Siz Hiç....
Yüreğimi sürgüne göndermişim ben…Kaç gecenin şafağını beklemişim, loş zindanlarında yalnızlığın.Tepeden tırnağa hüzne kesmişim sarı hazanlar da, ama terk etmemiş umut beni içten, derinden yakarışlar salmışım Tanrı’ya sana dair ne varsa…
Siz hiç İce berg oldunuz mu? Görünmeyen yanınızı sakladınız mı hiç?Sığmamışken okyanuslara, küçücük bir yüreğe hapsoldunuz mu?
Siz hiç Aktrist /Aktör oldunuz mu? Rolleri başkaları tarafından belirlenmiş bir oyunu oynayan. Ben oldum .Ödülsüz bir Aktrist’tim ben..Bir senaryo vardı ve benim ne çok yüzüm..İtaatkar sevecen bir eş, hayırlı bir evlat, vefalı bir arkadaş…Hepsi bendim.Koşulsuz, şartsız hepsi bendim..
Suskunluğum oldu benim, sesim sessizliğimde kayboldu.Siz hiç sesinizi kaybettiniz mi?
Güneşlerim vardı benim...Meltemlerim, ılık bahar akşamlarım, yakamozlarım. Ay ışığında yıkanmış sevda türküleri söylerdim bir vakitler...
Siz hiç notalarınızı kaybettiniz mi?
Şimdi esmer gecelerim var benim.Bir yanı rutubetli duvarlarında gönlümün,kardelenler açar usulca.Kendime bile itiraf edemem içimdeki med_cezir leri. Benden gitmelerimi, hep sana gelmelerimi..
Üşümekteyim artık.Güneşimi kaybettim.Yarınını yitirmiş bir günü yaşamaktayım.Yarınım yok, bugünüm kayıp, dünden kalan ayıplarımla
Siz hiç gününüzü, güneşinizi kaybettiniz mi?
İşlenmemiş bir cevherdim ben.Oysa şimdi ışığımı yitirdim günden güne değersizleşmekteyim.Bir bilmez çobanın iki tahta kaşığa değiştiği “Kaşıkçı Elması”nı bilirsiniz değil mi?
Bir bilmezin elinde bilinmez olmayı bilir misiniz?
Bir vakitler Gül/düm ben. Bir ”Yediveren”... Her daim tomurcuğa kesmiş dallarım vardı ve her biri b/aşk/a açardı.Oysa bilmez bir bahçevanım vardı benim, kırardı dallarımı hoyratça.Günden güne dökerken yapraklarımı kokumu da yitirdim bir hazan sabahında.Sizin hiç Nisan yağmurlarına ihtiyacınız varken bir boran çaldı mı kapınızı?
Siz hiç susuz, yağmursuz kaldınız mı?
Şimdi kimsenin bilmediği bir sevdam var benim…Kimsenin kapımı çalmadığı bir yalnızlığım.Arsız bir dilenci gibi dışarıda, kapı önünde bekliyor korkularım ve ben çaresizce, ümitsizce hala seviyorum seni...
Siz hiç yüreğinizi sürgüne gönderdiniz mi?
Ve siz hiç benim kadar sevilmeyi istediniz mi?
YORUMLAR
Kalbin derinliklerinde ince bir sızı... Okudukça açığa çıkan, okudukça büyüyen bir sızı... İçten ve samimi dili şairin kendine has bir özelliği olmuş Konu seçimleri, ıfade biçimi yazı dilini gittikçe güçlendiriyor... Neyin eksikliği bu sevginin, şefkatin... Nicelik mi eksik olan, nitelelik mi? Son zamanlarda değil mi zamanı tüketmemiz niteliğin peşinde...
Vasıtalarımızı, imkanlarımızı, haysıyetimizi tüketerek dilemek...Şefkatin, sevginn buruk gözyaşları... İçerirde bir yerlerde dokululmamış, küçük bir çocuğun sesleri duyulur gibi...acının... ve mavinin..ve siyahın hakıkatın sesını duyurmaya çalışmış sanki...
Bir tokat atarcasına gerçeği okurun suratına vuruyor... Ürkütücü. Delici ama gerçek... Boşluğumuza basıyor... Okudukça kendi boşluğumuza dönüyoruz. Kendi yalnızlığımıza, kendi sevgisizliğimize... Kendi nefessizliğimize... Alışkanlığın dışında, okuru hayale ürüklüyor, yazının bir parçası yapıyor sorusuyla... Yüzleşmeye davet edıyor... Kendi iç sesini dinlemeye... Düşünmeye, dinlemeye değmez mi?
En azından empati kurmaya davet etmiyor mu?
Emeğinize sağlık,yeni kelimelerde buluşmak dleğiyle...
Hamuş-71
Emeğinize sağlık. Yorum yazının bir adım önüne geçmiş addediyorum Hocam İce_berg' in görünmeyen ve en derin yanını anlatmış olmasından ötürü.
Kalben teşekkürlerimle.
:(
...oy çok güzeldi.
hele bitiş dokundu yüreğime.
tebriklerim çokça...
Hamuş-71
Teşekkür ediyorum Sevgili Kum tanesi.Sizi sayfamda görmek mutluluğumdur her daim
Saygı ve duam ile...
Satırlarda yaşamak var...Hissetmek kelimele dizelerinde ki hayatın içinde bulmak kendini...
Yaşadım her bir kelimede , notalarımı kaybettim, güneşlerimi, gül yüzümü kaybettim...
Hiç sevilmemiş gibi sonsuza dek sevilmek istedim...
Sevilmeye ne denli açız değil mi...Kuru da olsa tatlı bir söze, şevkatli bir yüze, sıcacık bir ele ne kadar açız...
Mükemmel di...
Hamuş-71
Sayfama nazik ziyaretiniz ve değerli yorumunuza teşekkür ediyorum..Sevgiyle...