Gındırlanmalıyız El’azize
hayrettin taylan
23.23. 2010 * Gındırlanmak( yuvarlanıp gitmek)
Gözlerin düşlerimi savurmuştu bakışsız güncelerine. Güne gün olan ruhsuz akraların el aziziyim.
-El’aziz’e gidemedim. Yoktu aziz hatıraları.
Ay gecelerinden yoktu ;ama geceyi aya çeviren yüzün vardı.
-Usulca bir us geldi, topla türelinde düşleri. Yaşamak düşe döllenmiş, giden gitsin
Artık sen el aziz’sin . El alem bildi .
-Gındırlanmalısın yeni aşka. Meteriste saklanmalısın yeni meri gelsin diye.
Sen aziz bir kekliksin. Sana sunulmuş aşk baharları var.
-Sen uzaktan şakı.
Yagmur yağar;ama sen ıslanmazsın. Ki gidenin göz yaşlarıyla ıslanan biri yağmurda ıslanır mı ki?
-Damlanın müziği acıtır mı ? Bırak sızıların tele dokunsun.
-Bırak enerjisi biten gidişleri. Bırak kendini bırakılmış su gibi sonsuzları ütüle dalgalarla.
Hecenin koynundaki senli harflerin yürek faresiyim. İsminin ilk harfi peynir olmalı ya da aşkın ilk harfine benzemeli ki hep kemiriyorum.
-Daha alfabeni bitirmedim gitmelerin kedisi. Kovalama bu yürek faresi ıssız, sensiz, aşksız , inlerde.
Varlığını dürüp acıkmış sevdamıza dürüm yap, yorum yapsın yaşamanın lezzeti.
-Ay , ay yüzüne bakarak zülfünü tarıyordu. Duş ve düşten yeni çıkmış gibiydi.
Sen yanı çıplaktı. Baktım.Utanmaz adam deme El ‘azizem.
-Bu soyunuk rüyanın sonrasında kalamam zaten. Sen beni giymedikten sonra çıplaklığı kim giydirir ki.
-Ay ve şems aynı şey değil mi ki? Ben Mevlan ‘a olmasam da yürek doğrumuz aynı.
-İkimizin de ay ve Şemsi var. Ayşems olmuş. Ç’oğulların tutkunun bağrında ağlıyor. Toplam gül sayısı, toplam arı sayısına eşit değildi.
-Dahası sen bir çiçektin, ben binlerce arı.Sensiz bal yapmaya eğimliydik.
Çiçek çiçek kokan dünyana geldim. Çiçeğinin özünü sakladın.
-Özünde koparılmıştım zaten. Bal yerine zehir yapan umutsuz vakanın
künyesiydim.
Güllerin renkleri , kadınların vücutlarını tümler . Hangi gül , hangi vücudun
sıcaklığı saklar bilemedim. Her gül cinsini , her cins kadını şık yapar.
Senin sevmen kitaptan çıkarılmış olmalı henüz rastlayamadım. Yoksa kitap gibi güzellerin sayfa aralarında seni göremedim mi bilemiyorum.
-Kesintiye uğramış bu elektriğin barajı sensin. Damlalarını saklama. Aşk durmaz, aşk solmaz, aşk gitmez.Gitmek başka hüzünlere gebe kalmayı kabul etmektir.
Werther’in Acılarını yaşadım. Lutte de intihar etti. Werther benim için İsa yerine yeniden dirildi.
-Sakın Mehdi sanma beni. Ya da dünyanın sonu gelmiş gibi sen öyle hazırlan bana yeniden gelişini.
-Yaralı bir aşk için kan vermen gereklik kipinin çekiminde. Öldürülmüş aha karışmış cümlelerini nefret kitabından çıkar.
-Dahası yakıver her şeyi. Biraz tüllensin umutların.Biraz bakış açında geometrik şekiller kendini bulsun.
-Her açının her açıdan yeniden yaşanmaya dair formülleri sunulsun.
Formel kalmasın hormonel zehirlenişim.
Saçlarını uzatan suçlarım kestirsin biraz. Tam El’aziz delikanlısı olayım.
-Bahtımın karasını ucu sivri siyah ayakkabım sunsun.
Çığlıklarım kravıtını taksın. Şık ama soyut bir ben olacağım.
-Üst bilgeliğimden üst iyiler çıkacak. Bu felsefenin aşk düşüdür.
*Bütün bu karışık duruşlarda duru bir cümle gibi sendeyim.
Gereksiz sözcüklerim ve can acıtan hatalarım yok.
-Sen kadar aziz, sen kadar zelal, sen kadar kadir oldum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.