4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1801
Okunma
Kadıköylü olmak bir ayrıcalıktır..sözünü duymayan Kadıköy’lü yok gibidir. Modalı olmak ise, ayrı bir zarafet, incelik ve bir kültür olarak algılanırdı yanı sıra. Kadıköy, İstanbul’un belki de hakkında en fazla yazılan, çizilen, sözü edilen gerçekten ‘ayrıcalıklı’ bir yerleşim bölgesi olmuştur. Her yazar, her anlatıcı; kendi dünya görüşü, yaşadıkları, tanık oldukları, gözlemleri, araştırmaları ve anıları doğrultusunda dile getirmiştir Kadıköy’ü renk renk. Çeşit çeşit. Kadıköy daha çok abideleşmiş edebiyatçılarımızla tanınıp bilinmiş olsa da. Sanat, bilim ve düşün dünyasının önemli, nadide isimlerinin. Sosyal ve kültürel alanlarda yadsınamaz emekleri olan, değerli yurtsever aydınların da vazeçemedikleri mekanları olmuştur. Kadıköy’e bu sayısız güzellikleri, değeri ve şiirselliği kazandıran özellikleri arasında fiziki yapısını, doğa ve denizin bitmeyen kucaklaşmasını, günbatımının doyumsuz seyrini de sayabiliriz. Edebiyatımıza ve Türk Musikisine damgasını vurmuş değerli isimlerin, evlerinde ağırladıkarı konuklarıyla sabahlara kadar süren sohbetli, şiirli, meşkli geceler birer efsane olurken. O güzelim Konaklar. Efsunlu bahçelerinde şakıyan bülbüllerin, sayısız güfte ve besteye imzasını atmış, Kadıköy/Modalı bir Hanımefendi olan Neveser KÖKDEŞ’in Ruhumda neş’e ’hayale daldım…şarkısında olduğu gibi, gönülleri bambaşka alemlere sürükleyen Köşkler de güneşi kapatırcasına yükselen betonlaşmanın kurbanı oldular geçen zaman içinde ne yazk ki.
Kadıköy-Feneryolu nüfusuna kayıtlı Dev Şair Nazım HİKMET RAN:
“Kim bilir belki bu kadar sevmezdik birbirimizi/ uzaktan seyretmeseydik ruhunu birbirimizin. Kim bilir felek ayırmasaydı bizi birbirimiziden/ belki bu kadar yakın olmasaydık birbirimize..derken bu muhteşem dizelerinde.
Can YÜCEL: Aşk yok bu memlekette gayri Cemal SÜREYA gideli beri..der.
Cemal SÜREYA’nın: Yalnız aşkı vardır aşkı olanın...sözleri bu görüşü perçinler gibidir.
Bir iddia üzerine soyadındaki ikinci ‘y’ harfini kaldıran Cemal SÜREYA’nın ayrıca: Kadıköy’ü dolaşırken mutlaka ceketimi iliklerdim. Fazıl Hüsnü DAĞLARCA’ya rastlarım diyen..sözleri ise, Koca çınar Fazıl Hüsnü DAĞLARCA’nın: Ben en temiz elbiselerimle başlarım yeni bir şiire. Bir şairin şiire saygısının, şairin şaire saygısından anlarım..dediği sözlerine duyduğu saygının zarif bir ifadesi olarak çıkıyor karşımıza.
Gerçek bir Kadıköy sevdalısı olan Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın vefatına değin yaşamını sürdürdüğü Kadıköy/Moda hakkında söyledikleri, bir Kadıköy Masalına yapılan şiirsel bir yolculuk gibidir…
“Ben İstanbul’un birçok yerinde ikamet ettim. Gezdim, gördüm yaşadım. Ama en çok Kadıköy’ü sevdim. Tabi Kadıköy eskiden bir başka güzeldi. Güzellik sergisiydi; çirkin kadın, çirkin adam, çirkin çocuk yoktu. Yada biz göremezdik. Kadıköy’e Moda’ya çıktığımız zaman üstümüze başımıza ayrı bir özenirdik. Kadıköy’ün kadınları hep güzel kokardı. Moda’da şık hanımlar gezerken yanlarına yanaşır koklardım. Gerçekten diğer semtlerdeki hanımlara göre daha bir başka kokarlardı. Kadıköy benim için hep farklı bir yer oldu. Kadıköy’ü çok seviyorum. Geçmiş dede severdim şimdi de seviyorum. Kadıköy’ü bu kadar güzel yapan bence buradaki yaşamın çeşitliliği, renkliliğidir.”