- 644 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
AZMİN ZAFERİ-3
Ahmet, teyzesini istediği yere götürüp getirmişti. Ama dersane saati geldiği için ödevlerini yapamamıştı. Büyük bir ihtimalle öğretmen babasına mesaj çekecekti ve o da akşam basacaktı fırçayı! İçinden “Niye geldi bunlar” diye düşündü. Ama yapacak bir şey yoktu. Küçük olmanın zararları diye düşündü. Dersane dönüşü eve gelirken aynı stresi yaşamaya başladı. Zaten dersler ağırdı bir de bunlarla uğraşıyordu.
Kapıyı anahtarı ile açmaya çalışırken eli titriyordu. Sonra kendi kendine “Ne oluyor canım! Alt tarafı ödev yapmadım diye fırça yiyeceğim. Sonunda ölüm yok ya”dedi. İçeri girdiğinde “Herkese merhaba” dedi ve doğruca banyoya gidip elini yüzünü yıkadı.
Babasının sesini duydu. Oldukça sinirliydi. Korkarak dışarı çıktı. Babası gördü ve “Ne haber koçum! Nasıl gidiyor?” deyip saçını okşadı. Fırça yiyeceğini düşünürken sevgiye karşılanması şaşırtmıştı onu. Ama evin içinde fırtına öncesi sessizlik vardı.
Babası biraz sonra annesine içeriye gelmesini söyledi. Babasına bir şey söylemek istedi. Babası ise “Sen yemeğini ye koçum” diyerek ona engel oldu. Beş dakika sonra ikisi de odadan çıktıklarında suratları mahkeme duvarı gibiydi. Biraz sonra babası teyzesini çağırdı. Onunla odaya girdi konuştular. Çıktıklarında teyzesinin ağlamamak için kendini zor tuttuğunu gördü. Babası “haydi yemeğe devam edelim” diyerek konuyu dağıttı.
Yemek sırasında bir şey konuşulmadı. Birden teyzesi babasına dönerek “Enişte bizim biletlerimizi alabilir misin? Bizim işlerimiz bitti. Dönelim artık” dedi. Annesi “Abla biraz daha kalın”dedi ama bunun formalite bir teklif olduğu belli idi. Teyzesi “Yok sağolun kaldık yeterince. Zaten işimiz de bitti. Ayrıca bizimde yapacak işlerimiz var dönelim artık” dedi. Babası sert ve kararlı bir ses tonuyla “Siz hazırlıklarınızı yapın. Ben biletlerinizi alırım. Yarın yola çıkarsınız” dedi.
Teyzesi “Biz yukarı çıkıp hazırlıklarımızı yapalım” diyerek yukarı çıktı. Annesi de arkasından çıktı. Babası Ahmet’e bakarak “Nasıl geçti bugün dersanen? Bir şeye ihtiyacın var mı?” diye sordu. O da babasına sevgi dolu gözlerle baktı. “Sağol baba” dedi. Babası a saçını okşayarak “Önemli olan senin tahsil hayatın: Gerisini boşver. Sizin okumanız için her şeyi yaparım. Siz keyfinize bakın”dedi. Ardından;
“Sen de kardeşini al odana çık. Derslerinize bakın! Çok geç olmadan da yatıp uyuyun. Sabahleyin kahvaltı etmeden okula gitmek yok dedi. Sonra kızınında saçını okşadı. Sende abinin sözünden çıkma ne derse yapacaksın” dedi. O da “Tamam babacığım. Sen merak etme. Ağabeyim benimle çok güzel ilgileniyor “ dedi gülümseyerek.
Anne ve babasının yatak odası Ahmet’in odasına bitişik olduğu için tartışmalarını duyuyordu. Kardeşinin uyuyor olmasına şükretti bir an. Annesi sitemkar bir biçimde “Çok sert davrandın ablama” dedi. O da “Hayır olması gereken buydu. Onlar gezecek diye oğlumun tahsil hayatını tehlikeye atamam. Herkes kendi evine yakışır” dedi. Bunun senin kardeşin olması ile ilgisi yok benim kardeşim de yapsaydı bu hareketi ona da aynı şekilde davranırdım. Hiç şüphen olmasın” dedi gözlerini açarak.
DEVAM EDECEK
Mehmet Ali AKSÜMER
YORUMLAR
fanatik62
birde şiir denemesi yaptım o konudada yorumlarınız benim için etkileyici olacaktır.