça salon kapısına yaklaştı. Sırma saçlı güzel kız çocuğu annesi ile beraber radyodaki şarkıya eşlik ederek şarkı söylüyordu kız birden annesine sarıldı ve onu kollarında güç kalmayana kadar sıkıp yanaklarından öpmeye başladı. Neşelenen adam onlarla beraber şarkıya eşlik etmeye başlayınca işten geldiğini anladılar.
Baba neşe ile;
- Kızım sen Allahın annen ile bana en güzel hediyesisin.
Diye seslendi. Ve kızının yanına gidip yanaklarından elleri ile tutarak sevgi dolu bir bakış attı.
Arkasından;
- Haydi annene düzgün bir şeyler giydir bugün doktara kontrole gitmemiz lazım dedi.
-
Kadının yüzü mutluluktan gülüyor ama gözleri pişmanlıktan ağlıyordu.
Keşke Allahın verdiği bu hediyeyi anlamak bu kadar zor olmasaydı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.