14
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
618
Okunma
O değil de;
Dün akşam telefonuma bi mesaj geldi. Prenses Sümeyye, ’akşam bize balık yemeğe bekliyoruz Esma teyzeciğim’ demiş.
Dün akşam için önceden planım olduğu için balık ziyafetini bu akşama erteledik.
Eskiden de buna benzer şeyler yapardı. Evlerimiz çok yakındı aramızda bir sokak vardı. Sabahın saat 9’unda uykumun en güzel yerinde telefon çalardı. Eskiden nerde öyle telsiz melsiz...
Uyuzlanarak yataktan kalkıp bakardım telefona,
’Esma teyze ben acıktımmmm’
’Acıktıysan kahvaltı et’ diye posta koyardım ama sanki o lafı ona söylememişim gibi ’ben tabağını masanın üstüne koydum çatalını bıçağını peçeteni...’
3 yaşında falandı o zaman. Öyle tatlı öyle masum söylerdi ki bende ne uyku kalırdı ne bişey. Bir yaş küçük olan kardeşi Nurbanu da, ’hadi gell’ diye cızıklardı.
İkisinin de hemen hemen boyları aynıydı. Annesinin sayesinde kıyafetleri aynıydı... ikiz gibi... İkizleri de niye öyle bir örnek giydirirler hiç anlamam...
Sokakta görenler ’bunlar peşpeşe olmuş galiba’ derdi.
Sümeyye telefonda bana dert anlatırken arka fonda annesinin kahkaha sesi gelirdi,
’hadi hadi koş bekliyoruz’
- Sümeyye, o annene söyle duygularımla oynamasın... derdim.
Annesi... çocukluk arkadaşım/dostum... o’nun anne ve babası da annemin babamın eski dostu.
Prenseslerin babası da dayımın oğlu olur ama bizim dostluğumuz çok eskiye dayandığı için bunun pek de önemi olmadı.
Sonra bir kızları daha oldu. Beyza... Kurallara riayet edip üçü buldular... Gittiğimde Beyza’yı yanıma oturtmuyorlar, ’sen daha dün geldin çekil o bizim teyzemiz’ diyorlar.
Miniğin verdiği verdiği cevap,
-salak salak konuşmayın o benim de teyzem...
O değil de;
Dostumu saymazsak gittiğimde üç minik yürek beni bekliyor olacak ki prenses bugün 18 yaşında.
Bu gece sabahlarız artık.
O değil de;
İyi bayramlar.