- 3693 Okunma
- 12 Yorum
- 0 Beğeni
KARİKATÜR BİR ÖZGÜRLÜK HAVARİSİDİR
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Karikatür Bir Özgürlük Havarisidir
KARİKATÜR BİR ÖZGÜRLÜK HAVARİSİDİR
Karikatürün Batı’ da ki doğuş ve gelişme sürecinde, o sanata asıl damgasını vuran ”Aydınlanma” oldu. Bu gülen düşünce, 18. yüzyıldan başlayarak, aklın ve bilimin yanında ve “daha insanca bir dünya” adına, geriliğe ve gericiliğe karşı silahlarını kuşandı. Savunduklarının başında “insan hakları” da geliyordu: Fikir özgürlüğü, emeğin ve emekçinin hakları, kadın hakları...
Ülkemize 19.yüzyılın sonlarında giren bu militan sanatın gündemini de, toplumdaki kavga belirledi.
Neydi, o yıllarda gündemin ilk maddesi?
Mutlakiyete karşı mücadele!
Karikatür, o mücadelede, en can alıcı hedefi kendisine amaç edinmiştir: Bir “Anayasa”ya kavuşmak! Çünkü Anayasa, keyfiliğine son vermenin aracıdır; ceberrutluğa, insan haklarını çiğneyen güçlere karşı, tek kale olarak onu görür. Bu mücadelede, karikatürcünün başı da beladan belaya girer.
Özellikle İkinci Meşrutiyet’te, fikir özgürlüğü daha somutlaşır ve yaşamsal olup çıkar. İmparatorluk batarken, Milli Mücadele döneminde, karikatürcünün gündemine “bağımsızlık” da gelip girecektir; çünkü bağımsızlık olmadan fikir özgürlüğü de olmazdı. Cumhuriyet kurulup da yeni bir toplumun inşasına girişildiğinde, “devrimler” vardır: Demokratikleşme başlamıştır, kılık kıyafet, alfabe, kadın hakları, “medeni ve siyasal haklar” başı çeker. Karikatürcü, işte o devrimleri, düşmanlarına, gericiliğe karşı savunacaktır.
Cemal Nadir’in bir yaptığı da nedir?
1950, bir dönüm noktasıdır: Toplum, bir “demokrasi” mücadelesi içindedir ve bir rejim değişikliğini gerçekleştirir. Başta “fikir özgürlüğü” olmak üzere, özgürlükler ve temel insan hakları daha güncelleşir. Bir tarih gelişir, patronlara karşı “emeğin ve emekçinin hakları” da gündeme girer. Onları savunmak, 27 Mayıs ve Anayasa’ sının açtığı ortamda daha da zengin bir çerçeve içinde olacaktır.
1950’lerle karikatürün tekniği de değişir: “1950 Kuşağı” dediğimiz Turhan Selçuk ve arkadaşlarının, sonra da arkalarından gelen kuşakların karikatür sanatına kazandırdıkları yeni imkanlar ve boyutlar, o sanatı daha etkileyici kılar. Bugünün karikatür izleyicisi, böylesi bir bağlamda, “gülen düşünce”nin ürünlerini izliyor; ve gülerken, daha da düşünüyor.
Özellikle de şu gelip durduğumuz tarih kesitinde, bambaşka bir tablo ile karşı karşıyayız. Bir süre var ki, “küreselleşme”, bütün tartışmalara egemen bir kavram. Her şey bir küreselleşme; ulus-devletlerin çapını aşan bir evrenselleşme çığırına tabi olmak zorundadır deniyor; tersi, tutuculuk anlamına gelir.
Güzel de, küreselleşme, kapitalizmin dümen suyunda ve onun değirmenine su taşıyor. Liberalizm her şeyi metalaştırıyor ve paraya dönüştürüyor; o kadar ki, bizzat liberalizmin kendisi, özgürlüklere karşı. Özellikle çift kutuplu dünyadan “tek kutuplu bir dünya”ya geçmekle, insanlık, gitgide palazlanan bir imparatorluğun, “Amerikan İmparatorluğu”nun sultası altına giriyor gitgide.
Böyle bir bağlamda, özgürlüğün karşısına dikilen tehlikeleri belirtmek; daha da çirkin bir çehreyle ulusların ve halkların karşısına dikilen savaş canavarına karşı, “barış”a kol-kanat germek gerekiyor. Sinema, resim, tiyatro, gündemini buna göre ayarlarken, karikatür de yanı başlarındadır. Zaten hep savaşa karşı barışın yanında oldu karikatür.
Açınız gazeteleri, bir ikisi dışında, ayak sürçen, kem küm eden kalemlerin yanı sıra, düpedüz gazetede savaştan yana yazıp çizenleri göreceksiniz; ama hiçbir gazetede, savaş çığırtkanı bir karikatüre rastlayamazsınız.
Rastlayamazsınız, çünkü karikatürün felsefesi, “çürüyüp dökülen”e karşı “daha insanca bir dünya” kurmaktır. Bu bakımdan karikatürün Aydınlanma Çağı ile göbek bağı sürüyor ve öyle bir dünya kuruluncaya kadar da sürecek.
O tür bir dünyaya inanmak, insan haklarının, daha da genel bir söyleyişle “özgürlüğün havarisi” olmak demektir. Sanatın her hali, bu anlamda bir havaridir; ama başı karikatür çekti, çekiyor... Alıntı
Çocuk Yüreği
gökyüzüne uzandım,
parlayan yıldızları tek tek elimle koydum
ışıksız yüreklere
yakar yeniden sandım, kaybolan sevgileri
birdenbire yıldızlar sönüp küle döndüler
yıldızdadır suç diye dönüp baktım geriye
yeniden gök yüzüne uzandım, ayı tutum
indirdim yavaş yavaş
taşlaşmış yüreklerin ortasına kondurdum
barış meşalesini yakar diye
umutla ayı bekledim durdum
taştan beter sertleşti yürekte o parlak ay
suçladım taştan ayı ve sönmüş yıldızları
şafakta dağların ardından güneş doğdu
yeniden umutlandım, yüce dağa tırmandım
son olarak güneşi kondurdum yüreklere
sönmez sandığım güneş birdenbire titredi
buzdan bir kalıp oldu, tüm evreni dondurdu
özür diledim aydan, güneşle yıldızlardan
yeniden çıktım yola barış sevgi adına
güneşten daha sıcak evreni ısıtacak
sönen ayla yıldızı parlatıp gökyüzüne
takacak
bir yürek aramaya
savaşta yetim kalmış çocuklara uılaştım
ödünç verdiler bana o saf temiz
y ü r e ğ i
güneşle yıldızlara
birdenbire parlayıp çocuğa sarıldılar
barış meşalesini elbirliğiyle yaktılar
Asi Karikatürist
Necva Kıyak
YORUMLAR
"Açınız gazeteleri, bir ikisi dışında, ayak sürçen, kem küm eden kalemlerin yanı sıra, düpedüz gazetede savaştan yana yazıp çizenleri göreceksiniz; ama hiçbir gazetede, savaş çığırtkanı bir karikatüre rastlayamazsınız.
Rastlayamazsınız, çünkü karikatürün felsefesi, “çürüyüp dökülen”e karşı “daha insanca bir dünya” kurmaktır. Bu bakımdan karikatürün Aydınlanma Çağı ile göbek bağı sürüyor ve öyle bir dünya kuruluncaya kadar da sürecek.
O tür bir dünyaya inanmak, insan haklarının, daha da genel bir söyleyişle “özgürlüğün havarisi” olmak demektir. Sanatın her hali, bu anlamda bir havaridir; ama başı karikatür çekti, çekiyor."
tebriklerim günün yazısına hayata kattığınız sevi yürekli erdemli düşün dolu eşsiz cümle güzelliklere iyi ki varsınız Necva dost..:)
sevgim saygım selamlarımla..
necva kıyak
sizler gibi aydın duyarlı dostların çoğalması dileğile bu tür paylaşımların da artamasını diliyorum.
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
sağolasın değerli dost..:)
mizah özellikle karikatür (çizi-mizah) haksızlıkların acıların yoğunlaştığı umutsuz dönemlerde cankuran simidi görevi yapmış mutsuzluğa panzehir olmuştur siz gibi değerli sanatçı dostlarımızın çoğalması dileğiyle sevgiler selamlar..:)
karikatür ilgimi çeken düşündüren bir sanat bilimsel olarak bilgilendirmeniz ve şiirle bütünlemniz çok güzel olmuş. ne olursan ol gel diyen Mevlanamızın sözlerini ifade eden resimde yerli yerinde kutlarım saygılarımla.
necva kıyak
Gülayşe DELEN
küresel bozulmalarda tek muhalif kalandır karikatür ve bir parça da şiir
güzel bilgilendirme sevgiler
necva kıyak
necva kıyak
Çok teşekkürler
Çok özgün bir konu seçilmiş. Karikatür 'sanatı' yaşamımızın içinde hem bu kadar yer edinip, hem de kıyıda köşede sıkışıp kalmaktan kendisini bir türlü kurtaramamış iyelik göstergesidir. Anlayan gülümser ve cebine doldurur cesurca söylemleri. Bu bir yaşam felsefesidir. Her şeyi Ti'ye almak değildir. Aksine bilinçli toplumların ortak dilidir karikatür. Yazının son kısmındaki 'alıntı' yazan paraf dikkatimi çekti. Sanırım; '...daha da genel bir söyleyişle “özgürlüğün havarisi” olmak demektir. Sanatın her hali, bu anlamda bir havaridir; ama başı karikatür çekti, çekiyor...' denilen yeri kapsıyor olmalı. Kullandığınız fotoğraf da beni düşündürdü. Belçika'da yaşayan arkadaşım da var, köyde süt sağan arkadaşlarımda... Hafız olan dostlarım da var, ateist olanlarda.. Alevi de, sunni de, kürt de, çerkez de, laz da.. vs vs.. İnsanları ayırt etmeden, insanı sırf insan olduğu için, bu kriterde değerlendirebilen 'insan'lara sanırım fazlasıyla ihtiyacımız var. Hem konu seçiminiz, hem üslubunuz, hem de eklediğiniz sembol niteliğindeki resim için kendi adıma teşekkür ediyorum. Tebrik ederim. Seçki kurulu isabetli bir yazı getirmiş güne. Saygılarımla...
fulyaa tarafından 10/11/2011 8:20:14 AM zamanında düzenlenmiştir.
necva kıyak
Yazı da, şiir de birbirinden güzel.
Ya adınız, ben ilk kez duydum. Bir de manasını açıklasanız :)
Sevgiler,
necva kıyak
Necva arapçadan geliyor şaiirane demekmiş:)
Billur T. Phelps
Teşekkür ederim bilgilendirdiğin için :)
özür diledim aydan, güneşle yıldızlardan
yeniden çıktım yola barış sevgi adına
güneşten daha sıcak evreni ısıtacak
sönen ayla yıldızı parlatıp gökyüzüne
takacak
bir yürek aramaya
.....Büyük bir beğeniyle okuduğum, anlamı ve güçlü anlatımı ile
mükemmel bir makaleydi.
.....Duyarlı yüreği ve usta kalemi yürekten kutluyor, saygılarımla selamlıyorum.
necva kıyak
Güzel anlatım..güzel çalışma..
Kutladım..Dünyayı seven gönlü...selamlar
necva kıyak
necva kıyak
Kemnur
birdenbire parlayıp çocuğa sarıldılar
barış meşalesini elbirliğiyle yaktılar
hiç sönmese.....devamlı yansa....karikatür harika yazı ve şiir muhteşemdi....saygılar
necva kıyak
necva kıyak
yorum içn teşekkürler Sn Ürgüplü