Seni Kaybetmenin Masalı Seher Yelimde Esiyor
hayrettin taylan
Su anlatır hiç anlatılamayanı.Nehir olsam; beni anlatsan.Hiç gidemeyen hiç olmanın ne kadar vaki olduğunu anlar mısın ki.
-Süzüldüğüm yaranın ırmak ağzı olsam,ilk akan, ilk seven, ilk benden giden olur musun ki?
Gidilemeyen okyanusum var.Dalgalarım seher. Gün’eşimin dudak uçaları seher.
Aşkın gündüz olmaya masallar gerek. Perim vardı.Persiz uçtuğum gecelerin koynunda , arzuların huyunda kaybettim.
Huri mi de demsiz yaşamların cehenneminde yanarken kaybettin. Bir adım da kaybetmek.
Soyadım yok. Giden kendi acılarına ekledi. Yılmaz denilen aşkın ufkuna bağladım bahtımın zincirlerini.
-Hacmine sığıntılar ,azmine azizler, azizeliliğine Meryemsi hisler ekledim.
Al ben’i.
*Bu al’ın silmez öyle renksiz yaşamları.Sür beni Sör olduğum güneş batmayan imparatorluğun alnına .
-Öp beni aşka yama olsun.
Dudak uçlarının ucunda okunsun sevginin kitabı. Gündüz başlayıp bir seher vakti masalını okusun kader.
-Beyazlar içinde ata binmiş ilk sevdiğine giden en güzel gelin olmanı anlatsın masalın ninesi.
-Az gitsin, azdan daha çok gitsin. Uz kendine uzasın. Uzakları anlatmasın uz.
Dere tepe düz gitsin. Dere bitsin ,aşk gitsin. Gökten değil gönülden üç elma düşsün.
-Ben al elmanın alması. Sen kal elmanın kalesi. Kavuşmak beyaz bir elma olsun.
*Beyaz elmayı bölsün bahtın bıçağı. Sonra elmanın , seni almanın tadına varsın hayatımız. Ve cennetten kovuluşumuzu dair ademi bir ayna tutulsun.
-Ben Fırat , sen batıda Alaska’nın da sonundaki Varini nehri ol. Dünya döndükçe kavuştursun bizi.
-Ya da dünya batsın, biz dünya olalım. Masal böyle daha güzel olur.
*Ben ne kadar yanarsam yanayım ,yangınların adı ,bahtı, aşkı yok.
-Dermanın kül olsun. Harmanın gül olsun. Kül ile gül arasında aşk kul olsun yaşanacaklar.
-Alevin huyu sana adressiz kalışları öğretir. Kül muhtaç olacağın sevginin dilini, aşk ise bir ömür lekesini yumurtlar hücrende.
-İlk aşk ,insanın ömrünün sonuna kadar leke olarak kalır.
Bırak kalsın, bırak silinmez bir yaran olsun. Milyarlarca insan içinde bu tadı yaşamak da aşk.
Yüzümü döndüğüm ,gün düğümlerinde kördüğümlerim çözülür.
Bir y’aranın gelgeçi olmak, gelgitleri yüklemek ay yüzüne.
-Baş harfindeki gizeme sabahlarımı sunmak seherden önce.
Kaderimi kederimden başlayarak yakmaya. Cemalinin helaline hilallerimi göğünün , göğsünün farkındalığı yapmak.
-Yaşamak seheri.Gün’eşe hazır olmak. Gündüzleri köze çevirmek,üstünde üstsüz hayalleri kızartmak.
Sonra dimağların adresinde tutku olmak, aşka kül olmaya yakın olmak .Sonrasızlığı hiç anlatamamak.
-Ben bekleyişin çürüyen kalbiyken mümkünlerin kenti olmak kolay mı ki? Bu namümkün kente gün’eşten önce seher doğar mı ki?
-Ben kader değilim ki bileyim. Ben gidenin yürek bileycisi. Körelmiş bir sevdanın giyotiniyim. Her dem kesilmeye yakın kesiflerim var.
-Dahası sosyolojik atlasın her olgusuna değişmen bir rengim.
Rengarenk bir akışın suyuyum. İçimde zemzem yok. Yusuf’un atıldığı kuyunun ya da aşk huyundan içmedim ki.
-Bir başka meleğin sevgi cennetine atomlarımı atacak füsyonlarım yok. Sol yanım Nagazaki,Hiroşima. Permalarımda aşk çıkmaz.
-Ben acının cinlerine ders verip ders almayan algısal zehirleri olan
devir çeviricisiyim.
-Ruhuma sinen seher yelleri oldu,yazgıma kadar dokundu özel bir kilim gibi. Bir ömür ütücüsü olarak melek yüzünden ayetler okudu.
-Gün’eşleri henüz unutamayan bir Mecnun atası olarak atıma bindim. Kendime gidiyorum biraz.
-Dört nalla aklımdan kaçıyorum.
Bir yudum sen arası veriyorum berrak sevgiler denizinde.
Suyun yüreğinde ıslanıyorum uslanmak için.Çöllerim petrol güzeline hibe ettim.Kendine düşman sevdalar ulansın diye.
-Var olandan yok olana hiç var olmasın diye.
Sen meleklere ders ver, sen meleklerden ders al.Tersimden akan aşk nehrinin ıslak bekleyeniyim.
- Benlik masalını sunar, seher yellere kendine yenilirken.
Zülfüne kardeş esişler bırakır içinde kalanlar.
Herkes kaderine iklim olur, yazı ve aşkı yaşamak için
-Baharları da derman için gül yağan ömrün yamacın yamalar .
Bir aşk masalının vedasında seher yelinin söyleyemediklerinde ,unutamadıklarında, bitiremediklerinde,içinde mumyalanmış sevgi dilinde
Araşır , yaklaşır, buluşur, yanaşır demler. Adressiz kalır bakışlar, tanımsız kalır tutkular, dile getirilemez dilsiz akışlar, sonrasız kalır sonlar, sayısızlığın sonuna eklenir işlemsiz aşklar.
-Düşün masalına sal olur akar gider gitmeler , kendini arar bir günler.
Akşam kaçar, gece kusar;yalnız “seher “ bekler kaderine yakın olan içsel bir vakanın seyrini.