- 680 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SESSİZ İSKELE
Hemen her akşam, eve içim sıkkın dönüyorum. Niçin? Bu niçinin cevabı yok. Bir işim mi sarpa sardı? Bir yerim mi ağrıyor? Birisiyle mi çatıştım? Hayır… Sadece içim sıkkın.
Sıkılıyorum… Sıkıntımın içinde kayboluyorum. Büyüyorum… Büyüdükçe sorunlarım artıyor. Sorunlar… Küçük küçük bir sürü sorunlar, bir yumak halinde çoğalıyorlar. Çözüm yoları da vardır mutlaka. Bir yerlerden başlamak da istiyorum aslında. Fakat kaybolduğum sorunlar yumağının içinde bir türlü ipin ucunu bulamıyorum.
Her akşam sorunlarımla çarpıştığım iskeledeyim. Sessiz… Çok sessiz… Bu gece içim sıkılsın istemiyorum. Ama düşündükçe sıkılıyorum. Martılarında içi sıkkın olacak ki çığlıklarıyla şenlenen eski iskele yok artık. Rahatlamak için geldiğim iskele, şimdilerde kendisini rahatlatmamı bekler halde. Ben yine yalnızım sessiz bir iskelede, gecenin ürperten karanlığında, birkaç sönük yıldızın altında, sadece kayalıklara çarpan hırçın dalga sesleriyle başbaşayım. İçim ürperiyor, içim sıkılıyor…
Her gün bir yığın sorunlar kervanında yaşarken sıkılmamak mümkün mü? Bir şey yapmama gerek de yok sıkılmak için. Yaşamak ve izlemek yeterli oluyor. Sıkıcı insanlardan sıkılıyorum kimi zaman, kimi zaman da onları sıkan insanlardan, sıkılan insanlardan da sıkılıyorum, yolda yürümemi zorlaştıran insandan, yolculukta rahatımı bozandan, sigarasının dumanını yüzüme üfleyen yüzsüzden, gazetemi okurken keyfimi kaçıran keyifsizden sıkılıyorum çoğu zaman. Sonra içim sıkkın bitiriyorum bir günü daha. Bir gün daha elimde olmadan sıkılgan geçip gidiyor ve ben arkasından bakıyorum çaresiz. Bir de buna sıkıyorum canımı. Hızlı ve verimsiz geçen zaman... Başkalarının gündelik yaşamlarında normal karşıladıkları ve farkında bile olmadan yaptıkları kendilerince çok normal hareketler canımı sıkmakta yeterli olabiliyor. Sonra ver elini sessiz iskele…
Bir gece daha birlikteyiz. Artık evin yolunu unutur oldum. Seninleyim sıkılgan gecelerde. Senin sessizliğindeyim. Kaçıp geldim sana sığınır oldum belki de. Belki de senin bünyendeki yalnızlığa sakladım kendimi. Aslında yalnızlık da sıkıcı. Ama ne önemi var? Sessizliğinde huzur var karanlık gecelerde. İnsanların aldatıcı ve canımı sıkan yüzü yok senin yüzeyinde. Biliyorum, sorunlarımla boğuşuyorum. Sorun olmadan sorun çıkarıp, bir sorun içinden binlercesini doğurabiliyorum. Şimdi sorun kim, sorun ne onu da bilmiyorum. Yaşıyorum içim sıkkın… Kaçıyorum içim sıkkın… Büyüyorum içim sıkkın…
Martıların dahi uğramaz olduğu sessiz iskeleden dönüyorum bu gece de. Onun da içi sıkkın. Dertleştim biraz kendisiyle. Geç oldu, evin yolunu tuttum çaresiz. Onu da yalnızlığına ve sıkılganlığına terk ettim insanlığından şüphe duyduğum insanların arasından alıp. Ve yine içim sıkkın dönüyorum eve... Niçin? Bu sorunun cevabı yok. Sadece içim sıkkın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.